Kan kokmak kolay değildi.
İnsan nefes aldığında berraklık isterdi, saflık ve rahatlık. Küf kokusu istemezdi, kan kokusu ya da çürük kokusu. Sadece rahat nefes almak isterdi, ciğerlerin yanmadığı, genzinin yanmadığı ya da kusma hissiyle dolmadığın bir nefes almak isterdi.
Hazan da bunu istiyordu.
Lakin aldığı her nefes kan kokuyordu.
Ellerine baktığında parmaklarının titrediğini gördü, öyle ki o titreyen parmaklara kanlar damlıyordu.
Bileklerinden akan kanlar değildi, ona ait bile değildi.
Caitlyn'in kanı vardı parmaklarında, Chris'in, Erik'in, Ronan'ın hayatına giren ve hayatından çıkan her insanın kanı vardı.
Ağırlığıyla parmakları titriyordu, aldığı nefes acımasızlık kokuyordu.
"Katil değilim," dedi kısık bir sesle Hazan. Lakin bu dediğine kendi bile inanamadı, çünkü içten içe Chris'e yaptığı manipülasyonları hatırlıyordu. Kendine veremediği zararları Chris'e anlatıyordu.
"Bazen bileklerimi kesmek istiyorum Chrissy," diyordu. "Düşünsene bu dünyada sadece nefes alıyoruz ama asıl güç, dökülen kanlarda."
"Bu sadece acı."
"Hayır sevgilim, bu şehvet."
"Bunu yapmayacağım."
"Beraber yapabiliriz Chrissy. Biz bir bütünüz, unuttun mu?"
"Daha iyisini hak ediyoruz."
"Caitlyn'den sonra mı?"
"Caitlyn'e olanlarla bizim hiçbir alâkamız yok."
"Kendini böyle mi kandırıyorsun sevgilim? Caitlyn'i biz kapı dışarı ettik, seninle ben. Sadece konuşmak istedik ve ikisi de kapı dışarı edildi."
"Sadece eğlenecektik, böyle olacağını tahmin edemezdik."
"Etseydik bir şey değişir miydi?"
"Tabii ki de değişirdi."
"Ama o kız senin yüzünden intihar etti Chrissy. Sen kendine zarar veremediğin için etti, eğer sen yaşamaydın o dedikodu çıkmazdı."
"Bunu sadece ben yapmadım."
"Haklısın sevgilim, biz yaptık ve şimdi de cezamızın şehvetini çekmeliyiz."
"Yapamam."
"O zaman başkasına yapalım sevgilim, başkası zarar görsün."
"Ben... Bunu da yapamam."
"Sen bir korkaksın Chris! Aldığın her nefes için kendinden utanmalısın!"
"Utanıyorum zaten!"
"Daha fazla utan Chris, sen aşağılık, ezik ve korkak bir adamsın. Def ol hayatımdan."
"Ben korkak değilim!"
"Korkaksın, baksana küçücük bir kesikten bile korkuyorsun."
"Korkmuyorum."
"Korkuyorsun Chris ve ben bunu görüyorum."
"Öylece çekip gidemezsin."
"Korkaklarla işim yok benim."
Hazan o gün ardına bile bakmadan çekip gitmişti. Chris ise Hazan'ın arkasından öylece bakakalmıştı. Ona kal diyememişti, sadece arkasından bakakalmıştı. Saatlerce ayakta dikilmiş ve düşünmüştü.
Bir yandan zihninde Hazan'ın söyledikleri yankılandı diğer yandan Cailtyn'in.
Chris en sonunda yukarı kata kendi odasına çıktığında Battaniyesinin sert kenarını makasla kesmişti. Onu bir urgan hâline getirmiş ve ahizesinin tepesindeki oyuğa yerleştirmişti. Urgana çıkmadan önceyse masasına son bir not bırakmıştı.
'Ben korkak değilim.'
Ardından sandalyeye çıkmış, urganı boynuna dolamış ve sandalyeyi tekmeleyerek kendini asmıştı.
Ailesi o an evde değildi, akşam gösterime giren operaya gitmişlerdi ve eve döndüklerinde oğullarının cansız bedenini ancak sabah, annesi oğlunu uyandırmak istediklerinde bulabilmişlerdi.
Masasında bulunan notu da öyle.
Hazan bu notu bilmiyordu, ona hiçbir zaman söylenmemişti ve Hazan o notu görmemesine rağmen Chris'i cesaretli bulmuştu.
Çünkü onun yapamadığı şeyi yapmıştı.
İntiharı başarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
XXOX | Texting
Teen FictionGizli Sapık: Beni arama, beni bulma. Sana demiştim. Beni öğrendiğin an bu biter. (11.56 PM) XXOX: Bitsin o zaman lanet olası, SEN KİMSİN (11.56 PM) XXOX: CEVAP VERSENE KİMSİN SEN (11.58 PM) Gizli Sapık: İntihar vesilen. :) (12.00 AM) Kurgu, olumsuzl...