24. B ö l ü m.

21.2K 970 242
                                    

"Her sinirlendiğinde mutfak dolusu tatlı yapacaksan işimiz var, Çiçek kız. Vallahi batırırsın bizi."

Ulaş, benim bu halimle eğlenirken ona omuzum üzerinden ters bir bakış fırlatmıştım. Hazırladığım kek harcından ellerimi çıkartarak parmağımı doğrulttum ona. Sahte bir kızgınlıkla çemkirdim. "Sinirimi bende böyle yatıştırıyorum. Benimle dalga geçme yakışıklı yüzünü harca bölerim."

Neşeli bir kahkaha attığında ağzına fermuar çeker gibi yaptı. Dudağını büzdügünde acaba ne kadar tatlı olduğundan haberi var mıydı?

Keki kaba dökerek fırına verirken bu sefer supangle yapmak için işe koyuldum. Mutfak girişine yaşlanmış bir şekilde gülümseyerek beni izliyordu. Yeşim yeşili mutlulukla bakıyordu. Onun mutlu olması benim mutlu olmam demekti.

"Hayır yani bu kadar da olur mu ya! Sadece küçük bir sera açacaktım. Bu kadar mı pahalı olur!" Söylene söylene supangle kıvamını tencere içinde çırparken kıvamı kulak memesi gibi olan supangleleri yuvarlak cam kaselere koydum. Soğumaları için buzdolabına koyarken, Ulaş arkamdan yaklaşmış belimden çekerek arkamdan sarılmıştı. Başını omuzuna koyarken ikimizin de yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı.

"Ellerine sağlık güzelim," dedi kumral saçlarıma öpücük bırakırken.

"Afiyet olsun."dedim, neşeyle.

Aklıma gelen düşünce meraklı Lahza'yı utandırırken kendimi sırtından çekip bedenimi ona çevirdim. Ellerini tutarken hem ciddi hem şakacı tavırla,
"biz şimdi neyiz?" diye sordum.

Gülümsediğinde yanağındaki gamze çukurları boy göstermişti. "Hmmm. Sen ne istersen o, Çiçek Kız," diye cevap verdi. Sesindeki sevgi dolu tını kalbime işlemişti.

Düşündüm o an. Ulaş ile çocukluktan kalma arkadaştık. Gerçi arkadaşta denilemezdi. Birbirimizden hoşlanıyorduk. Fakat 21 yaşına geldiğimde hoşlanmamızın aşka ilerlediğini düşünüyordum. Tam iki aydır flört ediyorduk. Sevgili değildik. Adı bile yoktu. Sadece birbirimizi seviyor ve ad koymamıştık. Bende bunun üzerinde fazla düşünmemiştim. Çocukken herkes bizi abi kardeş gibi dost gördüğü için bu zamana kadar hoşlantımızı saklamıştık. Fakat fakat hoşlantı sevgiye dönüşünce o okulunu bitirmiş bende bitirmiş olduğum için etrafı hiçe sayarak flört etmeye başlamıştık. Hoş okulu bitirmişte sayılmazdım. Sadece moda tasarımını bitirmiştim fakat kendimi onda mutlu hissetmediğimi ancak okulun sonuna doğru fark etmiş yeniden sınava hazırlanarak Peyzaj mimarlığını hedeflemiştim. Bir kaç ay sonra sınava girerek Peyzaj mimarlığını tutturacak ve hayallerimdeki gibi Türkiye'nin hatta dünyanın en büyük çiçek serasını açacaktım.

"Bana çıkma teklifi etmedin." dedi, küskün bir şekilde. Yeşim yeşili gözlerinin içi güldü âdeta. Onunla iken birlikte olmak bir nefes gibiydi. Su içmek gibiydi. Ulaş benim için yaşam demekti.

"Çıkma teklifi mi? Bence biz direkt evlenelim. 2 aydır flört ediyoruz seninle. Bence seninle aramızdaki bağ sevgililikten çok öte. Sen benim sevgilim değil, sevdiğimsin." dedi ve gülümseyerek yanağıma sevgiyle öpücük bıraktı.

KIRMIZI DÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin