47. B ö l ü m.

18.6K 948 328
                                    

Merhaba Kırmızı Düş ailesi. Hepimizin bayramı ve 23 Nisan Bayramı kutlu olsun.

Dolu dolu bir bayram geçirdim. Biraz gezdim hazır otobüslerde ücretsizken, ve diğer günlerim de misafir eksik olmadı. Biz gittik misafirliğe, onlar geldi. Fazlasıyla meşgul olduğum için bölüm yazma zamanım çok kısıtlıydı. Ancak bayramda bölümsüz bırakmak istemedim. Kısacık bölüm bile olsa atmak istedim. Umarım mazur görürsünüz ❤️

Ve 251 k olduk, 😍 Gün geçtikçe ailemiz daha çok büyüyor. Bunun için sizlere çok çok çok teşekkür ederim kırmızı aşklarım benim 🍓🍷️

♾️

Elimin tekini alarak elimin tersine naif bir öpücük koydu. Gözleri hayranlıkla yüzümde geziniyordu. "Celal ben. Celal Kendirci. Tanıştığıma pek bir memnun oldum," dedi. Elimi çekmek istediğim de elimi memnun olduğunu göstermek istercesine sıkmıştı ve sallamıştı.

Bu adam ne tür bir sapıktı acaba?
Ne dediğini kulağı duyuyor muydu? Sapık görmüştüm de Usein Bolt hızında yürüyen sapık ilk defa görüyordum. İnsan ilk gördüğü bu derece yavşar mıydı? Galiba kafasında vardı. Deli de olabilirdi. Kaşlarımı çatarak elimi elinden ışık hızında çektim. Benim ters bakışlarımın aksine hayranlıkla bakıyordu yüzüme.

Yanındaki kız, yani kız kardeşi gözlerini devirdi. Abi kız kardeş birbirine çok benziyordu. İkisi de koyu kahve saçlı ve açık kahve gözlüydü. "Abi!" diye uyardı. Adam kızı dirseği ile ile öteye iteledi. "Sus kız," dedi, gözleri bendeyken. Kız başını iki yana sallayarak elini yüzüne koydu. Sanırım abisinin ne mal olduğunu biliyor olmalıydı.

"Sapık mısın nesin?" dedim kaşlarımı çatarak. Geriye doğru adım attığımda gitmemem için önümü kesti. "Yanlış anlama beni. Yavşak değilim. Haşa! Sadece görür görmez etkilendim. Bacımı kurtarmışsın. Yiğit kızsın,"dedi hızlı hızlı konuşarak. Yanlış anlamamı istemeyen bir ifade vardı yüzünde.

Bu adam alenen ilk görüşte vurulduğunu mu diyordu? Tamam güzel ve cilveli olabilirdik, hatta çekici de olabilirdim fakat ilk görüşte vurulmaya inanmadığım için sözlerini saçma bulmuştum. Zaten derdim başımdan aşkındı, uğraşamazdım. Adamı eş geçip direkt kıza döndüm. "Umarım iyisindir. Umarım kurtulursun," dedim.

Kız minnattarca gülümsedi. "Teşekkür ederim. Hayatımı kurtardın gerçekten. Abim gelene kadar beni öldürebilirdi de," dedi ve boynuma sarıldı. Tepkisiz kaldığım da ve geri çekildiğinde ifadesizce yüzüne baktım. Başımı sorun değil anlamında sallarken abisi Celal hızla atıldı, önüme geçti. "Vallahi bırakmam. Kardeşimin hayatını kurtardın. Yemeğe ne dersin?"

Kaşlarım havalandı. Manyak mıydı bu adam gerçekten? Hiç tanımamama rağmen kendisiyle yemeğe çıkacağıma nasıl ihtimal verirdi? Manyamıştı herhalde. Fakat aklıma Mesihin magazin pozları ve magazin yazısı düştüğünde adama çemkirmek üzere aralanan dudaklarımı geri kapattım. O pislik herif orada istediğiyle takılırken ben niye rahibeler gibi takılıyordum? Neyim eksikti benim ondan? Fazlamız var aşko.

Boğazımı temizledim ve çenemi dikleştirdim. Adamı süzdüm. Yakışıklı bir adamdı. İdare ederdi. Eh işteydi. Onun gibi Yunan heykeli değildi neticesinde fakat idare ederdi. "Aslında," diye söze girdim kendimi ağırdan alarak. Adamın heyecanla bakan gözleri merakla kısıldı. "Olabilir," dedim. Gözleri açıldı. Beklemiyordu az önceki tavrımdan sonra. Kız kardeşi de beklemiyor olmalıydı ki şaşkınlıkla ikimize bakıyordu.

Adam heyecandan konuşamadı bile. Dudakları konuşmak için açılıp kapandı fakat tek kelime bile edemedi. Konuşamadığı için ben konuştum. "Kalemin var mı?" diye sordum. Heyecandan konuşamadığı için başını sallamakla yetindi. Ceketinin iç cebinden tükenmez bir kalem çıkardı. Rengin kırmızı olması ayrı bir sinirimi bozmuştu. Kalemi elinden kaparak elini tuttum. Adam kalpten gitmese bari. Heyecanla bakan gözlerinden gözlerimi çekerek avucunu açarak avuç içine telefon numaramı yazdım. Kalemi geri uzattığımda, "Telefon numaram. Adam Lahza Lavia. Aradığında konuşuruz sonrasını," dedim.

KIRMIZI DÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin