Mesih Yıldıran.
Namı değer Şah;
Sınırsız ve Yıkılış şehrinin sahibi. Herkesin korkudan titrediği, Polis'in aleyhine tek bir delil bulamadığı illagal bir dünyanın Şah'ı olan bir adam düşünün. Aşkı kırmızının en tutkulu tonu. Saplantısı ölümüne bir s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yıllardır bu anı beklemişken, şimdi yapamıyordu. Vuramıyordu kızı. Gözlerinin önünde bu kadar masum yatan bir kıza silahı ateşleyemiyordu. Ne olmuştu babasının mezarında intikam yeminleri eden Şah'a? İntikamdan başka gözü hiçbir şeyi görmeyen Mesih'e ne olmuştu?
Ama yapmalıydı.
Nice düşmanlar, karşısında el pençe divan durup, korkudan titrerken küçük bir kız mı elini titretecekti? Fakat titreyen eli buna cevap olmuştu.
Saniyelerce bekledi. Saniyeler dakikalar oldu fakat eli silahı ateşleyemedi.
Madem vuramıyordu o zaman tek bir şey yapardı. Adamlarına buz gibi bir sesle, " kızı gömün. " dedi.
Adamları önce tereddüt etsede kızın kucaklayarak tabutun içine dikkatlice koydu.
Güvendiği adamı geri çekilerek Mesih'in emrini ilk kez yerine getirmedi. " Beni bağışla abi. Bunca yıl emrinde çalıştık ama bu emrini yerine getiremem. Masum bir kızı diri diri gömemem. " dedi. Miço'yu başıyla onayladı. Diğer adamlarına devam edin anlamında başıyla işaret verdi.
Başını yukarı kaldırarak derin bir nefes aldı Mesih. Gökyüzü kara bulutlarını toplamıştı. Yağmur yağmak üzereydi. Yıllar önceden kendi eliyle açtığı mezar içine boş gözlerle bakarken, kızın kucaklanıp tabutun içine konulduğunu izledi. Genç kızı tabutun içine yerleştiren adamları tabutun kapağını kapatarak uçlarından tutarak kazılı toprağın içine dikkatlice yerleştirirken bakışlarını tabuttan kaçırdı. O esnada Yavuz ve Mahir koşa koşa tepeye gelmişti.
" Mesih ne saçmalıyorsun! " Mahir öfkeyle bağırırken, Yavuz dehşet içinde tabutun üstüne toprak atan adamları izledi. Tam kızı tabuttan çıkarmak için adamlara doğru ilerlemişti ki Mesih'in sert sesi onu durdurdu.
" Tek bir adım daha atarsan seni yerin yedi kat dibine gömerim Polatlı! "
Yavuz'un adımları dururken başını iki yana salladı. " Kızın hiçbir günahı yok Şah. Pişman olacaksın. " dedi, Mesih'i ikna etmeye çalışarak. Fakat Mesih'in acımasız gözleri vazgeçmeyeceğini, intikam için masum bir kızı kurban etmekten asla caymayacağını gösteriyordu.
" Ben senin adamın değilim. Yavuz değilim. Ben senin arkadaşınım. Emirlerin bana sökmez Yıldıran!" Mahir öfkeyle bağırarak Mesih'i sert bakışlarını dinlemeden mezara ilerledi. Tabutu çıkarmak için hamle yapmıştı ki Mesih onu kolundan çekerek sert bir yumruk attı. " Arkadaşımsan arkadaşlığını bileceksin! Haddini aşmayacaksın!" Mahir'i yumruğunun şiddetinden toprağın üzerine düşerken parmağını salladı." Haddini alırım."
Adamlarına Mahir'i alıp zabdettmeleri için başıyla işaret verirken adamları Mahir'i yerden kaldırıp kollarından sıkıca tuttular. Mahir kollarını adamlardan kurtarmaya çalıştı fakat onca adama gücü yetmediği için durup Mesih'in durması için ikna etmeye çalıştı.
