🎼 Tamer - Beautiful Crime
...
"Cara..."
Yine aynı ormanın açıklığında, çayırdaydım. Çamur ve kana bulanmış ellerim yerde kayıyordu. Bu sefer duyduğum ses bağırmıyordu, yalvarırcasına fısıldıyordu.
"Seni bulacağım Cara..."
Bakışlarımı kaldırdım, ayağa kalkma çabalarım karnımdaki keskin ağrıyla sonlandı. Kirli ellerimi karnıma götürdüm, hançer cildimi çok derinden kesmişti. Avucum büyük yarayı kapatmaya yetmiyordu. Kan dizlerimden aşağı akarken görüşüm bulanıklaştı.
...
Güneşin doğmasını bekleyemeden aynı kabusa uyanmıştım. Nefes almak için ciğerlerimle debeleşirken gözlerimden akan yaşları silmeye çalışıyordum. Hıçkırıklarımın sesini kısmak için yumruk yaptığım elimin parmaklarını ısırdım.
Aldığım nefes yetmeyince camı açmak için hızla ayaklarımı yataktan aşağı indirdim. Ayaklarım yere değer değmez ne olduğunu çok iyi bildiğim o karıncalanma hissi tabanlarımı kaplamıştı.
Buğulu gözlerimle zemini görmek için bakışlarımı aşağı indirdim, Marvic'in karanlığı odadaydı. Gölgeler bütün zemini kaplamış, siyah ve yoğun bir sis gibi kıpırdıyordu. Panik içerisinde ayaklarımı yerden çekip yatağın sırtına çarpana kadar çarşafların üzerinde kendimi sürükledim.
"Marvic!" Avazım çıktığı kadar adını bağırmıştım. Çağırdığımı bile hatırlamadığım ateş avucumun içinde gölgeleri boğmak için yanıyordu.
Kapım yavaşça kendi kendine açılmaya başladı, bir süredir orada olduğunu tahmin ettiğim Marvic ile göz göze geldik. Kapımın hemen bir adım dışında kararmış gözlerle beni izliyordu.
"Marvic, gölgelerin." Parmağımla zemini işaret ettim. Yere bakma gereği duymadan konuşmaya başladı.
"Kabuslarını hissediyorum. Her gece."
Hala nefes nefeseydim, ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Gölgelerini geri çekmek için avucunu yere doğru açtı, çatık kaşlarından ve gerilen çenesinden zorlanıyor olduğunu anlıyordum. Avucumun içindeki ateş yavaşça sönerken gölgelerin büyük bir kısmı ona geri döndüğünde yüzüme tekrar baktı.
"Ne görüyorsun?" Hala kabuslarımdan bahsediyordu.
"Bunu konuşmak istemiyorum."
Cevap vermedi, çatık kaşları ve kenarları aşağı asılmış dudaklarıyla beni izlemeye devam etti. Bakışlarına aynı ciddiyetle karşılık verdim. Artık nefesim düzelmişti, vücuduma yaklaştırdığım bacaklarımı kollarımla sıkıca sarmış bir şekilde kalan gölgelerin de çekilmesini beklerken her hareketini izlemeye devam ettim.
Sonunda Marvic hiçbir şey demeden kapıyı kapatıp beni yalnız bırakmıştı. Doğmakta olan güneşin ilk ışıkları odama vuruyordu. Artık o kadar karanlık olmayan odaya göz attığımda az önce yaşadıklarımın da bir kabus olup olmadığını sorgulamaya başlamıştım.
Zeminde gölge olmadığına emin olmak için kafamı uzatarak kontrol ettikten sonra yataktan inip kendime hazırladığım soğuk banyo suyunun içerisine vücudumu bıraktım. Hala avuçlarımda hissettiğim çamuru ve kanı artık hissetmeyene kadar suyun içerisinden çıkma niyetim yoktu.
...
Aşağı indiğimde sandalyeye oturmadan masada beni beklediğine emin olduğum çileklerden yemeye başladım. Her sabah olduğu gibi taze ve lezzetliydi, bunları nereden bulduğunu sormayı aklıma not ettim. Buradan gittiğimde en çok özleyeceğim şeyin çilekler olduğuna emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gök ve Gece
FantasíaCara'nın elinden alınan hayatı için intikam yemini ettiği adam, yaşadığı büyülü toprakların en büyük kabusuydu. Karanlığın Çocuğu. Kaderlerinin daha onlar doğmadan önce bir kehanetle birbirine bağlandığını bilmiyordu. Geçmişinin gölgesi olan bu ad...