🎼Gang Of Youths - Achilles Come Down...
Cara.
"Daha iyisin ya?" Elimdeki sıcak çayı Helena'nın ellerine tutuşturduktan sonra hemen yanına kuruldum.
"O burada değilken daha iyiyim tabii." Sanki gittiğine inanamıyormuş gibi gözleri hala odanın köşelerini geziyordu.
"İsmini anabilirsin Helena. Zaten onun evindesin." Sesimi olabildiğince yumuşak tutmuştum, korkusu birazcık sinirimi bozuyor olsa da onu çok iyi anlıyordum.
"Bu ev... Hiç beklediğim gibi değil. Kesinlikle soğuk ve korkutucu duruyor ama beklediğim kadar değil."
"Marvic de sandığın kişi değil. Güven bana."
Sessizce kafasını salladıktan sonra eline tutuşturduğum bardaktan büyük bir yudum aldı.
"Buraya gelmeni Trajan nasıl kabul etti?" Sonunda merakıma yenik düşmüştüm. Helena'nın kendi isteğiyle geldiğine emin olsam da Trajan'ın bunu kabul etmesine şaşırmıştım. Açıkçası durumun sandığımdan daha kötü ve ciddi olduğunu düşünmeye başlamıştım.
"Konsey'in düşmesini gerçekten istiyor. Ve ben... Şehir'de çok güvende olduğumu söylemem." Cümlesinin sonuna doğru sesi gittikçe kısılmıştı.
"Çıkacak olan kargaşadan ötürü mü güvenli değil?"
"Hayır... Sadece o değil." İçine o kadar derin ve yorgun bir nefes çekti ki, daha fazla soru sormadan sakince beklemeye başladım. Sanki anlatıp anlatmamak arasında gidip geliyormuş gibi bir parmağı tuttuğu bardağın pürüzsüz yüzeyini kazımaya çalışıyordu.
"Sana Valery'yi çok iyi tanıdığımı söylemiştim, hatırlıyor musun?" Olumlu anlamda başımı salladım. "Ne kadar boktan bir adam olduğunu iyi biliyorum demem gerekirdi."
Kaşlarımı çatmış, yüzündeki ifadeyi çözmeye çalışıyordum. Gözlerini bardağın içindeki çaya odaklamıştı. Omuzları gergindi, dişleriyle alt dudağını kemiriyordu.
"Helena, Valery sana ne yaptı?" Kalbim öfkeyle hızlanmış, tahminimin doğru olmaması için büyük bir umutla Helena'nın gözlerine bakmaya çalıştım. Yaptığı tek şey kafasını benden aksi yöne çevirmek oldu.
"Bir süre önce çok küçük bir köyde yaşıyordum. Şehir muhafızları gelip herkes gece en huzurlu uykusunu uyurken bütün köyü ateşe verdi. İnsanların yanarken attıkları çığlıklar hala kulağımda..." Kesik bir nefes verip konuşmaya devam etmek için kendini zorladı.
"Ben kaçmaya çalışırken Valery beni yakaladı. Eğilip kulağıma fısıldayışını hatırlıyorum. 'Karanlığın Çocuğu bütün köyünü katletti, ben senin kurtarıcınım, artık bütün hayatını bana olan borcunu ödemek için yaşayacaksın.' Biliyor musun, o sözleri kulağıma fısıldadığı an arkamda hala köyü yakmakla uğraşan muhafızları görüyor olmama rağmen ona inandım. İçimi sadece derin bir minnet duygusu kapladı. Tek derdim Valery ile şehre dönüp ona hizmet etmekti."Helena, gözlerine dolan yaşları engellemeye çalışsa da başarısız oldu. Yanağından aşağı düşen bir damlayı elinin tersi ile sildikten sonra öfkeyle devam etti.
"Ona hizmet ettim. Her anlamda hizmet ettim Cara. Sadece ona değil, anlaşmak istediği güçlü büyücülere de hizmet ettirdi. Trajan hayatıma girene kadar anormal olanın ne olduğunu bile anlamamıştım. Bir şeyler yanlış hissettiriyordu ancak Valery ağzını açtığı an sadece onun dediklerini yapıyordum. Sesinin büyülü olduğunu biliyor olmama rağmen hiçbir şekilde engel olamıyordum."
Helena'nın ağzından çıkan birkaç hıçkırık havada asılı kalırken elimi omzuna attım. Duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum, zihnim öfkeyle o kadar kabarmıştı ki, bedenimden sıyrılıp Valery'yi bulmak için ruhumu şehre atmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gök ve Gece
FantasyCara'nın elinden alınan hayatı için intikam yemini ettiği adam, yaşadığı büyülü toprakların en büyük kabusuydu. Karanlığın Çocuğu. Kaderlerinin daha onlar doğmadan önce bir kehanetle birbirine bağlandığını bilmiyordu. Geçmişinin gölgesi olan bu ad...