-40.bölüm-

112 12 1
                                    

Yavaş yavaş sona geliyoruz, bir kaç bölüm sonunda size hislerimi yazacağım şimdilik sadece bölümü okuyun güzelliklerim❤️

"Evlilik teklifi..."


Eda'dan...

Yanağımda hissettiğim öpücükler ile gülümsedim ve gözlerimi aralayıp ayna tavandan yanımda ki koca bebeğimi izledim.

Bazen öyle bir adam oluyordu ki bu orman gözlü koca bebek, sırtımı hiç korkmadan yaslayabiliyordum ona ve bana baba sıcaklığını veren beni kızı gibi seven bu adamı sevmekten başka ne yapabilirim diye düşünüyordum bazen...

"Uyuyan güzel, uyanman için prens'in öptü seni ve sende kalkmalısın artık."

"Hmm öyle mi oluyormuş?"

Uykulu çıkan sesim ile Güney gülümsedi ve dudağıma ufak bir buse kondurup geri çekilip yüzümün her detayını inceledi.

"Neden garip birşey görmüş gibi her defasında inceliyorsun beni?"

"Çünkü senin nefret ettiğin burnun ve elmacık kemiklerinde dağılmış olan çillerini, dudağından bir parmak uzaklıkta ki ben'i ve küçük burnunu, yeşil yeşil bakan gözlerini ben çok seviyorum."

"Bende senin bu sakinleştiren sesini, ıssız bir orman gibi olan gözlerini ve gülerken çıkan o derin çukurlarını seviyorum doktor."

"Bana ne yaptın sen Eda? Ben senin bağımlılığını iyileştirecekken, sana bağımlı oldum."

Karnım resmen kükrediğinde Güney kocaman olmuş gözler ile bana baktı ardından kahkaha attı ve ayağa kalkıp duş almak için banyoya ilerledi.

Ben ise kıp kırmızı olmuş yüzüm ile aşağı indim ve mutfağa girip güzel bir kahvaltı masası hazırladım.

Bir yandan Kalben'in Kalp Hanım şarkısını mırıldanıyordum.

"ayıp etmişim, kayıp etmişim
Her güzel şeyi kırıp, dökmüşüm
Ben çöpmüşüm, ben çökmüşüm
Denizin bittiği yerde, sahil evleri
Ben biterim, sen başla ey sevgili
Ey sevgili, ey sevgili...

Gittiğinde, eşyalar evde kalsın
Onları kim alıyorsa, onlar alsın
Onlar alsın onlar alsın...

Bilmiyorum yanıtları,
Sormadım ki ben soruları,
Kalp hanım nasılsınız?
Ah ne çok kırıksınız..."

Arkamdan gelen alkış sesi ile yüzümde bir gülümseme oluştu, doğradığım salatalığı da tuzlayıp tabağa koydum ve masaya yerleştirdim.

"Sesin çok güzel ancak kalp hanım nasılsınız?"

Elimi Güney'in kalbine koydum ve diğer elim ile Güney'in elini kalbime koyup gözlerine bakarak sordum.

"Sence nasıl bu kalp hanım, Kalp bey?"

"Çok hızlı neden böyle Kalp hanım?"

"Çünkü Kalp hanım sevdiği Kalp bey'i hissediyor ve ikisi de çok hızlı, durmaya da hiç niyetleri yok."

"Peki bu Kalp hanım bu Kalp bey'in bir ömür boyu yanında durmak ister mi? Bir ömür boyu Kalp bey ile yaşlanmaya evet der mi?"

Güney şort'un cebinden çıkardığı yüzük kutusu ile önümde diz çöktü ve kutuyu açıp cevabımı bekledi.

"der. Evet, bir ömür boyu yaşlanırım seninle."

Sol elimin yüzük parmağına taktığı pırlanta yüzük ile gözlerim dolmuştu yaklaşık iki yıldır benimle birlikte her hâlime her şeyime şahit olmuştu.

Güney ayağa kalktığında hızla boynuna sarıldım ve dolan gözlerimi kırpıştırıp derin bir nefes aldım.

"Eda Sancaktar olmaya hazır mısın?"

"Hazırım ama çok açım."

İkimizde kahkahalara boğulduğumuzda Güney beni belimden kavrayıp sandalyeme oturttu ve karşıma geçip kendi sandalyesine oturdu.

"Gerçekten hayalinde ki evlilik teklifi bu mu müstakbel kocacım?"

"Bugün sabahtan beri birbirimize iltifatlar ettik aslında sana daha sürpriz bir şekilde yapacaktım bu teklifi gaza geldim kızım, anla işte."

"Ha ben gaza gelince evlenebileceğin bir kızım yani?"

"Hayır öyle demedim vallahi öyle demedim bitanem."

"Tamam tamam hadi afiyet olsun kocacım."

"birdaha desene?"

"Kocacımmm."

"Birdaha de bakayım?"

"Kahvaltını et da yeter artık."

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin