Keyifli okumalar...
----
Deniz Hanım ve Alya kampüsten ayrılarak çarşıya inen dolmuşa bindiklerinde oldukça keyifliydi. Cenk ikisini tel başına göndermek istemeyince annesinden azar işiterek küçük bir çocuk gibi yerine oturmuştu.
"Ne düşünüyorsun Alya? Her şey yolunda mı?" Alya kadının sorusuyla başını yasladığı dolmuşun camından çekerek kadına bakmıştı.
"Bu gün güzel zaman geçirelim Deniz teyze, her şeyi unutalım olmaz mı?" Deniz Hanım kızın elinin üzerini okşayarak gülümsemişti.
"Olmaz olur mu güzel kızım, olur elbet," dedi. İkili gülümseyerek bir birine bakarken inecekleri durağa geldiklerinde dolmuşçuya seslenerek müsait yerden inmek istemiştiler. Alya kadının koluna girerek cadde boyu yürürken oldukça neşeliydi.
"Ne yapalım?"
"Semt pazarı vardı bu gün ona girelim mi?" Deniz hanımın sorusuyla genç kız hemen atılmıştı.
"Olur, ne zamandır pazara girmemiştim." Deniz Hanım onayı aldıktan sonra birlikte semt pazarına doğru gitmeye başladılar. Hava güzeldi, ne çok sıcak ne de üşütecek kadar soğuktu. Yarım saatlik yürüyüşün ardından pazara girdiklerinde etraftaki kalabalık genç kıza iyi gelmişti. İnsanlarınhep bir ağızdan konuşması, pazarcıların tezgahlarına müşteri çekmeye çalışması genç kızın kulağına neşeli bir şarkı gibi geliyordu. Başını yukarı kaldırarak derince bir iç çekti.
"Oh be dünya varmış." Deniz Hanım kıza dönerek gülmüştü.
"Keyfin yerine geldi kızım, bilseydim seni daha önce pazara getirirdim."
"Öyle deme Deniz teyze, geç olsun da güç olmasın. Bu gün pazarın altını üstüne getirelim ne dersin?" dediklerini de yapmışlardı. Koca pazarın girilmedik yeri, durulmadık tezgahı kalmamıştı. Alya ihtiyacı olmadığı halde bir kaç parça eşya almıştı. Deniz Hanım kendine kıyafet seçerken genç kıza da hediye tunik almıştı. Alya kadının aldığını görünce buruk bir şekilde gülümsemişti.
"Ne oldu kızım?"
"En son annemle pazara gittiğim günü hatırladım. Daha yeni geldim yanlarından ama özledim."
"Annedir özlenmez mi kızım, elbette özleyeceksin. Hem bende senin bir annenim." Alya elindekilerin verdiği ölçüde kadına sarılırken Deniz Hanım ona sevgiyle bakmıştı.
"Sen olmasaydın ben ne yapardım. Can yoldaşı oldun bana. Allah senden razı olsun teyze," diyen kızla duygulanan kadın çaktırmadan yanağındaki yaşı silmişti.
"Deli kız, hadi gidelim açlıktan öldüm. Pazar neredeyse kapatacak biz hala buralardayız."
"Hadi gidelim o zaman. Güzel bir yemek yiyelim sonrada eve dönelim. Bu gün yeterince seni yordum."
"Ama güzel yorgunluk oldu, en kısa sürede ana kız yine çıkalım."
"Çıkalım tabi," dediğinde elleri kolları dolu bir şekilde pazardan çıkmışlardı. Deniz hanımın telefonu çalınca elinde ki torbaları yere bırakarak telefonunu açmıştı.
"Efendim oğlum," diyen kadın Alya'nın da dikkatini çekmişti.
"Anne sabahtan beri arıyorum, neden telefonu açmıyorsun?"
"Pazardaydık evladım sesini duymamışım."
"Sabahtan beri pazarda mısınız? Kötü bir şey oldu sandım. Merkezdeyim siz neredesiniz."
"Pazardan çıktım oğlum, ne diye geldin. Biz yemek yiyip eve döneceğiz."
"Bekleyin orada geliyorum," diyen adam telefonu kapatmıştı. Deniz Hanım kaşlarını çatarak genç kıza bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELİNCİK ÇİÇEĞİ
Ficção GeralTATLI HATA hikayesinde ki İkizlerden Alya'nın hikayesi. Keyifli okumlar!