10.BÖLÜM

907 53 29
                                    

Selamlarrr. Nasılsınız? Bölüm için heyecanlı mısınız? Bölüme geçmeden hemen öncee parlayan,ışık saçan yıldızımıza tıklayıp yorumlarınızla beni motive etmeyi unutmayınız..
(Bu bölümü dikkatlice okumanızı tavsiye ediyorum<3 detaylar mesela..)
Şimdi sevgilerimle sizi bölüme yolluyorum..

Şarkılar;

Yasir Miy- Gidiyor musun?
Kalben- Yara

Bu şarkılar da Emir'den Lizge'ye;

Mavi gri- Bu kız benim kaderim
Göksel- Uzaktan

...

1 buçuk yıl önce..
Telefonla konuşmak için çıktığı büyük terasta bir sigara yaktı Emir. Davetlilerin bir kısmı da burada bulunuyordu. Genç kesim de denilebilirdi. İçeri de yapamadıklarını burada yapanlar.. Mütevazi bir davet değildi,yardım amaçlı ya da bağış yapmak amacıyla yapılan bir davet hiç değildi.

Kucağına bir kızı oturtmuş adama sırtını döndü Emir. 27 yaşındaydı ama  aşka dair tek inancı iki insan arasındaki tensel çekimdi. Bir kadın bir erkeği yakışıklı bulurdu. Bir erkek bir kadını güzel bulurdu ve bir ilişki bundan öteye gitmezdi ona göre.

Çünkü hayatta bu tarz şeylerin standart kalması gerektiğini düşünürdü. Hayallerde kalması gerektiğini. Sevebileceği kadının gülüşü solmasın diye ölebilecek konuma gelsin mesela..
Uğruna yaşamayı değil,ölmeyi tercih etsin. Göğsünde huzur bulmayı değil, içinde ki yaraları sarmayı tercih etsin. Ama gel gör ki Emir, bu düşüncelerinin karşılığını bulabileceğini düşünmüyordu yıllardır.

Annesiyle babası geliyordu aklına. Babasına  sormuştu, "Annemle nasıl evlendiniz?" Diye. Babası kısa bir cevap vermişti. "Çok güzeldi annen, gördüğüm de gülüşü uğruna yaşamak istemiştim evlat." Evet babası da annesinin güzelliğine vurulmuştu. Sonra annesinin güzelliği, babasının birlikte olduğu başka bir kadının yanında solup gitmişti.

Yaktığı sigarasından derin bir nefes çekti içine. Dumanı geri savururken gözlerini kıstı. Yaslandığı trabzanlara kalçasını yaslayıp bakışlarını gökyüzünde gezdirdi. Tam bu esnada terasta topuklu ayakkabı sesi yankılandı. Bozmadı duruşunu.

"Gerçekten kediyi buraya getirmeyi nasıl başardın?" Bir erkek sesi.

"Çok zor olmadı," dedi kadın. Hafif kaşları çatıldı Emir'in. Az önce konuşan kıza benzetti sesini. Sadece 'iyi akşamlar.' dediğini duyabilmişti.

"Burada ki adamlar sadece giren çıkan insanları kılık kıyafetine göre yargılayıp etrafa bakmakla meşguller." Diye devam etti.

"Sanırım pek alışkın değilsin bu ortamlara," dedi adam.

"Yani. Herhangi bir davet işte." Ardı ardına bir kaç kez kedi miyavlama sesi duydu Emir. Yaktığı sigarasını da küllükte söndürdü.

"Bir insana ölüm kalım pahasına da olsa yardım eder miydin?" Dedi kadın saf bir sesle. Sesi bir kararın eşiğinde gibiydi.

Sessiz kaldı adam. "Etmezdim." Dedi sonra. "Hayat kısa. Başkasının uğruna can vermeye niyet edecek olmamalı insan,"

"Tam da bu yüzden başkasının uğruna can vermeli belki de," dedi kadın. "Hayat kısa evet ama uğruna ölecek birisi yoksa sence de çok boş yaşanmaz mı?" telefon çalma sesi girdi bu noktada araya.

İMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin