KABUS&KURTARICI

8.7K 1K 192
                                        

Benim bu gün bir sürü yıldıza bir sürü yoruma ihtiyacım var kuşlarım. Benim iki yaralı kalp yangınıma destek olsanıza🖤🖤🖤

                              BÖLÜM-8-

Yasemin'in zoruyla bir kase çorbayı içebilmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yasemin'in zoruyla bir kase çorbayı içebilmişti. Arkadaşı kafası dağılsın diye girdiği doğumu anlatıyor, dikkatini bir şekilde okula çekmeye çalışıyordu. Yasemin'in iyi yüreğinin hiç kırılmamasını diledi Allah'tan.

Bedenini zorlayarak yatağına girdi. Tatmin edici, dinlendiren uykular haramdı artık. En azından gözlerindeki yanmayı geçirecek kadar uyumayı diledi. Bir ilaç alıp her önceki gün yaptığı gibi beyaz tavanını izledi.

İlaç tesir edip karanlığa çekilirken kısa sürede bile olsa ölmek ona iyi gelecekti.

Sislerin arasında yürüdüğünü biliyordu, ayaklarını acıtan çakıl taşlarının da farkındaydı ama nereye gittiğinden habersizdi. Gözleri üzerine düştü, etek uçlarında minik papatyaların olduğu bu geceliği daha önce nerede gördüğünü düşündü. Sonra ellerinin üzerine düşen zarif kumaş beynine bir balyoz gibi indi. Ne işi vardı üzerinde? Panik boynuna yılan gibi dolanıp soluğunu kesmeye başlamıştı. Hemen kurtulmaktan başka bir şey istemiyordu.

Ayakları hızla koşmaya başladı. Ama arzusu bir yere gitmek değildi. Tek isteği üzerindeki gecelikten kurtulmak, bir an önce nefes almaktı. Ayakları onu bir uçurumun kenarına taşıdığında düşme hissi sarstı bedenini. Bakışları aşağı düştüğünde ise sesini duyuramadığı bir çığlık attı.

Ahi uçurumun dibinde oturmuş ve dizlerine Sûhan'ı yatırmış saçlarıyla oynuyordu. Ahu sesini bulabilse kendini fark etmelerini sağlayacaktı ama attığı hiç bir çığlık küçücük bir ses bile çıkarmıyordu.

Kalbi ikisine ulaşmayı öyle istiyordu ki uçurumdan atlamak korkutmadı onu. Kendini boşluğa bırakmak istediğinde ise ayağında bir pranga ve geriye doğru bir zincir fark etti. Ayağını çekmek istediğinde ise pranganın korlaşmasıyla yanmaktan korktu. Zincir de asılıyor onu geriye çekmeye çalışıyordu.

Elleri yanacağını bile bile zincire gidip onu kendine doğru çekmeye başladı. İradesi dışında gözleri geriye döndüğünde ise alev alev yanan bir çift amberle karşılaştı.

Biraz önce elini yakmayan korlu zincir şimdi tenini tutuşturmuştu.
Ama Ahu'yu dehşete düşüren yanan avuçları değil zincirin amber hareli o adamın göğsünden çıkıp ayağına prangalanmasıydı...

Soluk soluğa nasıl kalktığını, kusmak için lavaboya hangi zaman diliminde gittiğini anlamadı. Kalbi ağzından fırlayacak kadar şiddetli atıyordu. Nabzın bu hızı biraz daha devam etse kalp krizi geçirmesi an meselesiydi. Sırtını buz gibi fayansa dayayıp nefes kontrolünü sağlamaya çalıştı.

ZİYANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin