Bu bölümde daha cokt kendimden, yaptıklarımdan ve düşüncelerimden bahsettim. Biraz da sohbet edelim değil mi?
Yağmurlu serin günleri geride bıraktık ve artık sıcak yaz gunlerini yaşamaktayız. Günlerim hala hazırlandığım sınav yüzünden evde yeri gelip sinir krizi yeri gelip anksiyete, zaman zaman ağlama krizleri, boşluk hissi ve çokça tavana bakma ile geçiyor. Bu yazı tüm diğer kötü yazlarımdan ayıran herhangi bir şey yok. Sadece artı bakış açım ve planlarım biraz farklı. Artık sağlıklı beslenmeye çalışıyorum, spor yapmayı erteleyip hayalini kuruyorum. Hayatıma yön vermek için tabiri caizze doğum sancıları çekiyorum diyebilirim.Acı olmadan kazanc olmaz değil mi? En azından bana hep oyle söylendi. Eğer doğru değilse bile umarım bu acılar boşuna değildir. Gelece iyi niyet ve temennilerimi gonderdikten sonra gelelim. Beslenme kısmına
Artik yemek yiyorum! Yani önceden abur cubur ile gecistirdiğim öğünlerin yerini tamamen sağlık beslenmenin alması için çabalıyorum ve galiba dusenimi biraz oturttum gibi ( nazar degmesin!) Mental sağlığım yerlerde olsa bile bedensel sağlığımı korumak için savaşmaya devam!!!
Ev yemekleri ile beslenmeye başladığımdan beri değişen şeylerden birisini öncelikle söylemek istiyorum. Saçlarım! Aşırı dökülen saçlarımdaki dökülme azaldı. Hic dökülmüyor demiyorum ama önceki haline nazaran saçlarımdaki değişimi fark ettim. Cildim daha iyi durumda bir de. Sivilcelerim önceden cok çıkıyordu aşırı aşırı cok ve lekesi geçmiyordu. Simdi kısmen azaldigini söyleyebilirim. Paketli gıdalar bana iyi gelmiyormuş. Ama hala onlara aşığım! Luppo ile kahvaltı yaptığım zamanları biliyorum! Öyle böyle değil baya baya sağlıksız besleniyordum! Şimdi ise kahvaltıda yumurta, sebze, meyve, ot falan yiyorum. Bazen canım sebze yemeği istiyor. Kahvaltı da sebze yemeği bile yiyorum. Kulaga midesizlik gibi gelebilir. Evet itiraf ediyorum! Ben baya midesizim!
Zamanında midemden çok çektim. Gerçekten çok çektim. Şimdi düşününce belki de benden çeken oydu! Galiba öyleydi. 😬 Şimdi vücudumu daha iyi tanımaya başladığımı düşünüyorum. Eskiye nazaran midemle iyi anlaşıyorum. Yediklerimin ağzıma geldiği reflü dönemim ve sancılı karın ağrılarım olduğu dönemlere bakınca ilerleme kaydettigimi düşünüyorum.
Sağlıklı beslenme fikri nereden çıktı derseniz? Yemek yemekle ilgili problerim olduğunu kabul etmem gerek. Duygusal bir yiyici olduğumu, aşırı yeme bozukluğum vesaire gibi şeyleri yaşadığım cooook uzun bir dönem oldu. Neyse o günlerden bahsetmek istemiyorum. Kötü anılar kötü duggualr deprestiriyor. Asıl sağlıklı beslenme fikri aslında çöküş yaşadığım bir dönemde ortaya çıktı. Bu dönem çöküşe geçip aşırı moralim bozulmuştu ve 47 46 kiloya düşmüştüm. Normalde kilom 55- 60 arası sabitti. Ama sonra bir takım nedenlerden moralim çok bozuldu. O sırada çevremdekiler sürekli ne yapıyorsun kendine, ne olmus sana? Çökmüşsün demeye başladı. Ben buna anlam vermedim zaten cok da üstünde durmadım. Ama sonra bir gün tartıya çıktım. O zaman anladım. 58 59 kilo olan ben 46 47 kiloya düşmüştüm. Çok saçma ama 59 60 kiloyken şişman olduğumu düşünüyordum ve nedense 46 47 kilo olduğumu gördüğümde bana gore değişen bir şey yoktu. Ama değişen bir şeyler varmış çünkü tartı bozuk değildi. Galiba tombul yanaklarım sayesinde kilo verip vermedigimi pek de anlamadım. Emin değilim! Belki de o kadar üzgündüm ki bunu önemsemedim. Neticede sonrasında ben sağlıklı biri olmak için cabalamaya karar verdim.
Her şey bu şekilde başladı.Hala yemek yemek ile aram mükemmel değil. Ya cok yiyorum ya hic yemiyorum. Falan filan biyel sacma sapan şeyler yapıyorum. Ama öncekinden daha iyiyim ve kilo aldım. Şuan elli küsur kilodayım ve bu benim idealim. Sabit kalmak istiyorum. Yukarısı benim için fazla. Bu kiloyu beğendim diyebilirim. Tabi vücudumu toparlamak için spor yapmam gerek ama henüz o kısma gecemedim.
Sabah kahvaltımdan sonra genel olarak gün icinde yiyecegin yemeği hazırlıyorum. Bu gercekten büyük bir avantaj oluyor. Çünkü yemeği yapmazsam sacama sapam şeyler yiyorum. Abur cubur falan yiyorum işte ne bilim sacma sapan gibip hamur isi kızartma falan yiyorum. O yüzden sabahtan yemeğimi hazırlıyorum. Favorilerim haşlanmış tavuk- pilav, taze fasulye, patlıcan, bamya, mercimek çorbası falan filan yani ev yemegi yapıyorum kendime. Yaninda mutlaka salata, sebze ot yemege çalışıyorum. Bu şekilde besleniyorum.
Tabi tatlısın olmaz! Ben tatlı delisiyim! Her zaman her koşulda, ne kadar doymuş olursam olayım kusana kafara yemiş olsam bile tatlısız olmuyor. Kakaolu muz bağımlısıyım. Şuan donmuş muzla daha iyi oluyor serin serin. Ama hic fark etmeksizin neredeyse her gün kakaolu muz yiyorum. Şimdi muz pahalı gelebilir ama şöyle ki iki gofret alsam en az 20 lira zaten iki gifret alana kadar bir kilo muz alıyorum 30 40 liraya her gün bir tane yiyorum iki hafta gidiyor. O yüzden abur cubur yerine kakaolu muz favorim.
Beslenmem bu şekilde oluyor, şuan koruma evresindeyim. Kilo almak ya da vermek istemiyorum. Böyle kalayım sağlıklı görüneyim kafasındayım.
Genel olarak rutinim bu şekilde. Hala beslenme ile ilgili cok öğrenecek şeyin var farkındayım ve kendimi daha da geliştirmek için çabalayacağım. Zamanın etkilerini kendim için en aza indirmek, sağlıklı bir bedene sahip olmak istiyorum. Kaç yaşında olursak olalım kendimize özen gostermemiz gerekiyor bence. Hala yirmilerimin başında olsamda zaman çabuk geçiyor ve zamanın benden çok şeyler götürmesini istemiyorum. Tabi sağlık sorunları da istemiyorum. Elimden geldiğince çabalayacağım. Kendiyle barışık biri değilim ama umarım bir gün olurum. Kendinden nefret eden, özgüvensiz kişiliğimi iyileştirmek istiyorum. Kendi ile barışık, özgüvenli insanlara hayranım! Yaşamayan kimse kendinden nefret etmenin ağırlığını, özgüvensizligin acizligini bilmez! Tüm bu kötü duygulardan arınmak ve kendime yeni bir ben hediye etmek istiyorum.
Günlük rutinden çok duygusal bir sohbet oldu sanırım. Bilirsiniz, insanın kimseyle paylaşamadığı şeyler ruhuna ağır bir yük olur. Sanırım bu yüzden bu şekilde devam etti.
Bu bölüm bu kadardı.
Sağlıklı ve mutlu kalın!!