"Benim güzel ateşim... Sana yalan söyledim."
Gözleri aralanmış kız, ona anlamak ister gibi bakıyordu. Siyah incilerinden yayılan ışıltı bir kulu kör edecek kadar büyüleyiciydi.
"Senden bir şey değil bir çok şey bekliyorum Ahu Nar."
"Korhan..."
"Seni...
Selam Ölü Ozanlar Derneği🤣 buranın okurları niye böyle sessiz ya? Az canlanalım mı? Kendi kendime takılmak hiç keyifli değil de🥲
BÖLÜM-16-
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ahu gözlerini çarpma, tıkırdama, bir kaç söylenme sesleriyle açtı. İlk önce ne olduğunu anlayamadı. Başını az kaldırıp odayı taradı gözleri.
Yemek yapmıştı. Korhan gelirse yerler diye de epeyce beklemişti. Sonra tek başına yerken uzun bir süre ağlamıştı. Yasemini özlemişti.
Ona sarılmayı, yalnız olmadığını duymayı, birinin ona korkma demesini istiyordu. Yalnız yemek yemek istemiyordu. Gerçi artık yalnızdı değil mi? Kimsesiz kalmıştı. Teyzesinin sesi kulaklarında çınladı. Gerçi ona şimdi teyze demek de tuhafına gidiyordu. Uzun bir zaman anne demesi gerekmişti. Şimdi ise yakınındaki tek kişi kim olduğunu biliyordu. Saklanmasına gerek yoktu. İstemediği halde kimseye 'anne-baba' demesine gerek yoktu. Özlediğinde saklanmasına, Ahi ağladığını görürse üzülür diye içine atmasına gerek yoktu.
Onun için üzülecek bir Ahi'si yoktu!
Elini hırsla suratına sürdü. Bu kadar güçsüz olmak çok zoruna gidiyordu. Dizleri yara bere içindeydi. Sürekli düşüp yeni yaralar açılıyordu sanki.
Bir dolap kapağının çarpmasıyla daldığı deryadan çıktı. İlk banyoda elini yüzünü yıkadı ve öylece mutfağa doğru adımladı.
Korhan buzdolabından çıkardığı kahvaltılık peyniri tek eliyle tutarken kapısını da hiç kibar olmayan bir şekilde kapatmıştı. Sonra o peynir tabağı yine aynı kaba hareketlerle masaya bırakıldı.
Ahu istemsiz kaşları havada ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Günaydın..."
Korhan gözünün kenarıyla kıza bakıp çaycı da hazırladığı çayı bardağına boşalttı.
"Günaydın!"
Ahu tedirgin adımlarla mutfağa girip sağa sola bakındı.
"Şey... Yardım etseydim. Uyumuş kalmışım ben."
Korhan geçip sandalyeye oturduğunda anca baktı kıza.
"Yerini sevdiysen demekki."
Niye böyleydi Ahu anlamadı ama kendini de kötü hissetmeden duramıyordu. Varlığı Korhanı rahatsız mı etmeye başlamıştı acaba? Ederdi tabi... Adamın hayatına bir anda dalmış gibi olmuştu. Zaten Cemil ve Ceydanın sözlerinden Korhanın çok da misafir seven bir insan olmadı anlaşılmıştı.
"Otursana. Kahvaltı yapmayacak mısın?"
Ahu öylece masaya bakıp tekrar adama baktı. O gözlerini üzerine dikip böyle baktığında Ahunun ne kadar zorlandığını bilmiyordu.