28. Bölüm

724 93 6
                                    

Keyifli okumalar!

***

Deniz Hanım çalan kapıyı açmaya gittiğinde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Kapıyı açtığında ise yüzündeki gülümseme yavaş bir şekilde silinirken yerini heyecana bırakmıştı.

"Cemile?" kadının sesi o kadar yüksek çıkmıştı ki Cenk koşarak kapıya gelmişti.

"Anne ne oldu?" Deniz Hanım ağlayarak kapıda ki genç kadına sarılırken Cenk de en az annesi kadar şaşkındı.

"Abla?" genç kadın kendisine sarılan annesine ağlayarak karşılık verirken titremeye başlamıştı.

"Annecim," Cemile Deniz hanıma sıkıca sarılırken Cenk omzunu duvara yaslayarak iki kadının hasret gidermesini izlemişti. Ablası bunca yıl sonra eve gelmişti, üstelik Sakarya'ya... Cenk bir şeylerin ters gittiğini düşünüyordu. İkili ayrıldığında Cenk sıranın kendisine geldiğini düşünerek kollarını açıp ablasına sarılmıştı.

"Hoş geldin abla, keşke haber verseydin seni almaya gelirdim." Genç kadın geri çekilerek Cenk'in yüzünü avuçlarının arasına aldı.

"Hoş buldum kardeşim, çok hoş buldum." Cemile yutkunarak bakışlarını kaçırırken Cenk dikkatle ablasının yüzünü inceliyordu. Kaşları kulak arkasından ensesine doğru uzanan kızarıklığı gördüğünde çatılırken annesine kısa bir bakış atarak yeniden ablasına dönmüştü.

"Hadi içeri geçte konuşalım. Yoldan geldin yorgunsundur." Cenk ablasının kenara bıraktığı küçük el valizini alarak ablasıyla salona geçmişti. Deniz Hanım hala inanamıyormuş gibi kızına bakıyordu. Genç kadının kanepeye geçip oturmasıyla kadın hiç vakit kaybetmeden hızla kızının yanına oturarak onu kollarının arasına çekmişti. Biraz sert sarılınca genç kadından çıkan inleme sesi Cenk'i daha da şüphelendirmişti.

"Ne oldu kızım?" Deniz hanımda kızının acı çekmesiyle hemen geri çekilip şüpheyle kızına baktı.

"Yok bir şey anne," diyen genç kadın Deniz hanımı ikna edemeyeceğini anladığında devam etmişti. "Düştüm anne, biraz morluğum var."

"Emin misin abla?" Cenk ablasının gözlerini kaçırmasıyla dişlerini sıkmıştı. Evlendiğinden beri kocası ablasını onlarla doğru düzgün görüştürmüyordu. Bunca yıl sonra eve geldiyse ablası dayanma sınırına gelmiş olmalıydı.

"Sorun yok Cenk, sen beni bırakta anlat bakalım neler yapıyorsunuz?" Cemile etrafına göz atarak evi incelemiş yeniden ailesine dönmüştü. Cenk cevap vereceği sırada kapı yeniden çalmıştı. Cenk dış kapıyı açmaya gittiğinde Deniz Hanım kızına üzgün bir şekilde bakıyordu.

"Bana anlatmayacak mısın? İsmail nasıl buraya gelmene izin verdi? Yıllardır iki saatlik mesafede yaşadık gelmedin, şimdi bunca yolu geliyorsan bir sorun olmalı. Ne oluyor Cemile?" Deniz Hanım kızına dikkatle bakarken salona giren kişiyle dikkati dağılmıştı.

"Deniz teyze yemekleri mutfağa..." Alya salondaki yabancı kadını görünce duraksamıştı. Alya'nın sesini duyan Deniz Hanım yerinden kalkarak genç kızın yanına gitmişti.

"Gel Alya, bak sana kimi tanıştıracağım. Bu benim kızım Cemile." Alya kadının sözlerine şaşırsa da belli etmemeye çalışmıştı.

"Öyle mi hoş geldiniz?" Alya elini uzatırken Cemile de yerinden kalkarak genç kıza elini uzatmıştı.

"Teşekkür ederim." Deniz Hanım kızının bakışlarını görünce devam etmişti.

"Cemile, bu da Alya kızım. Üst katta oturuyor. Kardeşinle aynı okulda ayrıca bizim oralardan." Cemile annesinin Alya'ya ona bakışlarından kızı çok sevdiğini anlayabiliyordu. Hafif gülümseyerek Alya'ya bakan genç kadın kızı tedirginlikle yerinde kıpırdanmasına neden olmuştu.

GELİNCİK ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin