-25.bölüm-

209 20 6
                                    

Eda'dan...

Nefes egzersizi için bahçeye yoga mat'ı serilmişti bağdaş kurmuş oturmuştuk doktor ajandasına birşeyler not alıyordu ben ise kös kös oturmuş etrafı seyrediyordum...

"OFFFF!"

Doktor başını ajandadan kaldırıp bana baktığında gülümsedim ve gözlerimi devirip bu sefer de çimenleri yolmaya başladım..

"Ne oldu Eda?"

Ciddi misin? Dercesine yüzüne baktığımda kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.

"Diktin beni sabahın köründe buraya, ne işimiz var ya?!"

"Sabahın körü dediğin saat 15.46 Eda, bekle notlarımı halledip ilgileneceğim."

En sonunda sırt üstü uzandım ve gözlerimi kapatıp bu anın tadını çıkartmaya çalıştım!

O kadar sessizdi ki etraf doktor'un ajanda üzerinde gezdirdiği kalem sesini, hafif hafif esen tatlı rüzgarın sesini ve kuşların cıvıltılarını duyabiliyordum...

Yavaş yavaş tüm sesler uzaklaştığında yerini tatlı bir uyku almıştı.

*eda'nın rüyasından...*

Yemyeşil çimenlerin üzerini kaplayan beyaz papatyalar ve üzerimde ki bebek mavisi papatyalı elbise ile öylece dolaşıyordum.

Uzaktan küçük bir kız çocuğunun sesini duyduğumda o tarafa doğru ilerledim, kız r'leri söyleyemiyordu bu yüzden de çok tatlı bir sesi vardı.

Papatyalar arsında ki küçük kızı gördüğümde yanında genç bir çift ile orta yaşlarda bir çift vardı, onlara yaklaştığımda küçük kız beni fark edip bana doğru koşmaya başladı.

"Meyhaba, Kumyu ablam, Kayan abim ve annem, babam ile tanışmak istey misin?"

Yüzümde oluşan gülümseme ile onayladığımda elimden tutup beni çekiştirmeye başladı...

Yanlarına gittiğimde genç çift birbirine öyle güzel bakıyordu ki bir an onların yerinde kendimi hayal etmek istemiştim.

"Kumyu ablaaa bak biyisini buldum!"

Kumru denen kız ayağa kalkıp yanıma geldiğinde elini uzatıp kendini tanımıştı.

"Ben Kumru, Karan'ın karısıyım ama senin ne işin var burada?"

"Ben, b-bilmiyorum..."

Uzaklardan doktor'un sesi geldiğinde tüm herşey birbirine karışıp kaybolmuştu gözlerimi açtığımda doktor'un yüzü yüzüme aşırı yakındı merak dolu bakışlarını gördüğümde şaşırmıştım.

"Şükürler olsun, kızım sen deli misin?!"

Ellerimi doktor'un göğüsüne koyup itekledim ve yüksek ses ile konuştum.

"çekil be üzerimden! O kadar uzun süre iş ile meşgul olursan ben de uyurum!"

"deli gibi ağzın kulaklarında gülümsüyordun merak ettim ne gördün?!"

"Garip saçma bir rüyaydı işte."

Doktor fazla ikna olmuş gibi değildi ancak konuyu geçiştirmek adına nefes egzersizine başladı.

"Şimdi bağdaş kur bakalım, sonra yüzük parmakların ile baş parmaklarının ucunu birleştirip dizlerinin üzerine yukarı bakacak şekilde koy."

Dediklerini harfiyen yaptım ve yüzüne bakarak diyeceği şeyi bekledim.

"Şimdi kapat gözlerini ve en çok istediğin o ilacın önünde olduğunu düşün."

Sol baldırımda bir karıncalanma oluştuğunda yüzümü buruşturdum ve düşündüm...

"Ama ilacı içemezsin, ama büyük bir krizin eşiğindesin."

Gözlerimi açıp, bıkkınlıkla bir nefes bıraktım ve doktor'a pes etmiş bir ses ile konuştum.

"Doktor, benim için uğraşma boşuna baksana halime olmuyor!"

"Dum spiro spero Eda..."
(Nefes aldığım sürece umudumu yitirmeyeceğim Eda...)

"Ne? Ne dedin?"

Hafif gülümsemesini gördüğümde benimle alay ettiğini anlamıştım.

"Pisliksin doktor alay et sen anca!"

"Söylemeyeceğim, araştır öğren."

"Meraktan çatlarım, ölürüm sonra Handan Yardımcı'ya ne hesap vereceksin ha? Koskoca Eda Yardımcıyı meraktan öldürdüm der-..."

Cümlem, doktor' un sesi ile havada asılı kaldığında susmuştum.

"Eda.."

"Efendim Doktor?"

"Meraktan değil de, nefessizlikten öleceksin şimdi, bir nefes al kızım ya!"

"AY GÖTÜM! BENİM LAFIMI BUNUN İÇİN Mİ KESTİN?!"

Şaşkınlıkla gözleri kocaman olmuş doktor bana baktığında elimi hızla ağzıma götürdüm ve ben de aynı şekilde doktor'a baktım.

Doktor, söylediğim lafı şaşkınlık ile tekrar ettiğinde daha da kızarmıştım.

"Götüm?!... Pekala."

Kahkahası yankılandığında dizlerimin üzerinde kalkıp doktor'a ilerledim ve yumruklar attım.

"SUS YA!"

Daha da güldüğünde sol dizim ile sırtına vurdum ancak o kocaman eli ile belimi kavradığında dengemi kuramayıp üzerine düşmüştüm.

Yüzlerimiz birbirine yakın olduğu için nefeslerimiz birbirine karışıyor, gözlerimiz birbirimizin yüzünün her detayında dolaşıyordu...

Yavaş yavaş Yüzlerimiz yaklaşmaya başladığında gözlerim kendiliğinden kapanıvermişti...

Yüzüme üflenen nefes ile kaşlarımı çatıp gözlerimi hızla açtım, doktor ise muz görmüş maymun misali sırıtıyordu.

"Sen çok fenasın Eda."

"nE?!"

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin