Selammm. Nasılsınız? Elimden geldiğince hızlı yayımlamaya çalışıyorum bölümleri, sizde lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayınız💌
Yorum ve oy sınırı: 25
Şarkılar,
Cem Adrian&Mark Eliyahu-Derinlerde
Tarkan-işim olmaz
Anıl Emre Daldal- M....
Odama doktor önlüğümü bırakıp hastanenin çıkışına ulaştım.
Beni sabah hastaneye bırakan Iraz'dı fakat şimdi beni almak için gelen ise Mert'ti.Topladığım saçlarımı açıp, Mert'e "Selam," dedim.
Başıyla selam verdikten sonra kapımı açmaya yeltendi fakat onu beklemeden kendim açtım kapımı.
Bir şey söylemeden sürücü koltuğuna oturduğumda Mert'e bakıyordum."Mert," dedim.
"Efendim Lizge hanım," dedi arabayı çalıştırıp hastaneden ayrılırken.
Kaşlarımı çattım hafifçe. "Ben sana Mert Bey demiyorum," Tek isteğim ördüğü soğuk duvarı yıkmaya çalışmaktı.
"Saygı çerçevesi," dedi boğuk sesiyle.
"Pekâlâ, o zaman benimde sana Mert Bey demem gerekiyor,"
Bir nefes aldı seslice. "Hayır, benim görevim bu ve ben çizgiyi aşmam," dedi.
"Bu çizgi Belinay için de geçerli," dedim onu onaylar gibi. Aralarında bir şey olduğu belliydi ama ikisi de bu konuyu açmıyordu.
"Elbette," dedi tereddüt etmeden.
Gözlerimi Mert'ten ayırdım. Oysa Belinay bu çerçeveden rahatsız gibiydi.
Kısa bir zamanda eve ulaştığımız da arabadan inip kapıyı çaldım. Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Saniyeler içinde Canay abla açtı kapıyı. "Hoşgeldin kızım," dedi.
Gülümseyerek karşılık verdiğimde içeriye girmiştim. "Emir geldi mi?"
"Az önce geldi," diye cevap verdi."Teşekkür ederim,"
Hâlâ bugün ki davetten söz etmemişti bana. Hastaneye dikişlerini aldırmaya da gelmemişti. Emrivaki adam.
Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp elimi kapı koluna koydum ve açtım kapıyı. Ama az önce sinir saçan gözlerim anında erimişti. Omuzlarım düşerken, nefesimi tutmuş, yutkunmuştum. Odaya kapı çalınmadan girilir miydi hiç? Ben gerçekten böyle bir kız değildim.
Gözlerimi çekemiyordum Emir'den. Çünkü şuan dehşet, felaket iyi görünüyordu. Altında sadece beline bağladığı beyaz havlu vardı. Elinde ise saçlarını kuruttuğu bir havlu.
Islak saçlarını havlu ile kurularken bana olan şaşkın bakışları devam ediyordu. Kendime geldiğim ilk saniye arkama dönüp, "Offf. Özür dilerim," diye mırıldandım.
Emir'in yüzünü görmüyordum ama şuan sessizce güldüğünü kestirebiliyordum.
"Ne için," dedi konuşsa sabaha kadar bıkmadan dinleyebileceğim bir sesle.
"Dalga geçme, sırası değil,"
Emir konuşmadı birkaç saniye. Konuşacağım sırada, yoğun şampuan kokusunu ve zehrim olan ama ilacım görevini gören kokusunu en yakınımda hissettim.
Bir kolu arkadan belime dolandı ve beni göğsüne çekti. Gözlerim iri iri açılırken çıplak ve kaslı vücudunu hissediyordum. Bedenim anında kendini onun kollarına bırakırken, altına giyindiği pantolon kumaşını çıplak bacağıma sürttü ama bu bilinçli yaptığı bir şey değildi. Elimi, belime sarılı olan koluna koydum. Teni alevdi ve beni yakıyordu. Sakince yüzümü yüzüne döndüğümde kısa bir anlığına dudakları dudaklarıma değdi. Emir'in eli ise, belimde ki varlığını sürdürdü ve parmaklarını yavaş dokunuşlarla hareket ettirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMA
Teen Fictionİntikamı için bir şirkete sızmaya çalışan Lizge'yi aslında onu çok daha önceden bekleyen ve daha öncesi olan Emir Mirza karşılayacaktır. Yollarının kesişmesi ikisine de bir seçenek sunarken,bu seçenek çok daha öncesinden belirlenmiştir. Lizge ve Emi...