Keyifli Okumalar!
★
İnsanlar acıyla büyürdü. Hayatın yaşattıklarıysa, büyüyünce unutursun diyecek cinsten basit bir denklem değildi. Büyüyünce unutulmazdı,büyüyünce daha çok acıtırlardı ruhunu. Asıl yaşamınızın bedende değil,ruhunuzda olduğunu öğrenirdiniz çünkü acıyan bir ruh hayatta tutunmakta zorluk çıkarırdı size.Ruhen canım yansada denemiştim ben, yaşamayı. Bedenen değil ama ruhen denemiştim. Eskisi gibi tebessüm edebilmeyi,eskisi gibi güvenebilmeyi ve eskisi gibi inanabilmeyi. Ama artık istemiyordum eskisi gibi olmak. İstemiyordum çünkü insanla karşı en büyük ön yargım,onları kendim gibi sanmak olmuştu.
İnancını kaybetmiş ruhumun bambaşka bir tarafı olduğunu gördüm bu yola çıktığımda. Küçümsemiştim kendimi. Güçsüz hissetmiştim. Kaybetmiş hissetmiştim. Suçlu hissetmiştim. İhanetin hiç tadılmamış olduğu bir masada,Oyun bu. Kazanmakta var kaybetmekte, diyebilmeyi çok isterdim mesela. Hayatımı bir oyuna çekebilmek için , kayıplarımı,kaybedişlerimi,
hatalarımı kendime sindirtebilmek için oyundan ibaret olsun isterdim. Ama savaştı bu. Savaşta her şey mübahtı. Belki suçlarımız,belki kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz. Evet,bir savaş bu. Savaşta aşkta mübah mıdır? Bazen hissettiğim duyguları bile hatalı buluyordum. Hissettiğim tek bir duygu dışında. O duygu,inancı olmayan Lizge'yi söküp atıyor kalbimden. O duygu,yaşadığımı hissettiriyor bana. Tek bir duygu. Hislerimi,aklımı,kalbimi,ruhumu avuçlarının arasında saklıyor. Sakladığı yerden de çıkmak istemiyor zaten kalbim. Orada dinleniyor çünkü. Orada nefes alıyor. Orada kalbimin attığını hissettiriyor. Orada gözlerime değen yeşil hareleri sığınağım yapıyor. Orada yaşadığımı hissettiriyor. Ruhum,bir duyguya tutunuyor. Ama bu duygu sadece aşk değil. İnanç, güven , tutku ,,,,—Ben uzun zaman sonra,yalnız kaldıktan,kimsesiz kaldıktan sonra ilk defa hata yapmış gibi hissetmiyorum. Doğru gibi hissettiren tek şey o çünkü. Emir Mirza Arslan.
Onun dışında her şeyim kayıptı. Batıktı. Bitikti. Silikti.
Ben kayıptım. Ben her şeyi kaybediyordum. Doğrulara ulaşmayı hedeflediğim adam bile ölüm döşeğindeydi. Hayat beni gerçeklere ulaştırmak istemiyordu belki de gerçekler şuan ki halimden daha acı bir hale sürükleyeceği için beni.
Ama sevmezdim ben. Cevapsız soruları. Bir şeyleri unutmayı. Silmeyi. Karanlığı. Derin sularda yüzmeyi. Boğulmayı. Yolumu kaybetmeyi. Hepsi bende duruyordu şuan. Hepsi. Olmak istemediğim her şeydim ben bugün.
Olmak istediğim kadınsa, tıpkı olmak istemediğim kadın gibi kayıptı.
Ruhum benden çekiliyordu. Ben,kendime yabancılaşıyordum.
"Derealizasyon," dedi,Leyla. Ellerini masasının üzerinde birleştirdi,öne doğru eğildi. "Ağır stres bozukluğu, panik atak veya anksiyete bozukluğu gibi sıkıntılarla mücadele edebilmek için vücut savunma mekanizmasını devreye sokar." Gözlerini kıstı. "Kendimi kâbusta gibi hissediyorum,yaşadığım şeyler algı yetime sığmıyor bazen, demiştin,Lizge. Kendi ruhunu, algını ve zihnini yaşadığın sıkıntılardan uzaklaştırmak için ruhuna yabancılaşmışsın. Derealizasyon sana kendini kaçamayacağın bir kâbusta gibi hissettirebilir. Hayatına yabancı kalırsın. Mesela yaşadığın bir olay senin hayatının merkezinde olsa bile tepkisiz kalmaya başlar,susarak izlersin olan biteni."
"Bir tür psikolojik rahatsızlık yani." Boğazımdaki yumruyu büyüttü kelimelerim. "Panik atağım mı tetiklemiş bunu?"
"Öyle de diyebiliriz. Ama Lizge..." Yüzüme detayla baktı. Gözlerindeki ifade de bana bakarken hissettiği yıpranmışlığı görebiliyordum. "Bana öyle geliyor ki sen, geçmişe takılı kalmışsın. Farkında değil misin? Bu yüzden sürekli enkaz yaratıyorsun."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMA
Teen Fictionİntikamı için bir şirkete sızmaya çalışan Lizge'yi aslında onu çok daha önceden bekleyen ve daha öncesi olan Emir Mirza karşılayacaktır. Yollarının kesişmesi ikisine de bir seçenek sunarken,bu seçenek çok daha öncesinden belirlenmiştir. Lizge ve Emi...