3. BÖLÜM

1.5K 95 5
                                    

"insanlar onlar için ne yaptığınızı anlamazlar, ta ki siz yapmayı bırakana kadar.."
~La Edri.

Belki de gördüğüm en güzel yeşil gözler bana bakıyordu hâlâ. Ama bakışı saniyeler içinde değişmiş,bana bakan Emir Mirza'ya dönmüştü tekrar. Susuyordu ama anlıyordum. Gözleri bir çok şeyi bağırarak anlatmak ister gibi bakıyordu. Anlıyordum. Belki de aynı yerden yaralıydık; ben o gözlerde içimi görüyordum. Yıkık, dökük, harabe ama dışarıya alevler saçan içimi. Bu alevler beni yakıp kavururken, ikimizin gözlerinden çıkan ateş aramıza su serpiyordu. Nasıl yapıyordu bunu? Ateş dolu gözler nasıl bana böylesine saf ve tutkuyla bakıyordu? Bu gözler beni çok daha öncesinden tanıdığını söylüyordu bana. Öylesine tanıma değil içimi biliyor ve içimde ki yangını söndürmek için yardım dilendiğimi biliyor gibi..

Fakat kendimi az tanıyorsam, benim gözlerim onun aksine, alevleri daha da güçlendirmek ister gibi bakıyor olmalıydı. Bu artık isteyerek yaptığım bir şeyden çıkmış olmakla birlikte, alışmış olduğum bir şeydi.

Gözlerimden çıkan alevlerin aslında sönmesini istediğimi de görmesini diledim. Görüyor muydu? Görür müydü Emir Mirza?

Masada duran ellerini kaldırıp doğruldu. Arkasını döndü elini saçlarına daldırdı. Sert nefeslerini duyabiliyordum. Sanki o öfkesine yenilen adamı görmem onu daha uç sınırlara sürüklemiş, hoşuna gitmemişti.

Sessizliğini koruyan odaya adım attığımda topuklu botlarımın çıkardığı ses yankılandı sanki.

Gözlerim Emir'de takılı kalırken masanın çevresinde dolanıp az önce Emir'in durduğu yerde durup, Kaya Demirkan'a baktım. Dişlerimi sıktığımı ağrıyan çenemle fark ettiğimde dudaklarımı araladım.

Kaya'nın yüzünde tiksinç bir gülümseme olduğunda kaşlarım serttçe çatılırken Emir hâlâ arkası dönük bir şekilde duruyordu.
İstemsizce tekrar sıktım dişlerimi. Kaya'ya biraz daha yaklaştım ve fısıldar gibi "Amacın ne? Nereden tanıyorsun abimi?" Dedim. Fakat bu söylediğimi Emir'in duyduğuna emindim. Söyleyeceklerimi ondan sakınmayacaktım. Çünkü tıpkı onun gibi elimi açık oynardım.

Gülümsemesi kahkahaya döndüğünde olduğum yerde doğruldum ve bir adım geriye gittim. "Psikopat herif." Diyebildim yanlızca.

Ancak bu dediğime yine psikopatça bir karşılık verdi. "Ta kendisiyim."

Sert bir nefes verdim burnumdan. Yutkunup, "Amacın ne?" Diye tekrarladım. "Ne istiyorsun?"
Gözleri arkası dönük olan Emir'e kaydı bir kaç saniye orada kaldıktan sonra tekrar bana baktı ve dilini dudağında gezdirip "Seni"dedi. Dediğini hazmedememişken devam etti "Amacım da istediğim de sensin Lizge Ada Özkor. Sen bu holding de yerini alacaksın."  sarsaklarken geriledim.

Omzum Emir'e çarptığında,
O bu sabrının son noktasıymış gibi dudaklarında bir küfür yuvarladı ve arkasına dönüp Kaya'nın yakasına yapıştı.

Kaya'nın yüzüne sert bir yumruk geçirdiğinde
"Bir daha söylesene lan! Söyle. Bir daha duyayım ki daha çok yenileyim öfkeme. Bir sebebim olsun o çeneni dağıtmak için. Söylesene konuşsun o sikik çenen!"

Kaya bir kahkaha daha attı. Ancak ben yerimden kıpırdayamıyordum.
"Seni bu kadar sinirlendiren ne Emir Mirza? Lizge güzel bir kadın ama bunun ötesi de var değil mi? Var, var." Dedi Kaya.

İMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin