45. Bölüm

619 81 3
                                    

Merhaba arkadaşlar. PC bozuldu maalesef. Telefondan kopyala yapıştır yapmak ve düzenlemek oldukça zor oluyor. Umarım fazla hata yoktur. Keyifli okumalar.

****

Genç adam oldukça tedirgin bir şekilde etrafına bakınırken oturduğu kafede gelecek olan misafirini bekliyordu. Dün olanlardan sonra tüm gece uyuyamamıştı. Şimdiyse verdiği kararı uygulamak için misafirini bekliyordu. Garsonun önüne bıraktığı çaydan bir yudum alırken derin bir nefes aldı. On dakikalık bir bekleyişten sonra beklediği kişi kapıdan giriş yaparken yutkunmadan edememişti.

“Merhaba beklettim mi?” genç adam oturduğu yerden kalkarak kadını karşılamıştı.

“Ben erken geldim, gecikmedin.” Han’ın cevabı ile genç kadın çektiği sandalyeye otururken adam da karşısına geçmişti.

“Kahvaltı yaptın mı?” genç kadın başını iki yana sallayarak adama cevap vermişti.

“Hayır yapmadım. Annem çok soru sormasın diye işim var diyerek evden çıktım.” Han kadının sözlerine hem üzülmüş hem de mutlu olmuştu. Onu zor duruma soktuğu için üzülmüştü ama erkenden yanına geldiği içinde sevinmişti.

“O zaman önce kahvaltı yapalım.” Cemile adamın ışıldayan gözlerinden bakışlarını kaçırırken hala neden bu masada onun karşısında oturduğunu düşünüyordu. Han garsondan kahvaltı getirmesini isteyerek çayının tazelenmesini istemişti. Masa hazırlanınca ikili sessizce kahvaltısını yapmaya başlamışlardı.

“Benimle ne konuşacaktın?” Cemile çatalını tabağının kenarına koyarak karşısında ki adama baktı. Han kadının sorusuyla aynı şekilde çatalını bırakıp geriye yaslandı. Söze nasıl başlayacağını düşünüyordu. Cemile ise merakla ona bakıyordu.

“Söze nasıl başlayacağımı düşünüyordum.”

“Hala iş konusunu açacaksanız size söyledim kendi çabalarımla bir işe girmek istiyorum.”

“Bu konunun işle alakası yok Cemile, bu tamamen kişisel.” Han ilk kez açık konuşmaktan çekiniyordu. Mesleği ve karakteri gereği oldukça açık konuşan biriyken söz konusu duygular olunca ne söyleyeceğini bilememişti.

“Seni dinliyorum,” Cemile merakla adama bakmaya devam ediyordu.

“Aslında ben her zaman açık konuşan biriyimdir. Sözü dolandırmayı da sevmem ama söz konusu sen olunca ne söyleyeceğimi şaşırıyorum.” Cemile kaşlarını çatarken Han kadının kaş çatmasının bile çok sevimli olduğunu düşünmeden edememişti.

“Ne söylemeye çalıştığını anlamıyorum Han Bey?”

“Sadece Han de lütfen, Bey demene gerek yok.” Cemile adamın delici kahve gözlerinde takılı almıştı. Adam öyle derinden bakıyordu ki genç kadın bakışlarını çekmekte dahi tereddüt eder olmuştu. Yutkunan Cemile zor da olsa bakışlarını kaçırırken başını salladı.

“O zaman açık ol Han?”

“Seni yakından tanımak istiyorum,” Han birden düşüncelerinden geçen sözleri söylemişti. Cemile başta adamın neden bahsettiğini anlamadığından “Beni zaten tanıyorsunuz,” dediğinde Han tek kaşını kaldırarak gülümsemişti. Genç kadın adamın gülümsemesi ile yutkunurken neden bahsettiğini anladığında gözleri sonuna kadar açılmıştı.

“An…lamadım?”Han başını iki yana sallayarak karşısında ki kadının gözlerinin içine bakarak tekrarlamıştı.

“Ben her zaman açık sözlü biri oldum Cemile, ben ilk kez böyle hissediyorum ve bu duyguların ziyan olmasını istemiyorum. Biliyorum zor bir evlilikten yeni çıktın ama beni yakından tanımanı, seninle bir yola çıkmayı istiyorum.” Cemile adamın her bir sözünde daha da şaşırıyordu.

GELİNCİK ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin