Hayat bazen yeniliklerden ibaretti fakat her yenilik yanında mutluluğu yetirmezdi.
Hazan bunu Türkiye'ye ilk taşındıklarında fark etmişti. Türkiye onu mutlu etmemişti, İrlanda'nın etmediği gibi. Başka bir şehirde, hatta başka bir ülke de Hazan'ı mutlu etmeyecekti. Biliyordu, çünkü Hazan mutluluğu bir şehirde aramıyordu.
Bir insanda hiç aramıyordu.
Çünkü Hazan mutluluğun olduğuna inanmıyordu.
Yaşardınız, iyi ya da kötü nasıl yaşadığınız bilinmezdi ama yaşardınız.
Çünkü hayat bazen sadece nefes almaktan ibaretti.
Duygular yoktu, hisler ya da yaşanmışlıklar. Sadece yaşardınız. Size bahşedilen hayatı ve daha nicesini. Hazan'da senelerce buna ayak uydurmuştu. Annesinin istediği gibi bir kız çocuğu olduğu söylenemezdi fakat çoğu zaman annesinin istediği gibi bir kız çocuğu olmuştu.
Gerçek duygularını gizlemiş ve insanlara sarmıştı.
Kendine değil, karşısındakine zarar vermişti.
Caitlyn Hope, Hazan'ın gazabından nasibini alan ilk kişi.
Ronan Walker, sadece Hazan'ın dersine giren bir öğretmen olduğu için gazabına uğramıştı.
Chris Stewart, sevdiği kadının manipülasyonları sonucu yaşamına son vermişti.
Hazan Allen, sadece yaşamayı hissetmek için yaşamına son vermek istemişti.
İstanbul.
Belki de Türkiye'ye turist olan insanlar için cennet niteliğinde bir şehirdi fakat gereksiz kalabalıktı. Ve yalnızlığa alışkın Hazan için kuru gürültü ve kalabalıktan başka bir anlam ifade etmiyordu.
Öyle ki evleri kırsal alanda olmasına rağmen Hazan yaşadığı şehirden hoşnutsuzdu.
Daha eve girmesine iki dakika olmasına rağmen.
Hastaneden bu sabah ayrılmıştı. Babası direkt olarak taşındıkları eve Hazan'ı getirmişti. Artık yaşadıkları evde tek banyo yoktu fakat Hazan'ın bulunduğu odada da banyo yoktu. Evin her odasında ebeveyn banyosu varken Hazan'ın odasında yoktu.
Ailesi bunu kasti olarak yapmıştı.
Evdeki her eşya aynıyken Hazan'ın odası aynı değildi.
Bütün eşyaları değişmişti, dizaynı artık Hazan'a ait değildi.
Hazan bunu umursamadı, sadece yatağına doğru ilerledi ve komodinde şarjda duran telefonuna uzandı. Hemen arkasındaki babasını görmezden geldi, tıpkı Hazan eve girdiğinde annesinin Hazan'ı görmezden geldiği gibi.
"Artık odanın kapısını kilitlemek yok Hazan," dedi Sean Allen, belki de bininci defa. "Artık odanı komple kapamak da yok, ne zaman seni görmek istesek göreceğiz."
"Personal space, dad," diye homurdandı Hazan.
(Kişisel alan, baba.)
"You lost your chance, baby girl."
(Şansını kaybettin, küçük kız.)
Hazan bıkkınlıkla nefesini üfledikten sonra babasına döndü ve "Sadece yalnız kalmak istiyorum," dedi.
Hazan'ın babası kafasını bir kez salladıktan sonra kapıyı çekti fakat aralı bıraktıktan sonra odasından ayrıldı.
Hazan uzun zaman sonra telefonunu elinde hissettiğinde şarjdan çıkardı ve pin kodunu girdikten sonra telefonunu açtı. En son karşı taraftan mesaj geldiğini hatırlıyordu fakat mesajına bakamadan odasından alınmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
XXOX | Texting
Teen FictionGizli Sapık: Beni arama, beni bulma. Sana demiştim. Beni öğrendiğin an bu biter. (11.56 PM) XXOX: Bitsin o zaman lanet olası, SEN KİMSİN (11.56 PM) XXOX: CEVAP VERSENE KİMSİN SEN (11.58 PM) Gizli Sapık: İntihar vesilen. :) (12.00 AM) Kurgu, olumsuzl...