49. Bölüm

606 81 5
                                    

Keyifli okumalar...

****

Genç kadın kızların konuşmasını dinlemiyordu. Aklı Aslı’nın sözlerine takılı kalmıştı. Han nasıl ailesine karşı çıkabilirdi ki? Dalgın bir şekilde dururken Alya’nın “Cemile abla iyi misin?” diye kendine sormasıyla başını kaldırmıştı.

“Bir şey mi dedin canım?”

“İyi misin daldın gittin?” Alya endişeli bir şekilde genç kadına bakarken Cemile hafif gülümsemişti.

“İyiyim merak etme Alya sadece biraz yorulmuşum.”

“İstersen sen yatabilirsin abla, biz biraz daha otururuz.” Cemile genç kızı onaylarken ikişerli kalacakları odalarda Cemile ve Alya için hazırlanan odaya geçmişti. Arya genç kadına yerini gösterirken kızların yanına salona geçti.

“Cemile ablaya bir şey mi oldu?” Arya kardeşinin yanına gelerek sormuştu.

“Neden?”

“Az önce ona kıyafet verdim ama birkaç kez seslenmeme rağmen beni duymadı.” Alya da kadının birden durgunlaştığını farkındaydı. Özellikle Aslı’nın konuşması sırasında. Alya zeki bir kızdı ve etrafında olabilecekleri gözlemlemeyi severdi.

“Bilmiyorum ki ben ona bir bakayım siz de çayları doldurun.” Arya kendini kanepeye bırakırken Akasya yerinden kalkarak herkese atıştırmalıklarla birlikte çay getirmişti.

Alya derin bir nefes alarak odaya girdiğinde yatağında uzanan kadına kısa bir bakış atmıştı. Kapıyı arkasından çekerek gece lambası altında Cemile’nin yattığı yatağa doğru ilerledi.
“Cemile abla, iyi misin?” örtüyü başına kadar çeken genç kadın yerinde kıpırdanarak boğuk bir sesle “İyiyim,” derken Alya onun sesindeki garipliği hemen fark etmişti.

“Bana bakar mısın abla?” Alya yatağın kenarına otururken kadının iç çekmesiyle yavaşça üzerinde ki örtüyü çekmişti.
“Cemile abla?” Cemile ağlamaktan kızarmış gözleriyle genç kıza bakarken Alya derin bir nefes alarak devam etmişti.

“Han abinin sevdiği kişi sensin değil mi?” Cemile bakışlarını kaçırırken Alya cevabını almıştı. Cemile yerinde doğrulurken sırtını yatağın başlığına dayamıştı.

“Ben ne yapacağımı bilmiyorum.”

“Neden? Senin ne kabahatin var abla? Adam seni sevmiş, ailesine karşı savunmuş sevinmelisin.”

“Nasıl sevineyim Alya benimle o denk mi?” Alya duyduğu ile kaşlarını çatmıştı. Gözlerini kısarak “Cenk ve ben denk miyim abla?” dediğinde Cemile yutkunmuştu.

“Erkeği ayıplamıyor toplum Alya, bunu sende biliyorsun. Kadın olmak bazı konularda suç… Boşansan dul olursun, adamın elinin artığı olursun ama erkeğe bir şey olmuyor işte.”

“Abla bu düşünceyi at kafandan.”

”Nasıl atayım Alya? Baksana benim yüzümden ailesiyle tartışıp evi terk etmiş.”

“Onlar zamanla Han’ı affederler sen mutluluğuna bak abla. Han abiye karşı bir şey hissediyor musun?” genç kadın gelen soruyla yutkunmuştu. Bakışlarını kaçırırken Alya istediği cevabı sözlü olarak duyamasa da almıştı.

“Biz olamayız Alya,”

“Bence siz çoktan oldunuz sen ayak diretiyorsun. Arkanda duran, seni savunan bir adam var abla. Arya’dan az çok onu dinlemiştim. Han abi öyle kararsız bir adam değildir. Oyun oynayacak biri hiç değil. Eğer seni sevdiğini söylüyorsa bunu sana hissettiriyorsa doğruyu söylüyordur. Bak bu yaşına kadar birçok kez evlenebilirdi. Aslı annesinin ona pek çok kız bulduğunu ama Han’ın hiç biriyle görüşmediğini söylemişti. Şimdi ise senin için ailesini karşısına alıyor. Onu yalnız bırakma abla, bırak hayatın düzene girsin. Eğer duygularından eminsen mutluluğunu elinin tersiyle itme.”

GELİNCİK ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin