48. Bölüm

606 87 4
                                    

Keyifli okumalar arkadaşlar. Umarım beğenirsiniz.

****

Genç adam heyecandan yerinde duramayan dayısına keyifle bakarken yanında ki abisine eğilerek “Dayımı ilk kez bu kadar heyecanlı görüyorum,” dedi. Selim kardeşine hak vererek yeniden dayısına bakmıştı.

“Kolay mı Serdar, yıllardır aşık olduğu kadınla evleniyor.” Serdar ve Selim’i fısır fısır konuşurken gören Adnan kaşlarını çatarak sormuştu.

“Ne konuşuyorsunuz öyle gizli gizli?”

“Ne kadar yakışıklı göründüğünü dayıcım, maşallah damat tıraşı çok yakışmış sana.” Adnan aynaya dönerek yansımasına bakarken yeğenlerine hak gülümsemişti.

“Yakışmış değil mi? Gülten de beğenir.”

“Annem görmedi mi seni?” Serdar araya girerken Adnan’ın yüzü asılmıştı. Sabah Efe aralarına girerek annesini kendisinin getireceğini söylemiş onu eve almamıştı. Başta durumu saçma bulsa da ergenlikte olan bir delikanlı için annesinden ayrılacağını düşünmesi ona zor gelmiş olmalı diyerek bir şey söylememişti. Şu düğün olsa da bitse bu işkence diye düşünürken Serdar ters bir şeyler olduğunu anlayarak dayısına yaklaştı.

“Gülten’i Efe getirecek salona.”

“Anlamadım?” Selim de kaşlarını çatarak dayısına bakmıştı.

“Nerede görülmüş gelin ve damadın düğüne ayrı geldiği?” Serdar kızgın bir şekilde kapıya yönelirken Adnan onu durdurmuştu.

“Nereye Serdar otur yerine.”

“Dayı gidiyoruz, bu yaptığınız Gülten anneme de haksızlık. Belki bilmiyorsun ama ilk kocasıyla evlendiğinde düğünü olmamıştı. Ailesiyle nikah dairesinde sade bir nikahla evlenmişti.” Adnan elbette bunları biliyordu. Hatta bu yaşlarına rağmen düğün istemesinin en büyük nedeni de bu durumdu. Sevdiğinin içine uhde kalmaması için.

“Efe iyice şımarıklık yapmaya başladı. Hadi gidiyoruz. Gelinimizi konvoyla alacağız.”

“Konvoy nereden çıktı Serdar?” genç adam dayısının koluna girerek hazırladıkları gelin arabasına bindirmişti. Kendisi direksiyona geçerken bir yandan da arkadaşlarına konvoyu haber veriyordu. Oldukça kalabalık bir araba gurubu gelin evine doğru yola çıkarken Selim de Cenk ve Alya’yı alarak peşlerine takılmıştı. Aras ve arya, Akın ve Zeynep’te kendi arabalarıyla onların peşine takılmıştı.
Araba üç katlı evin kapısında durduğunda mahalleyi korna sesleri inletiyordu. Adnan Serdar’a yapmaması için uyarıda bulunsa da Serdar onu takmamıştı. Arabadan inerek eve doğru dayısıyla birlikte yürürken alt katın kapısı açılmış karısı kapıya çıkmıştı.

“Serdar, bu ne gürültü?”

“Kolay mı hayatım gelin almaya geldik.”

“Biz gelecektik,” diyen Gülşen’e evlendiklerinden beri ilk kez kaşlarını çatarak bakan Serdar kızgınlığını bastırmak için olabildiğince yumuşak tonda

“Nerede görülmüş gelin ve damadın düğüne ayrı gittiği, senin aklın alıyor mu Gülşen? Yoksa bilerek mi yapıyorsunuz?” Arkada beyazlar içinde onları buruk bir gülümseme ile izleyen kadını gören Serdar karısına aldırmayarak eve girmişti. Efe itiraz edeceği sırada Serdar sinirle genç adama çıkıştı.

“Sen hiç konuşma Efe, kaç aydır hem annene hem dayıma yapmadığını bırakmadın. Bu kadar şımarıklık yeter. Şu kadını hiç mi düşünmüyorsunuz? Bu yaşına kadar sizin için genç olmasına rağmen evlenmedi. Şimdi kalkmış onun en güzel gününü berbat ediyorsunuz. Ayrıca senin de kardeşine uyduğuna inanamıyorum Gülşen.”

GELİNCİK ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin