11. Bölüm

768 96 0
                                    


Keyifli okumalar!

****


Genç kız elindeki kalemi ayağında ki alçısının içine sokarak kaşıntısını gidermeye çalışırken bir yandan da kapıdan Akasya'yı kontrol etmeye çalışıyordu. Yaklaşık üç haftadır yatıyordu ve bu durum genç kız için bir rekor sayılırdı. Sadece ayağında ki kırık olsaydı bu kadar süre yatmazdı ama arada ameliyat yeri sızlıyordu. Doktor üzerine uzun süre olmadığı müddetçe basabileceğini söylediğinde Alya sevinçten havalara uçmuştu. Şüphesiz kızı en mutlu eden şey ise banyo yapabiliyor ve namaz kılabiliyor oluşuydu.

"Akasya, nerede kaldın?" Alya kaşınma işini bitirerek arkadaşına seslendi. Başında sıkı sıkı bağlı yemeni ile salona giren genç kız Alya'yı güldürmüştü.

"Bir şey mi istedin canım?"

"Yine mi ders çalışıyordun? Akasya şu huyundan vazgeçmelisin. Başını ne kadar sıkı bağlarsan bağla anlamanı kolaylaştırmayacak," dediğinde Alya yeniden gülmüştü.

"Gül tabi sen, herkes senin gibi zeki değil." Alya kızın isyanına başını iki yana sallarken masanın üzerinde duran bilgisayarını göstererek "Çalışmam gerekiyor canım, bilgisayarımı bana verir misin?" dedi. Akasya kıza dizüstü bilgisayarını uzatırken sıkıntıyla nefesini dışarıya vermişti.

"Alya, sınavlar başlayacak, sense ders çalışmak yerine her gün bilgisayarda bir şeyler yazıyorsun," dedi. Alya arkadaşına kısa bir bakış atarak gülümsemişti.

"Bu gün bitiyor yazım canım, yarın notlara bakarım." Akasya nedense genç kızın sözlerine inanmıyordu. Alya değişik kitaplar okuyor, tuttuğu notlara kısa bir bakış atarak kenara bırakıyordu.

"Hoca bu gün seni sordu, nasıl olduğunu yani..."

"Öyle mi, iyi olduğumu söyleseydin."

"Söyledim, raporun varmış o yüzden devamsızlık yazmayacağını söyledi. Ama sınavlardan iyi puan almazsan dersi geçirmezmiş." Alya kızın endişesi karşısında ona bakmıştı. Akasya ile geçirdiği şu birkaç haftada kızdaki değişim gözle görülür şekildeydi. Eskisi gibi içe kapanık durmuyordu, aksine sözlerini esirgemeden konuşuyordu. Üstelik değişen sadece Akasya da değildi. Cenk hocanın da davranışları garip olmaya başlamıştı. Önceden Alya'dan uzak duran adam şimdi en küçük şeyde yanına bitiyor, yardımcı olmak için resmen zaman kolluyordu. Dayısı ise yaşından beklenmeyecek bir şekilde aklı bir karış havada aşk kuşu gibi dolanıp duruyordu. Aklına dayısı geldiğinde gülmeden edemedi.

"Neye gülüyorsun?"

"Dayıma, yakında evlenecek biliyorsun." Akasya da Adnan hocasını düşününce gülmeden edememişti.

"Adam kırkından sonra aşkı buldu iyi mi? Bizde hala bir şey yok," dediğinde Alya yine gülmüştü. Bu gün çok mutluydu. Sonunda istediği araştırmayı bitirmişti ve dayısı okuduktan sonra dergiye gönderecekti. Akasya kızın neşesinin farkında olarak o da neşelenmişti.

"Ben bir çay koyayım, Deniz teyzeyi de çağırırız içeriz."

"Bende o zamana kadar bitiririm," dedi arkasından. Akasya mutfağa geçerek çayı ocağa koyarken bir yandan da yanında yemek için akşam Cenk hocanın getirdiği atıştırmalıkları koyuyordu. Bir süre duraksayarak düşünmeye başlamıştı. Deniz hanımın Alya'ya olan sevgisini başından beri farkındaydı ama Cenk hocanın son zamanlarda ki davranışları Akasya'nın da dikkatini çekmişti. Alya ne zaman yüzünü buruştursa sanki adamın da canı yanıyordu. Başını iki yana sallayarak düşüncelerinden uzaklaştı. Nasılsa kokusu çıkardı.

GELİNCİK ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin