53 | Yıkım

3.8K 378 180
                                    

🎼 Shawn James - The Curse of the Fold

...

"Siz hiç... Kan banyosunu duydunuz mu?"

Regina ve Titus'un yüzünde gördüğüm ifade, bana tahmin ettiğimden daha büyük bir zevk vermişti. Korku, panik, şaşkınlık... Ve dehşeti gözlerinde görüyordum.

Eğer kahkaha atabilecek gücü kendimde bulsaydım, atardım. Göğüs kafesim parçalanıyormuş gibi ciğerlerime baskı uygulamaya devam ediyordu; değil kahkaha atmak, hala yüzümde kalan tebessümü bile koruyamadım. 

Kulağımı dayadığım taş zemindeki uğultu ve titreme artık herkesin hissedeceği boyuttaydı. Gölgelerin içinde hareket ederken ölüm kadar sessiz olan Karanlığın Çocuğu, geldiğini herkesin hissetmesini istiyordu.

Sarsıntıyla birlikte zindanın taş duvarlarından ve tavanından aşağıya dökülen tozlara minik taşlar eşlik etmeye başladı. Çok kısa bir an, herkes sadece olduğu yerde kalmıştı.

Zindanın kapısında bekleyen Lanetli askerlerin kilidi açıp dışarı kaçmak için birbirlerini ezercesine girdikleri paniği gördüm. Dikkatim, Regina'nın titreyen ellerini kaldırıp duvarda açmakla uğraştığı geçit ile dağıldı. Kaçacaktı.

Titus, her zaman üzerinde olan o mide bulandırıcı sakinliği bir kenarı bırakmış, Regina'nın hemen arkasında geçidin açılmasını beklerken yerinde duramıyordu.

Kimse bana bakmıyordu bile, birkaç saniye öncesinde herkes benim acımla eğlenirken, şimdi kendi canlarının derdine düşmüştü.

"Karanlıktan korkar mısınız?" Sesim beklediğimden çok daha güçsüz çıkmıştı. Ağzımdan dökülen bu fısıltıyı benden başka kimsenin duyduğunu sanmıyordum. Bu kadar zayıf bir ses çıkarmak bile vücudumda gezen acıyı keskin bir hale getirdi. Kırılan kemiklerimin varlığını tekrar fark ettim, gerçekten bitik haldeydim.

Ve o tanıdık isli dumanlar zindanın zeminini saran karanlık bir sis gibi varlık buldu.

Yükselen dumanlar gittikçe katılaştı, Marvic'e beden vermek için bekleyemiyormuş gibi kıpırdıyorlardı. Karanlığın dansı eğlenceli olmaktan çok uzaktı. Duman iyice yükseldi, siyahlara bürünmüş o figürü artık rahatça seçebiliyordum.

Regina, sonunda açtığı geçitten içeri adım atmadan hemen önce son bir kez arkasında yükselen dumanlara kısa bir bakış attı. Titus, ondan önce gidebilmek için Regina'nın omzundan tutup çekmeye çalıştığında Kraliçe sarsılarak onun tutuşundan kurtulmak için çırpındı.

Marvic.

Gözlerinin altını dolduran karanlık, sadece öfkeyle alakalı değildi. O... yorgundu. En az benim kadar bitikti. İsli dumanlar bedeninden çekilse de yok olmadılar, hala havada süzülüyorlardı.

Bakışlarını gördüm. Hemen yanında geçitten geçmeyi başarmış olan Regina ve ardından onu takip ederek gitmek üzere olan Titus'a dönüp bakmadı bile. Gözlerini üzerime kilitlemişti. Bütün bedenimi kaskatı olmuş bir surat ifadesiyle hızlıca taradı.

Nasıl gözüktüğümü bilmiyordum. Eğer hissettiğim gibi gözüküyorsam, Regina ve Titus'un nereye kaçtıklarının bir önemi yoktu. Marvic onları avlayacaktı.

Üzerimdeki gözlerinin yavaşça saf öfkeyle dolmasını seyrettim. Panikle bakan gözler artık bir katilin gözleri olana kadar karanlıkla doldu.

Bakışlarını üzerimden geçip, kafasını kapanmak üzere olan geçide çevirdi. Regina da Titus da çoktan duvarda dalgalanan bir suyu andıran o boşluğa doğru adım atmıştı.

Gök ve Gece Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin