"Benim güzel ateşim... Sana yalan söyledim."
Gözleri aralanmış kız, ona anlamak ister gibi bakıyordu. Siyah incilerinden yayılan ışıltı bir kulu kör edecek kadar büyüleyiciydi.
"Senden bir şey değil bir çok şey bekliyorum Ahu Nar."
"Korhan..."
"Seni...
Gece yarısından önce yetiştim🥳 aşırı yoruldum ama. Çünkü çok uzun bir bölüm. Hayır kısaydı diye çıkıntılık yapanların bile uzun diyeceği kadar yani😁
Keyifli okuyun ama boş geçilecek bölüm değil. Hemen kaybolmayın sakın🥰
Bu bölümün bir sahibi var(biraz geç oldu çok üzgünüm 😔) ama o kadar çok bu bölüm onun ki eklemezsem içimde kalacaktı. İyiki doğdun Korhanyldry56 Ziyana olan sevgin tartışılmaz, bu bölümü en çok senin🔥
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kanada (Toronto)
Satranç tahtası da tıpkı taşları gibi kristaldendi. Siyahların asaleti, beyazların masumluğuyla büyüleyici bir kontrast oluşturmuştu. Temkinli hamlelerle durağan ilerleyen bir zamandaydılar.
"Sen daha cesur adımlar atardın Michail. Filin, atım için büyük bir tehditti aslında."
Michail çenesinin altında birleştirdiği iki eliyle hamlelerini planlıyordu. Majestelerinin ona sataşan sesiyle gözlerini dikkatle takip ettiği siyah taşlardan ayırdı.
"Keyifli bir gününüzdesiniz efendim."
Biraz önce tehdit altında olduğu iddia edilen at, basit bir hamleyle piyonu yedi. Sonra geriye yaslanıp havanın lezzetini solur gibi derin bir nefes aldı.
"Oldukça keyifliyim gerçekten. Seni özlüyorum Michail. Yokluğunda oldukça sıkıcı geçiyor günlerim."
Michail efendisinin biraz önce bahsettiği gibi yine risksiz bir adım attı.
"Dünya üzerinde gözünüz olarak dolaşmam gerekiyor efendim. Yoksa majesteme nasıl hizmet ederim?"
Majeste yetmişli yaşlarında bir adama oranla oldukça dinç, yaşı söylendiğinde inanılmayacak genç bir duruşa sahipti. Dudağı keyifle kıvrıldı.
"Beni memnun edecek haberlerin var demek..."
Dudağının kenarında baş parmağı ağır ağır gezdi.
"Bana siyah saçlı, ahu gözlü kızdan bahset Michail."
Uzun bir oyun olacaktı. İkisi de geriye yaslandı.
"Mutlu efendim. Gören her gözün parlayacağı bir ışık saçıyor etrafına."
Eğlenen bir gülümseme daha filizlendi. Michailden başka hiç kimsenin bu gülümsemede saklı alayı anlaması mümkün değildi.