-FİNAL-

105 11 0
                                    


Bu kurguya ilk başladığım zamanlar "acaba linç yer miyim? Acaba beğenirler mi? Ya çok kötü olursa? Bu kurguyu da linçlerden dolayı siler miyim?" Diye düşünmeden edemiyordum ama öyle güzel yorumlar aldım ki yazdıkça yazmak istedim ama final çabuk geldi Eda'ya ve Güney'e o kadar alıştım ki bırakmak biraz zorlaştı bu yüzden final'i bu kadar geç attım sizlere, beni affedin güzel okurlarım...❤️

Eda'dan...

Güney beni kucağına alıp eve getirmişti ve arkada bulunan odalardan birisinde ki, çift kişilik yatağa yavaşça bıraktı ardından kendisi de yanıma yatıp benimle birlikte uyudu...

Güney'den...

Eda sakinleşip uyuduğunda elinde sıktığı fotoğrafları aldım ve komodinin çekmecesine koyup yanından ayrıldım.

Annem, babam ve kardeşim korkmuş, meraklı gözler ile bana bakıyorlardı.

"Gayet iyi, uyudu şimdi, geçmiş hayatı ile ilgili daha fazla birşeyler göstermeyin."

"Oğlum ben bilemedim üzgünüm."

"Tamam anne birdaha olmasın!"

Sesim istemsiz olarak yüksek çıktığında babam annemi arkasına aldı ve önüme geçip sinirle konuştu.

"Annen ile düzgün konuş ulan eşşek sıpası."

"Tamam."

&- 3 ay sonra -&

Eda'dan...

Trabzondan 2 ay önce gelmiştik ve bu 2 ay içerisinde babam ile aramda ki buzları eritmiştim gerçekleri Güney'in annesinden öğrenince ona da hak vermiştim.

Annem, o ise başka bir adam ile evlenmişti, şuan ne halde hiçbir fikrim yok benden uzak olsun da gerisi önemli değil.

Bu akşam Güney'in ailesi beni babamdan istemeye geleceklerdi yalı'da büyük bir telaş vardı mutfaktan yemek kokuları ile atıştırmalık kokuları taşmış ve tüm yalı'yı sarmıştı.

Merdivenlerin gıcırtısı ile o tarafa döndüğümde babam siyah bir takım giymiş ve tıraş olmuştu gerçekten yakışıklı bir babam vardı.

"Kızım hala vaktin var vazgeçmek için?"

Bu sözü üzerine gülümsedim ve yanına ilerleyip sıkıca sarıldım.

"Onu çok seviyorum baba."

"Sizin sümüklü zamanlarınızı biliyorum ve şimdi evlenmeniz hiç adil değil."

Kahkaha attığımda babam dolu dolu olmuş gözleri ile bana gülümsedi ve yüzümün heryerine öpücükler kondurup kokumu içine çekti.

"Sizinle gurur duyuyorum özellikle de seninle çok gurur duyuyorum kızım."

Zil sesi evde yankılandığında heyecanla babamdan ayrıldım ve evin girişinde ki aynadan kendimi süzdüm.

Üzerimde ki kırmızı elbise hanım hanımcıktı saçlarım ise su dalgası yapılmıştı ve omuzlarımdan aşağı dökülüyordu.

Derin bir nefes aldım ve titreyen bedenimi dizginleyip gülümsememi yüzüme taktım ve kapıyı açtım.

Güney elinde çiçekler ve çikolata ile duruyordu elindekileri aldım ve sırayla hepsine hoşgeldin ederek içeri aldım.

En son almila içeri girdiğinde elimde ki çiçek ve çikolatayı alıp mutfağa götürerek bana büyük bir yardım da bulunmuştu.

Ellerim heyecandan zangır zangır titriyordu.

Kendimi toparladım ardından büyük salon'a ilerleyip babamın yanına oturdum ve konuşulan konuları dikkatle dinledim bir süre geçtiğinde babam gizlice bacağımı dürtüp kahve yapmamı tembih etti ardından kulağıma eğildi ve fısıldadı.

"Güney'in kahvesine bol tuz at!"

Gülümsedim ve ayağa kalkıp mutfağa ilerledim arkamdan gelen adım sesleri ile kafamı çevirdim almila geliyordu.

Mutfağa girdiğimde gülümsedi ve tezgaha yaslanıp konuştu.

"Heyecandan yapamazsın belki istersen ben yapabilirim kahveleri Eda yenge."

"Gerçekten yapar mısın?"

"yaparım tabii, titriyorsun, vallahi kahveyi dökersin yakarsın kendini, yengemin zarar görmesini istemem."

"yap bakalım hepsi tezgahta zaten."

Almila kahveleri yaparken ben de mutfak kapısından güney ile bakışıyordum.

Siyah takım elbisesi kol kaslarından dolayı sıkıyordu yüzü ise kızarmıştı.

İlk defa takım elbise ile görmüyordum ama bugün daha bir yakışıklı gelmişti gözüme.

"Kahveler hazııır."

Almila'nın sesi ile yerimden sıçradım ve arkamı dönüp tepsiyi dikkatle aldım ardından derin bir nefes aldım ve verdim.

Ardından besmele çektim ve kısa bir dua edip ağır adımlar ile kahveleri içeri götürdüm.

"Bismillahirrahmanirrahim, Allahım bugünü de sağ salim atlatalım."

Damat kahvesi'nin fincanında bulunan fiyonktan ayırt edebilmiştim.

Herkesin kahvelerini dağıtıp Güney'in de kahvesini verdiğimde geri yerime oturdum ve heyecan ile bekledim...

Tüm herkes kahvelerini içtikten sonra Güney'in babası idris baba konuya giriş yaptı.

"Gençler birbirlerini görmüşler, sevmişler, bize de onları kavuşturmak düşer da, Allahın emri peygamberin kabulü ile kızımız Eda'yı, oğlumuz Güney'e istiyoruz."

"Öyle tabii onca yıllık dostluğumuz var sizinle, İdris aileni tanırım, bilirim. benim kardeşim gibisin sen, belki öz kardeşim olsa senin gibi olamazdı, bu hayatta ki en değerli tek varlığım kızım, şimdi sana emanet ve biliyorum ki ona sizin yanınızda zarar gelmeyecek, içim bundandır ki çok rahat. o hâlde bu sevenlerin karşısında duramam, hayırlı olsun."

Güney ve ben ayağa kalktık ve ailelerimizin ellerini öpüp başlarımıza koyduk ardından yüzükler takıldı ve sözler verilip, kurdalemiz de kesildi...

(Düğünleri bir sonra ki bölümde özel bölüm 1 şeklinde olacaktır!)

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin