-32.bölüm-

175 16 1
                                    

"Mektup

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Mektup..."

Eda'dan...

Korkularımın üzerine gitmek konusunda bir kaç gecedir uyurken ışığı 10 dakika diğer gün 20 dakika şeklinde her geçen günlerde  süreyi çoğaltarak denemeler yapıyorduk.

"Eda bu gece tam yarım saat yani 30 dakika olacak, bunu da atlatırız."

"Atlatırız doktor."

Yemek yiyebiliyordum ve arada sırada bir kusma sorunu olsa da yavaş yavaş iştahım düzelmişti ve yüzüme renk gelmişti, o yemeğin üzerinden tamı tamına 2 hafta geçmişti başlarda biraz garip hissetsem de sonra kendimi temelli Doktor'a bırakmıştım.

"Bugün ne yapıyoruz doktor?"

"Bugün eğlenelim sadece herşeyi geride bırakıp sadece eğlenelim."

"Allah Allah o nasıl olacak ya?"

"Baya sen giyineceksin ve lunapark'a gideceğiz oyuncaklara filan bineceğiz."

"Çocuk muyuz biz Allah aşkına?!"

Doktor gözlerini devirip bıkkın bir nefes bıraktığında gülümsedim ve teklifini onayladım.

"Tamam o zaman saat kaç gibi gideriz ona göre başlarım hazırlanmaya."

"Akşam 18.00 civarı gideriz ya."

"Tamam o zaman daha 3 saat var biraz yatıp dinleneyim yoruldum."

"İlaçlarını iç önce sonra uyu istediğin kadar."

Hizmetli ablalar mutfağı toparlarken ben de ilaçlarımı içtim ve bardağı sudan geçirip makinaya koydum tam içeri geçecekken dışarıda ki korumalardan birisi mutfağın kapısından içeri elinde bir zarf ile girdi ve bana uzatıp nefes nefese konuşmaya başladı.

"Efendim Handan hanım size yollamışlar faturalar arasında karışmış 2 gün önce gelmiş daha yeni gördük ve hemen size ilettik."

"Teşekkürler, gidebilirsin."

Elimde ki zarf ile içeri geçtim ve kendimi koltuğa bırakıp tavana baktım ve düşünmeye başladım.

Yine ne ile hayatımı mahvedeceksin Handan Yardımcı, yetmedi mi bana ettiklerin, zevk mi alıyorsun bu hâlimden...

Kendimi toparladım ve zarfı açıp içinde ki kağıdı çıkardım ve Handan Yardımcı'nın ince güzel el yazısını gördüm.

"Sevgili, kızım Eda'ya...

Ben sana doğru bir anne olamadım, bu Hayatta ne yaptıysam yada ne yapmaya kalkıştıysam elimde patladı güzel kızım, ben şunu farkettim seni hiçbir zaman dinlememişim hiçbir zaman senin ihtiyacına kulak asmamışım, beni affet güzelim herşey için üzgünüm özür dilerim.

Bu mektup sana ulaştıysa bil ki baban sana bir nefes kadar yakında ve sana ulaşmaya çalışıyor bunca zaman babandan ve karanlık dünyasından seni uzak tutmak için dışarı bile çıkartmadım seni, şımartarak büyütmedim seni sen her zaman yaşıtlarından geri de büyüdün para içinde yüzsen bile sen mutsuz ve eksik büyüdün herşeyi elime yüzüme bulaştırdım kızım, baban'ın adı Turgut Karalı ona yaklaşma çünkü o bu dünyada görüp göreceğin en karanlık en acımasız en vicdansız adam.

Bir anne olmayı bile beceremeyen annen, Handan Yardımcı..."

Mektup ellerimin arasından yere düştüğünde yanağımda ki ıslaklığı hissedebilmiştim.

Akan gözyaşlarımı sildim ve masada ki çakmağı aldım ardından eğilip yerde ki kağıdı aldım ve mektubun ucunu tutuşturdum.

Yavaş yavaş elimde yanan kağıt ile içimde bir yerlerde buzdan duvarlarım da eriyip gidiyordu.

Duman çıkınca evde ki yangın sistemi çalışmış ve heryer ıslanmıştı ben ise öylece duvara bakıyor mektup hakkında düşünüyordum.

Seni asla affetmeyeceğim Handan Yardımcı, bir özür ile hayatımda yarattığın bu enkaz düzelmiyor maalesef.

Sen vicdanını rahatlat sadece.

Sırıl sıklam olmuştum doktor ise yangın sistemi'nin sesine koşarak gelmiş ve başıma dikilip bağırarak sorular soruyordu ancak ben bir tepki bile veremiyor dolu gözler ile öylece duvara bakıyordum...

"EDA NELER OLUYOR KENDİNE GEL EDA?!"

"KIZIM BİR SES VER BARİ."

ayağa kalktım ve ellerimi doktor'un boynuna dolayıp kafamı ise boynunda ki boşluğa gömüp ağlamaya başladım.

"Sadece sus doktor, sadece sus..."

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin