BAĞIMLI

-21.bölüm-

"Sende onlar gibi olma bana doktor."

~Eda Yardımcı

Eda'dan...

Hostes'in tiz sesi ile gözlerimi araladım, güneş ışıkları gözlerime doğru düştüğünden gözlerim yanıyordu bir kaç kez gözlerimi kırpıştırdım ve Hostes'e saatin kaç olduğunu sordum.

"Saat 16.46 efendim, İstanbul Sabiha Gökçen havalimanına iniş yaptık."

"Teşekkürler, eşyalarımı arabaya yerleştirdiniz değil mi?"

"Evet, efendim Güney Bulut Sancaktar isimli bir beyfendi sizi bekliyorlar."

Kaşlarım çatıldığında hemen camdan dışarı baktım doktor arabaya yaslanmış kolları göğüsünde bağlı bir şekilde orada duruyordu.

"Demek Güney Bulut Sancaktar ha?"

"Birşey mi istediniz efendim?"

"Yok, teşekkür ederim, kolay gelsin."

Yerimden kalktığımda jet'in dar koridorundan ağır adımlar ile çıkışa ilerledim, açık jet'in kapısında durdum ve doktor'u inceledim.

O ise yerinden ayrılmış ağır adımlar ile yanıma geliyordu.

Yavaş yavaş merdivenlerden indiğimde doktor ile burun buruna gelmiştik gözlerimi gözlerinden ayırmadan konuştum.

"Güney Bulut Sancaktar namı diğer Doktor, beni çağırmışsın?"

Kaşları hafif çatıldığında gülümsemem yüzümde yavaşça büyüdü.

"Ne oldu rahatsı-..."

"Güney yeterli."

"Pekala Doktor Bulut..."

Yavaşça yanından ayrılacakken kolumdan tutup kendine doğru çektiğinde dirseğimi sağ boşluğuna geçirdim acı ile iki büklüm olurken arabaya doğru yürürken hafif sesimi yükseltip konuştum;

"Bana bak temas sevmiyorum dedim sana."

**********

Yalı'ya geldiğimizde tüm korumalar valizlerimi içeri taşımıştı hizmetli kadınlar ise odamda ki çarşafları vs hepsini yenilemişlerdi.

Doktor'un gür sesi yalı'da yankılandığında hafif irkildim.

"Eda, bahçeye gel."

Sesimi kalınlaştırı onu taklit ettiğimde arkasını dönüp çatık kaşları ile bahçeyi işaret etti.

"Odo bohçoyo gol!"

Öküz herif.

Ağır adımlar ile bahçeye çıktığımda ılık hava kalın sweat' im ile beni terletmişti şezlonglara ilerlerken bir yandan da sweat'i çıkarmıştım.

İçimde ki siyah askılı atlet ile kaldığımda saçlarım terlemiş olan sırtıma ve boynuma yapışmıştı.

Bileğimde ki toka ile saçlarımı tepeden sıkıca topuz yaptım ve şezlonglardan birisine yerleşip gözlerimi dinlendirmek için kapattım...

Tam o sırada yüzüme düşen Güneş'i engelleyen büyük eller ile gözlerimi açmadan kaşlarımı çattım.

"Kırışıklıkların çıkacak Eda, çok fazla kaşlarını çatıyorsun."

Gür kahkaham bahçeye yayıldığında Doktor'un erkeksi kıkırtısı da eşlik etmişti.

"Doktor Güney Bulut Sancaktar, soyadın sıradan bir doktor olmadığını anlatıyor şu Türkiye'de Sancaktar ailesini bilmeyen cemiyet yada camia herneyse, yoktur."

Doktor da yanımda ki şezlongda yerini aldığında başımı çevirip her hareketini dikkatle inceledim.

"Evet, sıradan bir doktor değilim Babam İdris Sancaktar bir Mafya Lideri, Annem Minel Sancaktar Uzak Doğu Dövüş sanatlarında ustalaşmış bir hoca."

"Peki ya sen, sadece sıradan bir doktor olduğuna inanmıyorum?"

Gözlerini kaçırdığında onun da masum olmadığını anlamıştım.

"Sancaktar ailesi'nin varisi olmak, masumluğa en zıt şeydir, ne kadar sıradan masum bir insan olmak istesen de olamıyorsun."

"Anlıyorum."

Konuyu kapatmak istercesine Ankara'da neler yaptığım hakkında sorular sormaya başlamıştı.

"Kriz geçirmişsin?"

"Evet, ilaç da aldım daha sonra karanlık oda'ya kapatıldım, iki şirketin ortaklığı için evlendirileceğimi öğrendim kısacası Handan Yardımcı olmayan hayatımı daha da bitirmeye çalışıyor..."

"Ne demek evlendirileceğimi öğrendim?!"

Çenesi sinirden mi yoksa refleks olarak mı kasılmıştı?!

"Onca şeyden evliliği mi çekip çıkarttın doktor?"

Afallamış yüz ifadesini gördüğümde yüzümde hafif alaylı bir tebessüm oluştu.

"Galiba bana aşıksın?"

"Hahahah galiba fazla ilaç aldın?"

Gülümsemem yüzümde donduğunda doktor farketmişti ve kahkahaları duvara çarpar gibi kesilivermişti.

"Kimse başımı okşamadı benim.
Kimse anlamadı, dinlemedi.
Kimse sormadı iyi misin? Varmı bir sorunun? diye...
Kimse görmedi beni,
Yaşarken öldüm kimse bilmedi, sende onlar gibi olma bana doktor..."

Ortam da ölüm sessizliği oluştuğunda yerimden kalktım ve ağır adımlar ile Yalı'ya ilerledim ardından odama geçip ılık su ile birlikte içimde biriken tüm acıları da akıttım bu şehrin yer altı sularına...