Hazan'ın yüzündeki sırıtma solmuş yerini dehşet ve şaşkınlık almıştı. Korkuyordu bu gizli adamdan. Bunu bilmesinin mümkünatı yoktu ama biliyordu.
Kimdi karşısındaki insan...
O kadar korkmuştu ki Hazan cevap verememiş, karşısındaki engellemişti. Lakin zihnindeki tilkileri susturamıyordu. Nasıl bunları bildiğini merak ediyordu. Ona sormalıydı.
Sabah saatlerine gelmişlerdi ve Hazan yine uyuyamamıştı, yine okula uykusuz gidecek birkaç tane kafein hapı atacaktı. Biliyordu ki, uykusuzluk ve kafein hapı ona çok zarar veriyordu ama uyuduğunda gördükleri ona daha da zarar veriyordu.
Telefonunu eline aldı Hazan, yazıştıkları bütün mesajları teker teker okumaya karar verdi. İlk numarasından başladı, sonra ikinci numarasına en son ise kaydettiği numara. Hiçbirinde açık vermemişti, hiçbirinde kendine dair en ufak bir bilgi kırıntısı yoktu.
Bu adam kimdi?
Peki cinsiyeti gerçekten erkek miydi?
Hazan'dan ne istiyordu?
Hazan telefonunu yatağa attı ve ayağa kalktı, uykusuzluktan mı yoksa sinirden mi bilmiyordu lakin titriyordu. Ellerini saçlarına attı ve saçlarını çekti Hazan. Kriz mi geçiriyordu yine? Saç kökleri acıyordu lakin kendine engel olamıyordu, durmadan çekiyordu saçlarını. Çığlık atmak istedi ama bunu yapamazdı, eğer yaparsa ailesi uyanır ve onu fark ederlerdi.
Hazan ailesine durumunu göstermek istemiyordu.
Saçlarından gitti elleri, boğazına ulaştı. Boğazında yakıcı bir acı hissetti. Parmaklarının arasında sıcak bir sıvı akıyordu. Durmadı Hazan, sesini çıkaramadıkça daha da kendine zarar verdi. Öyleki bir zaman sonra bedeni titremenin etkisiyle yere yığılmıştı. Ellerini hissetmiyordu Hazan ya da vücudunun herhangi bir uzvunu, ne yaptığı hakkında en ufak bir fikri yoktu. Gözlerini kapadı Hazan karanlığa doğru, aralayamadı ardından.
~~~
"Hazan, içeride misin?" diye seslendi, Hazan'ın annesi. Hazan'ın kulaklarına ilişen ses onu daldığı huzursuz uykudan uyandırdı. Gözlerini birkaç kere kırpıştırdı. Etrafına baktığında gözlerine ilişen ilk görüntü yatağıydı, burnu ise küflü bir metalik tat işitiyordu. Ayağa kalkmaya çalıştı Hazan lakin canı çok acıyınca inledi ve olduğu yerde uzandı. Annesi bir kez daha kapıyı tıklattı.
"Hazan içeri giriyorum," diye mırıldandı. Hazan, annesinin dediğini işittiğinde direkt gözleri fal taşı misali açıldı ve "Hayır, müsait değilim," dedi, Hazan sesi düzgün çıktığı için mutlu olmuştu. Annesi hiçbir şey demeden kapının önünden ayrıldığını duydu Hazan. Adım sesleri gittikçe yok olurken bir kez daha kalkmayı denedi, yattığı yerden.
Acılar içinde kalarak anca ayağa kalkabilmişti, çığlık atmamak için kendini zor tutmuştu. Ayağa kalktığında ilk işi aynaya bakmak olmuştu ve aynada gördüğü manzara karşısında çığlık atmamak için elini ağzına götürdü. Kalın sweatinin izin verdiği kadarıyla boğazını tırnaklamıştı. Hatta derisini kesmişti ve ölü birkaç deri boğazından aşağı sallanıyordu. Midesinin kalktığı hissetti Hazan, kusmalıydı lakin kusmak için odadan çıkması gerekiyordu ve annesinin onu bu halde görmesine izin veremezdi.
Kusmamak için odasının penceresini açtı Hazan, kararmış havaya baktı. Saat kaçtı? Çektiği birkaç derin nefesin ardından soğuk hava midesini biraz olsun yatıştırmıştı. Camı kapamadan yatağına ilerledi ve telefona baktı. Saat akşam on bir otuz dörttü.
"Oha," diye hayıflandı Hazan. Neredeyse günün dörtte üçünü uyuyarak geçirmişti, annesi onu niye uyandırmamıştı? Dersine gidemediği için üzüldü. Onun için dersleri önemliydi ve bir kez dersi aksatınca bir daha konular yetişmiyordu. Bıkkınlıkla nefesini üfledi.
Zor günler için odasında sakladığı ilk yardım çantasını aldı ve boğazına pansuman yaptı. Pansuman yaparken canı çok fazla yanmıştı. Nihayet bitirdiğinde kapüşonlusunu kafasına geçirdi ve boğazını gizledi. Annesi onu böyle görse sorgulamazdı ama boğazında bandaj görse sorgu yağmuruna tutardı.
Evin tek banyosuna ilerledi Hazan, elini yüzünü yıkadı. Dağılmış saçlarını taradı, tabii sabah o kadar birbirine sokmuştu ki taradığında saçının yarısına elveda demek zorunda kalmıştı. Yüzüne birkaç kez soğuk su çarpıtıp odasına girdi.
Telefonu tekrar eline aldığında "Hesap sorma vakti," diye mırıldandı içinden. O adamdan hesap soracaktı, uygulamaya girdi ve engelini kaldırdı.
Son görülme 09.12 PM
XXOX: Kimsin sen? (11.49 PM)
Karşısındaki anında çevrim içi oldu.
Gizli Sapık: Vay vay vay, kimleri görüyorum. :) (11.49 PM)
Gizli Sapık: İki gündür neredeydin? Gözlerim hep seni aradı. (11.50 PM)
Hazan'ın kaşları çatıldı.
XXOX: İki gün mü? (11.50 PM)
Gizli Sapık: Aslında bir buçuktan hallice de ben düz duvarlıyorum. :) (11.50 PM)
Hazan karşısındakinin dediğini ciddiye almak istemedi ama içini bir şüphe yerleşti. Sohbeti biraz ilerlettiğinde en son ki mesajların dün değil ondan önceki güne ait olduğunu gördü. Gözleri şaşkınlıkla açıldı, yüzüne yine o afallama siması yerleşti.
Yaklaşık iki gündür mü uyuyordu Hazan?
Kafasını salladı. "Bu mümkün değil," diye söylendi. Mümkün olmamalıydı. Kim otuz dört saat boyunca uyuyabilirdi ki? Sonunda deliriyor olabilir miydi? Düşüncelerinin arasına elindeki telefonun titreşimi girdi.
Gizli Sapık: Orada mısın? :) (11.51 PM)
XXOX: Kimsin? (11.51 PM)
XXOX: JOSEPH? (11.51 PM)
Kızın gözünden birkaç damla yaş süzüldü.
XXOX: PATRICK? (11.51 PM)
XXOX: CHRIS? (11.52 PM)
XXOX: HANNAH? (11.52 PM)
XXOX: HANGİNİZ BENİMLE TAŞAK GEÇİYORSUNUZ (11.52 PM)
Kızın gözünden süzülen yaşların haddi hesabı yoktu. nasıl olmuştu da bu kadar hızlı ağlayabiliyordu, bilmiyordu. Kapüşonlusunun tersiyle gözyaşlarını sildi. Burnu hemencicik dolmuştu ve nefes alışı zorlaşmıştı. Bir müddet karşıdan cevap gelmedi, kızın gözyaşları telefonun camına yapışıyordu.
Gizli Sapık: Hiçbiri. :) (11.54 PM)
(yazıyor...)
Çevrim içi.
(yazıyor...)
Gizli Sapık: Beni arama, beni bulma. Sana demiştim. Beni öğrendiğin an bu biter. (11.56 PM)
XXOX: Bitsin o zaman lanet olası, SEN KİMSİN (11.56 PM)
XXOX: CEVAP VERSENE KİMSİN SEN (11.58 PM)
Gizli Sapık: İntihar vesilen. :) (12.00 AM)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
XXOX | Texting
Teen FictionGizli Sapık: Beni arama, beni bulma. Sana demiştim. Beni öğrendiğin an bu biter. (11.56 PM) XXOX: Bitsin o zaman lanet olası, SEN KİMSİN (11.56 PM) XXOX: CEVAP VERSENE KİMSİN SEN (11.58 PM) Gizli Sapık: İntihar vesilen. :) (12.00 AM) Kurgu, olumsuzl...