50. Bölüm

687 86 7
                                    

Keyifli okumalar...

#****#

Genç kız arabadan indiğinde oldukça yorgundu. Omuzların geriye yaslayarak rahatlatmaya çalışırken gözleri onca saat boyunca arabayı kullanan genç adama bakmıştı. İki haftalık Trabzon seyahati an itibariyle sona ermişti. Dersler başlayacaktı ve Cenk ile geri dönmesi gerekiyordu. Tek gittiği memleketinden kalabalık bir aile olarak geri dönmüştü. Deniz annesi, Cemile ablası ve kendisi Cenk'in arabasıyla dönerken diğer kızlar ve Ahmet geldikleri gibi Han ile dönmüştü. İki araba ardı sıra dizilirken bagajlarda olan erzaklar indirilmeye başlamıştı.

"Cenk oğlum siz Alya'nın yüklerini yukarı çıkarın biz bunları eve sokarız," diye araya giren Deniz Hanım eline aldığı turşu bidonuyla evine doğru ilerlemeye başlamıştı. Cenk ve Ahmet kadının dediklerini yaparken Han ve diğer kızlarda Deniz hanıma yardımcı oluyordu. Hep birlikte işlerini bitirdikten sonra Aslı ve Ahmet evlerine gitmek için yanlarından ayrılırken birkaç sokak ötede oturan Akasya'da ailesini görmek için izin istemişti. Deniz Hanım Han'a dönerek "Oğlum yemek yiyelim öyle gidersin gideceğin yere," dediğinde genç adamın gözleri Cenk'e takılmıştı.

Gelmeden önce ikili arasında oldukça ciddi bir konuşma gerçekleşmişti.
Han genç adam ablasına duyduğu hisseleri açarken Cenk bir gece önceden ablasının kendisine olayları anlattığı için bir şey dememişti. Onun için önemli olan ablasının ne hissettiği ve istediğiydi.

"Ben rahatsız etmeyeyim Deniz teyze," diyen adama kaşlarını çatan Cenk başını sallayarak karşılık vermişti.

"Annem haklı, buyur yemek yiyelim. Hem konuşacaklarımız da var," dediğinde Han kabul ederek içeriye girmişti. Alya üzerini değiştirmek için yukarıya çıkacakken Cenk kolundan tutarak onu durdurmuştu.

"Dışarıdan yemek söyleyeceğiz istediğin bir şey var mı?" dediğinde Alya başını iki yana sallayarak "Siz kendinize ne söylüyorsanız bana da aynısından söyleyin," dedi. Cenk kızın kolunu bırakırken Alya yorgun bir şekilde merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Orta kata geldiğinde evin kapısı hızla açılınca ürken genç kız bir adım geri gitmişti. Onur uykulu bir şekilde kapıyı açarak kıza bakıyordu.

"Geldiniz mi?"

"Yok hala yoldayız!" Alya'nın cevabına göz deviren genç adam gözleri parlayarak sormuştu.

"Benimki nerede, yukarıda mı?" Alya adamın heyecanla sorduğu soruya gülerken başını iki yana sallamıştı. Onur yeni fark ettiği şeyle gözlerini kısarak kıza bakmıştı.

"Seninki kim? Eğer Akasya'yı soruyorsan ailesinin yanına gitti." Yüzü asılan genç adam "Hadi ya," derken Alya izin isteyerek üst kata çıkacakken Onur'un sesini duymuştu.

"Örtü yakışmış, hayırlı olsun," genç kız adama cevap vermeden eve çıkarken kapının az önce eşyaları yukarıya taşıyan Cenk tarafından açık bırakıldığını görünce duraksamıştı. Genç kız ayaklarını çıkararak evine girerken hemen ısıtıcıyı açarak suyun ısınmasını sağlamıştı. Odasından temiz kıyafetlerini alıp banyoya geçtiğinde uzun bir banyo yapamayacağını biliyordu. Aşağıdan onu bekliyorlardı. Hızlı bir şekilde duşunu alarak saçlarını kurulayıp hazır örtülerden birini başına geçirerek evden çıkmıştı. Seri adımlarla alt kata inerken kapı zilini çalmadan kapı açılmıştı.

"Bende seni çağırmaya geliyordum," diyen genç adama gülümseyen kız adamın geri çekilmesiyle eve girdi.

"Yemekler geldi mi?"

"Az önce geldi, soğumadan yiyelim." İkili salona girdiğinde Cemile ablasının gelen yemekleri servis ettiğini görünce ona yardım etmeye başlamıştı. Birlikte yemekleri dağıttıktan sonra hep birlikte masaya oturduklarında Cenk'in sorusu ortamın havasını değiştirmişti.

GELİNCİK ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin