17. Bölüm

635 85 0
                                    

Keyifli okumalar!

---

Genç kız şaşkınlıkla odadakilere baktıktan sonra kendini fazlalık gibi hissederek konuşmuştu.

"Ben çıksam iyi olacak!" Alya kapıya doğru ilerlerken Cenk dişlerini sıkarak genç kızın arkasından bakmıştı. Ayfer hala şok olmuş bir şekilde öylece duruyordu.

"Ayfer hocam, iyi misiniz?" kadın bir süre kendine gelemezken Cenk'in sorusu ile adama bakmıştı.

"Elbette, sorun yok Cenk hocam. Sanırım anneniz yanlış anlamış olanları," dediğinde aslında yanlış anlamadığını ikisi de biliyordu.

"Onun adına sizden özür dilerim. Annem normalde böyle biri değildir, son olanlar sinirlerini yıpratmış olmalı."

"Gerçekten önemli değil, ben gitsem iyi olacak." Kadın pencere kenarında ki komodinin üzerinden çantasını alırken Cenk'e bakmadan kapıya yönelmişti. Kadının odadan çıkmasıyla Cenk derin bir nefes aldı. Oldukça kızgındı. Annesini ilk kez böyle davranırken görmüştü ve çok ayıp etmişti. Bir şekilde Ayfer hocayı kendisinden uzak tutabileceğine emindi. Bir süre odada yalnız kalırken düşünmeye başlamıştı.

Alya odadan çıktığında koridorda sinirle dolaşan kadını görünce çekinerek onun yanına gitti.

"Deniz teyze, az önce çok sert çıkışmadın mı?" diye sorarken genç kız oldukça tedirgindi. Ters bir söz duymaktan çekiniyordu.

"Ne serti kızım, sabahtan beri gitmesi için her türlü imayı yaptım ama kadın anlamadı. Ben oğluma söyledim, Seda ile evlenirken karışmadım ama bundan sonra evleneceği kişiyi doğru seçecek. Bu kadının gözü göz değil," dediğinde Alya kadını sakinleştirmek için elini tutup onu kenardaki pencere çıkıntısına oturtmuştu.

"Yine de Cenk hoca adına ayıp oldu sanki. Sen sakin ol teyze, oğlun elbet doğru kararı verecektir," dedi.

"Bundan o kadar emin olamıyorum kızım," derken Alya etrafına bakınmıştı. Öğrencilerin çoktan gitmesi iyi olmuştu. Akşam vakti olduğu için hava kararmaya başlamıştı. Hastanedeçok fazla oyalanamazdı, biran önce gitmesi gerekiyordu.

"Sen yine de sakin ol, zaman gösterecek ne olacağını. Hem Cenk hoca sen öyle çıkışınca çok üzüldü. Üstelik hasta..."

"Ah be kızım, bu kadar düşünceli olma. Çok kırılırsın, demedi deme. İnşallah kalbinin güzelliğinin değerini bilecek biriyle karşılaşırsın," kadının duasına genç kız içten bir şekilde cevap vermişti.

"Amin!" ikili bir süre sessiz kaldıktan sonra odanın kapısının açılmasıyla kapıya bakmıştı. Ayfer hoca odadan çıkarken Deniz hanıma kısa bir "Hoşça kalın" dedikten sonra Alya'ya bakmayarak yeri döven adımlarla oradan uzaklaşmıştı.

"Bak kızım bu kadına dikkat et, bu gün olanlardan sonra sana iyice kinlenebilir," dedi. Alya da bunun farkındaydı. Bazen buraya geldiği için pişmanlık duymuyor değildi. Ne güzel memleketinde kendi okulunda yüksek lisans yapabilirdi. Hem ailesinden de ayrılmamış olurdu.

"Hadi sen içeriye gir, oğlun seni merak ediyordur."

"Sen gelmiyor musun?"

"Geç oldu teyze ben gitsem iyi olacak." Kadın genç kızın elini hafif sıkarak gülümsemişti.

"Sen bilirsin güzel kızım, eve varınca aramayı unutma. Yolda giderken dikkatli ol."

"Tamam, sende bir şeye ihtiyacın olursa beni aramaktan sakın çekinme. Bizim bizden başka kimimiz var öyle değil mi?" kadına sıkıca sarılan Alya oradan uzaklaşırken aklı karma karışıktı. Olanlara hala inanamıyordu. En azından öğrencilerin karşısında Deniz teyze o şekilde çıkışmamıştı. Bir de odada öğrenciler olsaydı Ayfer hocanın durumunu düşünmek bile istemezdi. Hastaneden çıkarak caddenin karşısına geçip dolmuş beklemeye başladı. O sırada Akasya'yı arayarak yolda olduğunu söylemiş, kendisini beklemesini istemişti. Dolmuşa binerek parayı uzatırken arka tarafa geçerek yol boyunca ayakta dışarıyı izlemeye başlamıştı. Sokak lambalarının altında yolu izlerken ineceği durak yaklaşınca şoföre seslenerek "İnecek var," dedi. Araba durduğunda sıkışık olan yolcuların arasından geçerek aşağıya indiğinde derin bir nefes almıştı. Oldu olası kalabalık yolculuk yapmayı sevmezdi. Birbirine karışan kokular midesini bulandırmaya yetiyordu. Özellikle ağır parfüm sıkanlara ayar oluyordu.

GELİNCİK ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin