19. Bölüm

716 98 4
                                    

Keyifli okumalar

***

Genç kız koluna taktığı çantasıyla hızla dış kapıya doğru ilerlerken bir yandan da arkadaşına sesleniyordu.

"Akasya hadi geç kalıyoruz,"

"Geldim, nasıl uyuya kaldık anlamıyorum," diye söylenen Akasya hemen ayakkabılarını giyerken bir yandan da sınava yetişebilmek için dua ediyordu. Bu gün son vize sınavları vardı ve neredeyse bir buçuk haftadır doğru düzgün uyumadan ders çalışmışlardı. Bu gün sınav belki de en zor sınavlarıydı. Gece yarısına kadar çalışmış sonra da masa başına uyuya kalmışlardı. Kapıyı kapatarak hızla merdivenden inerken orta kapının açılmasıyla kısa bir selam vererek aynı hızla aşağı inmeye devam ediyordu.

"Kızlar bir sorun mu var?"

"Geç kalıyoruz Onur, çok geç kaldık," diye adamı cevaplayan Akasya bir elini sallayarak ona bakmadan yola inmişti.

"Bekleyin sizi ben bırakayım," diyen adamla Alya'nın ayakları durmuştu.

"Sahi niye bu kadar koşuyorlardı ki? Arabayla on beş dakikalık bir mesafede olan okullarına yetişebilirlerdi. Sınava yarım saat vardı.

"Teşekkür ederiz, çok makbule geçer Onur Bey," diyen Alya'yla Akasya da durmuştu. Genç adam evine girerek arabasının anahtarını alıp hızla kızların yanına inmişti. Birlikte arabaya bindiklerinde Akasya'nın heyecandan eli ayağına dolanmıştı.

"Sakin ol biraz Akasya, yetiştireceğim sizi," derken Onur genç kıza kısa bir bakış atmıştı.

"Elimde değil, bu gün son sınava gireceğiz. Ayrıca zor bir sınav olacak."

"Sen yaparsın, kendine güven." Adamın sözleriyle utanarak bakışlarını kaçıran genç kız Alya'nın gülümsemesine neden olmuştu.

"Hangi bölüme gideceğiz?"

"Yüksek lisans binasına," Alya yanında ki arkadaşının konuşmayacağını anladığında adama kendisi cevap vermişti.

"Sınavdan sonra çarşıda dolaşalım mı?"

"Çok isterdim ama öğleden sonraki sınavda gözetmenlik yapacağım."

"Hadi ya, keşke işin olmasaydı. Canım acayip dondurma çekmişti." Onur Akasya'nın asılan yüzüyle hafif gülümsemişti. Demek ki zaman geçse de bazı şeyler değişmiyordu. Aklına evi tadilata başladığı günlerde Akasya'nın kendisine boğaca ve çay getirmesi gelmişti. Kızın getirdiklerini yerken oldukça mutlu olmuştu. Belki abisi var diye getirdi diye düşünürken ertesi akşam da Onur'a yemek getiren Akasya'nın mahcup bakışlarını kaçırması adamı yine böyle gülümsetmişti.

"İsterseniz akşama sizi çıkarabilirim," diye teklifte bulunan genç adam Alya'nın dikkatini çekmişti. Yarın dayısı ile düğün için Trabzon'a gidecekti. Bu akşam Akasya'yı dışarı çıkarmak güzel olabilirdi.

"Bence güzel fikir, gitmeden çarşıya inerek alış verişte yaparız. Sonra da istediğin dondurmayı yer döneriz."

"Bilmem ki, zahmet olmasın?" Onur aynadan kıza kısa bir bakış atarak gülümsemişti.

"Ne zamandan beri benden çekinir oldun Akasya?"

"Ben..." Akasya gelen soruya ne diyeceğini bilememişti. Zamanla Onur'un yeni yüzüne alışmaya başlamıştı. Belki ambalajı değişmişti ama Onur, davranışlarıyla, düşüncesiyle hala aynı adamdı.

"Abimlere söyler öyle çıkarız," diyen kız onların teklifini kabul etmişti.

"Bence şöyle yapalım, abinler de gelsin. Erhan abin gitmeden önce vakit geçirmiş oluruz." Akasya hevesle başını sallarken kampüsün kapısından içeriye giriş yapmışlardı. Onur onları bölüm kapısına bırakırken hala on dakikaları olması Akasya'yı rahatlatmıştı.

GELİNCİK ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin