36.BÖLÜM

70 7 9
                                    


Unuttun mu beni? - Sezen Aksu

Keyifli Okumalar!

İstanbul-1 buçuk yıl önce

"Paramparça," diye fısıldadı,Lavin. "Nasıl toparlanacak?" Emir'in ruhsuzca merdivenlerden çıkışını izlerken Bartu'ya bakmıyordu. 

Bartu,elinden hiçbir şey gelmemesinden yakınıyordu. "Bu senaryonun sonu belliydi. Emir hikayeye inandı sadece." 

"Hikayeye değil,sevdiği kadına inandı." Puslu bakışlarını Bartu'ya kaldırdığında Bartu'nun kilitlenmiş ifadesini gördü. Donuk gözlerle Emir'in çıktığı merdivenlere bakıyordu. 

"Ve inandığı kadın,gitti," diye devam etti Lavin yutkunurken. Lizge,gideli aylar olmuştu ama Emir terk edildiği ilk günden farksızdı.

Yukarı kattan tıkırtı sesleri geldi. Emir,Lizge'nin odasındaydı.

Yeşil harelerindeki yemyeşil ağaçlar şimdi turuncu,kor alevlerle kaplıydı ve yakıyordu. Lizge'nin yolunu bulduğu o gözler,küllerle,pusla,korla kaplıydı şimdi. O gözlerde değil Lizge,Emir bile kendi yolunu bulamazdı bu saatten sonra. Çünkü Emir'in pusulası düşmüş,parçalara ayrılmış,kırılmıştı. Artık yoktu.

Emir,Lizge'nin yatağının üzerinde duran kazağa baktı. Baktı ve...Baktı. Titreyen elleri büyük bir soğukkanlılıkla o kazağı tutmayı başarmıştı. Emir,henüz kazağın kokusunu solumadan ciğerlerine nüfuz etti Lizge'nin kokusu. Sadece kazak değil,oda da Lizge'nin kokusuyla sarıp sarmalanmıştı. Çünkü dolabında hâlâ eşyaları duruyordu. Dokunmamıştı kimse o dolaba. 

"Sen gideli çok oldu," dedi Emir boğazına oturan büyük yumruya rağmen. Kızarmış gözlerinin acısı sol gözünden yanağına süzülen yaşla biraz olsun hafifledi. "Neden kokun gitmiyor?" 

Yere çöküp bedenini kapıya yaslarken kollarını dizlerinin üzerine bıraktı. Sessizce ağlıyordu artık,ilk günler gibi kırıp dökerek değil. Aldığı nefesler genzine tıkanıp onu boğarken,"Neredesin Lizge?Neredesin?" diye fısıldadı.  Emir,dakikalar sonra kalkarak kış bahçesine indi. Bir plak alarak pikapa yerleştirdi ve kendini deri koltuğa bıraktı. Dibini göreceğinden emin olduğu başka bir viski şişesini açarak dudaklarına yasladı. 

Benim içimde yanar ateş var, diyordu şarkıda. Sevgilim, ne zaman buluşacağız?

İzmir-Şimdiki zaman 

Gözlerime kilit vurmuş gözlerine bakarken kalbim göğüs kafesimi terk edip iflasını sunacaktı. Bu gözlere bu denli bakmayalı bir hayli zaman olmuştu. Hafif çatılmış kaşlarının altında titrek kirpiklerini kırptı ve ardından gözlerini kaçırarak burundan sert bir nefes verdi. Farkında olmadan sıkıca tutuğu bileğime gözleri kaydığında parmakları usulca gevşedi ve tenimi terk etti.

Kolumu bıraktığı an tenimdeki sıcaklık yerini bir ürpertiye bıraktı. "Burada olduğunu-" Lafımı sertçe kesen bir bağırış koptu: "Yamaç Karan!" 

Kulaklarımın işittiği bir yabancı isimdi lakin Emir,ismi üzerine alınmış gibi kasıldı ve aramızdaki mesafeyi sıfıra indirerek tekrar bileğimi kavradı. Beni koridorun sonuna doğru yürütürken gergin ve yüksek bir sesle,"Nereye? N'oluyor?" diye sordum. 

"Soru sorma,işimi de zora sokma,Özkor." Verdiği cevap kaşlarımın çatılmasına sebep oldu.

"Yamaç Karan kim?" Bir asansöre bindiğimizde Emir,birkaç tuşa bastı. Dar alan kokusunun içime iyice sinmesine yardımcı oldu. Elimi hızla çarpan kalbimin üzerine götürürken ondan beklediğim cevapları alamayacağımın farkındaydım. 

İMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin