Son konuşmalarının ardından bir hafta geçmişti. Kız adamın kurduğu cümle karşısında ne cevap vereceğini bilememiş çevrim dışı olmuştu. Karşısındaki adamda ona bu süre zarfında bir daha yazmamıştı.
Bir haftalık süre zarfında sürekli listesinde olan beş kişiyi incelemişti. Ona karşı tavırlarını nefretinin arkasında gizli olan duygularını çözmeye çalışmıştı. Nitekim çözmüştü de incelediği beş kişide katil değildi. Listesindeki insanlar gitgide eleniyordu ve bulmaya daha da yakınlaşıyordu.
Yirmi iki kişi kalmıştı...
Dudaklarını dişlerinin arasına aldı heyecandan, neden bu kadar heyecanlandığını bilmiyordu ama o listeden ne zaman bir insan eksilse içinde bir sıcaklık hissediyordu. İsimleri gözden geçirdi tekrar, o kadar çok bakmıştı ki artık hepsini zihnine ezberlemişti.
Son sayfa kâğıdı da çevirdiğinde listedeki insanların üstünkörü bildiği özelliklerini yazmıştı. Okuldayken bu listeyi taşımıyordu. Olurda ona mesaj atan insan görürse anlamamalıydı ve bu riske girmemek onun için daha iyiydi. Zihnine kazımıştı bütün her şeyi. Gözlerinin ağrıdığını hissetti kız. Günlerdir yine uyuyamıyordu ve kafein hapları da onu uyuşturuyordu. Saate baktı daha gece yarısı bile olmamıştı. Sabah dokuzda yine dersi vardı.
Uyursa kalkabilir miydi, bilmiyordu. Lakin Hazan uykuyu seçti ve yatağına uzandı.
Uzandığı sıra telefonunun titrediğini hissetti.
Lakin gözleri yanarken tekrar açamayacak kadar halsiz hissediyordu ve o da uzun süre sonra uykuya gözlerini kapadı.
Gördüğü kâbusla kan ter içinde kalmıştı Hazan. Hızla doğrulduğu yataktan kalkıp direkt banyoya ilerledi. Elini yüzünü soğuk suyla yıkadı. Hâlâ aldığı nefeslerin hızı kesilmemişti. Elini yüreğine götürürken doğruldu. Aynadaki yansımasına baktığında ne kadar kötü göründüğünü fark etti. Turuncu saçları karman çormandı, yüzü şişmişti ve korkudan teni soluklaşmıştı. Sarı tenli Hazan bembeyaz kesmişti ve çok sağlıksız gözüküyordu. Sürekli yemek yemeyi unutuyordu, zayıflamıştı. Hatta bir deri bir kemik gibi gözüküyordu.
Banyodan çıkıp odasına yönlendi Hazan, saate baktı. Daha okula gitmesi için iki saati vardı. Umursamadı ve omuz silkip üzerini değişti. Saçlarını tarayıp salık bıraktı, boğazındaki çizikler hâlâ geçmemişti. Hoş geçmesi içinde uğraşmamıştı. Krem bile sürmeye tenezzül etmemişti.
Kabanını giydi ve çantasını omzuna atıp evden çıktı. Gün doğuşuna denk gelmişti Hazan. Gökyüzüne baktı, turunculuğuna âşık olduğunu hissetti bu renge. Kocaeli'nin ayazı yoktu. Soğuktu ama rahatsız etmiyordu. Kulaklığını kulağına taktı telefondan şarkı açacağı sıra gece ona gelen mesaj bildirimini gördü, gözleri kısılırken mesajı açtı.
Gizli Sapık: Nerelerdesin, özledim seni. :) (11.34 PM)
Titreyen ellerinde tuttuğu telefonda önce şarkı açtı. (Angus and Julia Stone- I'm Not Yours- medyadaki şarkı) kulakları şarkıcı kadının miskin sesini duyduğunda gevşediğini hissetti, ardından duyduğu piyano sesi onu rahatlatıyordu. Bu şarkı onun için önemliydi.
Daldığı düşüncelerinden sıyrıldığında mesaj aklına geldi, kaşları çatılırken tekrardan kıstı gözlerini ve uygulamayı açtı.
Son görülme 11.34 PM
XXOX: Mezarlıktayım (06.49 AM)
Telefonu kapatıp kabanının cebine koyacağı sırada telefonu titredi. Şaşkınlıkla kalktı gözleri, anında cevap yazacağını düşünmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
XXOX | Texting
Teen FictionGizli Sapık: Beni arama, beni bulma. Sana demiştim. Beni öğrendiğin an bu biter. (11.56 PM) XXOX: Bitsin o zaman lanet olası, SEN KİMSİN (11.56 PM) XXOX: CEVAP VERSENE KİMSİN SEN (11.58 PM) Gizli Sapık: İntihar vesilen. :) (12.00 AM) Kurgu, olumsuzl...