32 | Gölgeler (+18)

8.2K 602 155
                                    


🎼 Maneskin - For Your Love

...

Kaleye döndüğümüzde gün doğmasına birkaç saat kalmıştı. Marvic benden hızla uzaklaşmış, şöminenin önündeki koltuğa kendini atmıştı. Şömine ateşinden yansıyan ışıklar gözlerindeki karanlığı aydınlatıyordu.

"İyi misin?"

Soruma cevap verirken yüzüme bakmamıştı, gözleri hala şöminenin yanan ateşindeydi.

"Eğlencesi bölünen sensin Cara. Ben sadece Karanlığın Piçi'yim." Hafifçe omuzlarını silkti. Yine olan biten hiçbir şey umurunda değilmiş gibi davranıyordu.

Önüne geçip şömine ile arasına girdim. Mecbur kaldığı için kaşlarını kaldırıp gözlerini yüzüme getirdi. Kollarımı önümde bağlayıp bedenimin yüzüne düşürdüğü gölgenin ardından ciddi bakışlarına aynen karşılık verdim.

"Ah, tek eğlenen bendim yani, öyle mi?"

Cevap vermek için dudaklarını araladı, hemen ardından konuşmaktan vazgeçip beni geçiştirmek için kafasını sallamakla yetindi.

"Gölgelerin vücudumda gezerken çok sıkıldığına eminim." Onu taklit ederek ben de kafamı aşağı yukarı salladım. "Sürekli bana zarar vereceğini söylediğin gölgelerin canımı yakmak yerine tenimi okşadığında-"

"Cara." Öfkeli sesi cümlemi yarıda kesmişti. "Kontrolümü kaybettim, bir daha olmayacak. Konu kapanmıştır."

Oturduğu yerden kalkmaya yeltendiği için omzundan tutup tekrar oturacağı şekilde onu geriye ittim. Bu sefer öfkeli bakışlarına şaşkınlık eklenmişti. Buna rağmen oturduğu yerden tekrar kalkmaya yeltenmedi.

Marvic'i hatırlamıyordum, ne yaşadığımızı bilmiyordum. Bildiğim tek şey, gölgelerini benden uzak tutamıyordu ve ben o gölgeleri serbest bırakmasını istiyordum. Bana her yaklaştığında hissettiğim tanıdık duyguyu eşelemek zorundaydım. Bütün işi bedenime bıraktığımda güçlerim bana hızla dönüyordu, belki de yapmam gereken tek şey tenime tanıdık gelene adım atmaktı.

"Gölgelerin bana zarar vermekten çok uzaktaydı, Marvic." Çenesinin kasıldığını görebiliyordum. "Nedense bunu zaten bildiğini düşünüyorum."

Cevap vermek yerine dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini hiç kırpmadan beni izlemeye devam etti. Söylediklerimi reddetmemişti.

"Biliyordun..." Sesim artık bir fısıltıdan farksızdı.

"Bu riske atıp oynayabileceğim bir kumar değil, Cara."

Onu tekrar tutmama izin vermeden oturduğu yerden ayağa kalktı. Bakışlarını görebilmek için çenemi havaya kaldırdım.

"Gölgelerin bana zarar vermeyecek Marvic."

"Cara." Sesi uyarıcı bir tondaydı. "Sana ne yapmak istediklerini biliyorum, senden ne istediklerini biliyorum. Zarar görmenin birçok yolu olduğunu neden anlamıyorsun?"

"Gölgelerini bırak." Elimi uzatıp göğsünün üzerinden siyah gömleğinin kumaşını tuttum.

Kaşlarını çatmıştı, gittikçe öfkeleniyordu. Gözlerinin altına dolmaya başlayan karanlık, öfkesinin somut kanıtıydı. Duygusuz tutmak için çaba harcadığı bir yüz ifadesiyle ellerimi tuttu, göğsünden indirip benden uzağa bir adım attı. Gözlerimin içine bakarak soğuk bir sesle konuşmaya başladı.

"Bana daha fazla yaklaşırsan, çok pişman olacağın bir sınırı geçeceksin Cara. Sen hiçbir şey yapmıyorken bile senden uzak durmak çok zor, beni iyice kışkırtma."

Gök ve Gece Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin