İntikamı için bir şirkete sızmaya çalışan Lizge'yi aslında onu çok daha önceden bekleyen ve daha öncesi olan Emir Mirza karşılayacaktır. Yollarının kesişmesi ikisine de bir seçenek sunarken,bu seçenek çok daha öncesinden belirlenmiştir. Lizge ve Emi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Unutan iyileşir."
Neydi bu kadar yaşanmışlıktan sonra insanı ayakta tutabilen?
Acı?
Kin?
Nefret?
Sevilmek,sevmek?
Unutmak?
Güvenmek?
Hayır,Lizge. Güvenmek değil mi seni yaşarken öldüren? Bak,güvendin. Yine güvendin dedi zihnimi karanlığa büründüren kayıp sesim.
İçime işliyen yalnızlığım yakama tutunmuşken şimdi birine yeniden güvenmek hata mıydı? Emir Mirza Arslan'a güvenmek hata mıydı? Ona güvenmekte hatalarımdan biri mi olacaktı?
"Lizge," dedi sesini unuttuğum babam. Zihnimde bir yerlerde,belki içimde,hatırlatmak adına fısıldıyordu. "Her insan senin arkanda dağ değildir, babacığım. Yaslanma."
Önce sana yaslandım baba. Sana yasladım sırtımı. Sana tutundum. Çünkü ne derdin sen bana? "Babalar kızlarını hiç bırakmaz, babacığım." İlk güvendiğim,ilk yaslandığım,yoksun baba. Önce baban inandırdı seni,Lizge. Sonra inançlara aç bırakan yine O. Yine sen,baba.
Lizge,derdim kendime babamı bulacağım umudu her geçen gün zerre zerre içimde tükenmeden önce. Baban güçlü biliyordu seni. Döndüğünde,sen onu bulduğunda gözlerinde ki umutsuzluktan doğan çaresizliği görse sorardı sana;"Ne oldu benim güçlü kızıma?"