57. Bölüm

644 77 3
                                    

Keyifli okumalar 🥰

****

Genç kız uçaktan indiğinde bilmediği yabancı topraklarda kendini çok garip hissetmişti. Elindeki temasla bakışları yanında duran genç adama döndü. Gerginliğini hisseden adam kıza gülümseyerek “Sakin ol,” dediğinde Alya derin bir nefes aldı.

“Elimde değil, biraz gerginim. Bazılarını birebir tanısam da bazılarını ilk kez göreceğim.” Cenk anlayışla karısına bakarken biraz ileride elinde pankartla etrafa bakınan kadını görünce Cenk başıyla onu göstermişti.

“Şuradaki kadının bizi arıyor olma olasılığı ne kadar?” Alya Cenk’in gösterdiği yere dönerken gözleri gördüğü kişiyle parlamıştı.

“Angela,” diyerek hızlı adımlarla kadına doğru ilerlerken Cenk gülümseyerek karısının arkasından gitti.

“Alia?” Angela emin olmak için genç kıza bakarken Alya adını yanlış söyleyen kıza gülümseyerek kendini tanıtmıştı. Birçok kez görüntülü konuşsalar da birebir görmekle aynı olmuyordu. Angela melez bir Asyalıydı. Babası Amerikalı annesi Japon olan kızın iki ırktan da özellik aldığını belirgin bir şekilde görmek mümkündü.

“Merhaba Angela seni canlı bir şekilde görmek çok güzel.” Genç kadın kendinden beklenmeyecek bir çeviklikle Alya’ya sarılarak gülmüştü.

“Hoş geldin, çok sevindim gelmene,” derken bakışları Alya’nın arkasında ki Cenk’e takılmıştı. Alya onun baktığı kişiyi görünce gülümseyerek “Kocam Cenk,” dediğinde Cenk Alya’nın kendini tanıştırma şekline mutlu olmuştu. Angela genç adama selam verirken Alya’nın koluna girerek şakımıştı. Oldukça neşeli bir kızdı.

“Ah sizi harika bir yere götüreceğim. Önce güzelce yemek yiyelim sonra yola çıkmak için yeniden hazırlık yaparız.” Alya Cenk’in elinde ki diğer valize uzanırken Cenk genç kıza valizi vermeyerek kendisini taşıyabileceğini söylemişti. Üçlü havaalanından çıkarken kulaklarına dolan gürültüyle Alya yüzünü buruşturdu. Dünyanın neresine gidersen git bu gürültü sizi elbet buluyordu. Arabaya bindiklerinde Angela onları oldukça nezih bir restorana götürmüştü. Karşılıklı masaya geçtiklerinde Alya tedirgin olarak etrafına baktı. Mekan neredeyse tamamen doluydu ve bir çok kişi et yemeği yiyordu.

“Alya neden öyle bakıyorsun?”

“Angela biliyorsun, inancım gereği domuz eti yemek haram. Burada…” Alya konuşmaya devam edecekken Angela ellerini sallayarak sözünü kesmişti.

“Merak etme burası sizinkilerin yeri.”

“Bizimkilerin yeri?” Cenk’in farkında olmadan Türkçe konuşarak Alya’ya bakmasıyla Angela gülmüştü. Alya ile karşılıklı olarak bir birlerine kendi dillerini öğretmeye çalıştıkları için az da olsa Türkçe konuşabiliyordu.

“Evet,” dediğinde Alya gözlerini kısarak daha dikkatli etrafı incelemeye başlamıştı. Kasa bölümün üzerinde kendi bayrağını görünce yüzünde oluşan gülümseme Cenk’in dikkatini çekmişti.

“Neden gülümsüyorsun?”

“Şuraya baksana,” diyerek kasa tarafını gösteren Alya, Cenk’in dönmesiyle adamın duvarda yazan yazıyı okuması bir olmuştu.

“Türk yemekleri,” dediğinde Angela başını sallayarak onu onayladı.

“Burası birkaç yıl oldu açılalı ama oldukça müşteri topluyor. Yemekleriniz çok güzel.”

“Öyledir,” diyen Alya’nın keyfi yerindeydi. Yine de et konusunda emin olmak istemişti. Gelen garson sipariş almak isterken Alya Cenk’e dönerek “Ne eti kullandıklarını sorsana Cenk,” dediğinde garson gülümseyerek Alya’ya cevap vermişti.

GELİNCİK ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin