"En korkunç canavarları ruhumuzda gizlenenlerdir"
Edgar Allan Poe~
Üzerimde ki mini siyah derin göğüs dekolteli elbiseyi krem rengi uzun kabanım ve ince topuklularımla tamamladım. Saçlarımı her zaman olduğundan farklı kullanarak düzleştirdim.
Maskaram ve glossumu da tazelediğim esnada oda kapısının tıklatıldığını duydum. Muhtemelen Ceylin'di.
Ses vermeyince odanın kapısını açıp kapı pervazına yaslandı. Mavi gözleri bir kaç saniye beni süzdü sonra buruk bir tebessümle "Çok güzelsin" dedi.
Yapacağım şeyi asla doğrulamıyordu.
Bir kaç adımda yanında bitip, pekte tonton olmayan yanaklarını sıktım. Ceylin saçları hafif sarıya kaçan,mavi gözlü çekici bir kızdı. Bir tık minyondu ama ona yakışıyordu.
Sonunda sakinliğini bozup "Gitmesen Lizge olmaz mı? Bak sen çok başarılı bir doktorsun. Bilgisayar mühendisliğini bırak demiyorum. Ama.." durdu nefes aldı.
Dudaklarımda yarım bir gülüş belirdi. "Bilgisayar mühendisliğini neden okuduğumu ikimiz de çok iyi biliyoruz. Tekrar anlatmayayım nolursun Ceylin." Dedim.
Kabullenir gibi başını salladı hafifçe. Yaptığım şeyleri doğru bulmasa da hep desteklerdi beni. İyi niyetinden hiç bir zaman şüphe etmemiştim. Hatta niyetini sorgulamadığım, desteğini gerçekten hissettiğim tek insandı Ceylin.
"Ee peki şirkete gidip ne yapacaksın Lizge'm anlatmadın. Az çok biliyorum ama.. ne desem de bilmiyorum ki.."
Tebessümümü silmedim yüzümden. "Her şey yolunda ve istediğim gibi sen beni merak etme. Ha bugün evin temizliği sende unuttum sanma" dedim gülüşümü daha da belirgin kılarak. O da küçük bir kahkaha attı.
~
Arabama bindiğimde ilk işim modumu yüksek tutacak bir şarkı açmak olmuştu. Saçlarım açık camdan vuran sert rüzgarla dağılırken şarkıya eşlik ettim.
Sonunda Demirkan holding şirketi önünde durduğumda kapıda bekleyen bir güvenlik kapımı açmak için yöneldi. Ancak onu beklemeden kapımı açıp indim ve karşımda arabanın anahtarını bekleyen valeye anahtarı ani bir hareketle fırlattım.
Topuklularımın çıkardığı sesler etrafta ki bakışların bana dönmesini sağlarken hızlı ve sert adımlarla lobiye yöneldim. Kumral, gözlerinin lens olduğu açıkça belli olan mini etekli bir kadın yöneldi bana doğru.
Buraya normal bir iş görüşmesi için gelmiş olduğum takdirde Kaya Demirkan çalışanlarından biriyle sıradan bir görüşme yapmış olacaktım. Fakat ben tam istediğim gibi Kaya Demirkan'ın kendisi ile görüşecektim. Üstelik başvuru yapmamıştım. Yine istediğim gibi onlar teklif sunmuştu. Başta bilgisayar üzerinden kararımı belirtmem beklendi. Yapmadım. Çünkü ben kararımı bildirmesem bile isteklerinin fazla üstünde bir üniversitede birincilikle Bilgisayar mühendisliğini bitirmiştim.
İstediğim onlardı, çevirdikleri üstü kapalı işlerdi. Ama onların da beni istemesini sağlayarak kendimi yükseltip , kolay birisi olmayacağımı görmelerini istemiştim.
Lobi de beni izleyen kadının yaka kartına bakıp ismini öğrendim.
Ama kadın tam beklediğim gibi konuşmaya başladı. "Merhaba Lizge Hanım. Hoşgeldiniz. Kaya Bey 7. Kattaki ofisinde sizleri bekliyor"Onaylar gibi yarım ağız sırıttım. Sandığımdan daha kolay bir yemdi. Aslında bu saatte bir toplantı da olmalıydı. Bunu da holdingin de sızdığım ve güvenlik duvarını kolayca kırdığım bir kaç bilgisayar sisteminden öğrenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMA
Roman pour Adolescentsİntikamı için bir şirkete sızmaya çalışan Lizge'yi aslında onu çok daha önceden bekleyen ve daha öncesi olan Emir Mirza karşılayacaktır. Yollarının kesişmesi ikisine de bir seçenek sunarken,bu seçenek çok daha öncesinden belirlenmiştir. Lizge ve Emi...