32.BÖLÜM

267 10 1
                                    

Keyifli okumalar!

★' unutmayalım,lütfen

'Sen kendime doğru çevirdiğim bir bıçaksın!'

.

ben sana veda edemem,çağan şengül&cem adrian

yansın, emre aydın&çağan şengül

tutuşmuş beraber,melike şahin

Kalbinizi çepeçevre saran sırlar gün yüzüne çıkmaya başladığında zehrinizi akıtmak,acıyı ise öfkenize silah olarak tabii tutmak bir çözüm yolu değildi. Bunun farkına vardığınızdaysa,kaçardınız. Kaçardınız ve kendinize çarpardınız

Hiç görmek istemediğim,acısıyla yüz yüze gelmeye cesaret etmediğim ve  tıpkı diğer kimselerin bana yaptığı gibi benim de ona sırtımı döndüğüm kız çocuğu kırgındı bana. Ona hiçbir zaman kulak vermediğim için. Hiç büyütemediğim o çocuk, kanıyor hala çünkü iyileşmesi için ona fırsat vermedim bile.  Belki de iyileşirse büyüyecekti ve içimde bir yerlerde saklanmaktan vazgeçecekti. Benim o ailesi tarafından örselenmiş,arkadaşları tarafından kimsesiz olduğu için itilmiş,kendini değersiz hissettiği için incinmiş çocuğun sesini duymaya ihtiyacım vardı.

Belki tıpkı benim gibi sessizlik içinde güç bir çığlık atıyordu. Ve ben,beni bu  çığlıklara,haykırışlara rağmen duymayan hiç kimseler gibi onu duymuyordum. Savaşmıştım çünkü ama kimin için? 

Dövüşebilirdim; haklı bulduğum,sevdiğim değer verdiğim herkes ve her şey için. Ama bunu yaparken istediğim şeyi elde ettiğimde bir kere de olsa bu dik duruşumun kaç gözyaşı,kaç kalp ağrısı ve kaçıncı kez yenik düşmek olduğunu kimse bilmeyecekti. Bilmek istemeyecekler,hissetmeyecekler çünkü herkesin derdi kendine,değil mi? Değil. Ben burada,ailem için savaş verirken annemin, ölüp ölmediği bir muamma olduğu babamın dertleri var diye,kendi acımı görmezden gele gele silikleştim. Kendinden kaçmak için,kendine yaşattıklarından kaçmak için aynalara yüzünü çevirmeyen ben,yok oldum,ufaldım. 

Bugün sabah gittiğim terapide dilimde dönen cümleler sıyırdı kulağımı: "Benim en büyük eksikliğim annemdi belki ama,bugün karşımda olmasına rağmen ona sarılmadım bile. Fark edebiliyorum...Ona karşı  çepeçevre etrafıma ördüğüm bir duvar var."

"Annene duvar ördüysen tuğlasını o verdi ve sen,kabuğuna çekildin annene çekilmeye böylesine ihtiyacın olduğun halde. Kendi duvarların kabuğunu kıramaz ama dışarıdan gelecek bir darbe parçalıyor bu teorini,öyle değil mi?" diye sormuştu,Leyla.

Şimdi düşünüyordum da,ben zaten darbeleri ala ala kabuğuma çekilmiştim. 

Elimdeki telefonu ne bir kenara bırakıyordum,ne de ekrana bakabiliyordum. Annemden gelen bir mesaj vardı. Okuma cesaretinde bulunmuştum :

'Lizge'm. Mesajı görünce şaşırdın değil mi? Çünkü bilirsin ben,sesini duymayı isterim. Ama itirafta bulunayım mı sana? Konuşmaya cesaretim yok. Abinin yanına gittim ben bugün. Hava dünki gibi kara bulutlarla kaplı değildi. Lizge,masmaviydi gökyüzü. Abinin gözleri gibiydi tıpkı. Ben bugün oğlumun toprağına su verdim. Kendimi iyileştirmeye çalışırken zamana bıraktım her şeyi; zamanımız var mı bilmeden. Meğer iyileşmeye çalışmama gerek yokmuş. Çünkü çocuklar, annelerinden önce ölmezmiş.  Oğlumun ölümünden önce ölseydim bu sizi yaralamazdı çünkü yıllardır görmediğiniz annenizin hayatınızdan tamamen çıkıp gitmesi üzmezdi sizi. Şimdi ölmek istiyor olmamı bile bencillik olarak göreceksin belki de seni arkamda bırakacağım için.  Peki yaşamaya devam ediyor olsam ne değişecek? Kendimi haklı çıkartacak hiçbir şey demeyeceğim; ben, bir annenin çocuklarına yapabileceği en büyük kötülüğü yaptım çünkü size. Ama her şeye rağmen, kal , dersen kalacağım. Gönlün istemiyorsa yüzüme bakma ama burada, artık yanında, arkanda olduğumu bilmek istiyorsan,kal, de kalayım öylece. Dilerim bana hiç ihtiyacın olmadan devam edersin çünkü sana sırtını dönmüş birinin, ihtiyacın olduğu için boynuna sarılmak zordur. Çok acıdır.  Git dersen gideceğim,ölü bil beni ; bir daha karşına çıkmam, hatırlatmam sana kendimi. Sana git desende demesende ne olursa olsun kalacağım yanında demek isterdim,ben bir anneyim,canım çok yanıyor ama sana bunu demeye hakkım yok. Kalbini yakan karar  hangisiyse ondan vazgeçme çünkü unutma : Yanmak seni kül etmez.'

İMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin