-2.bölüm-

682 37 4
                                        

"Tedavi..."

Eda'dan...

Sabah uyandığımda annem kıyafet dolabımı kurcalıyordu hafif bulanık bakışlarımla ve yeni uyandığım için ayılmamış kafamla anneme çatık kaşlarım ile bakıyordum.

"Eda bu ne?"

Elinde gördüğüm ilaç şişesi ile yutkundum ve nefesimi düzene sokup annemin gözlerine "bilmiyorum" bakışlarımı attım.

"hastahaneden sonra ki bir kaç günlük tedavi sırasında orada unutmuşumdur atabilirsin."

İçim acıyordu zengin olabilirim ama enayi gibi çok para döküldü o ilaca...

Annem çatık kaşlar ile bakmaya devam ettiğinde gerildim ve gözlerine bakmaya devam ettim.

"Kahvaltı hazır. Duş al, üzerini giyin ve aşağı in."

Elinde ilaç şişesi ile odadan çıktığında yastığı alıp yüzüme bastırdım ardından koca bir çığlık attım ve yastığı fırlatıp yataktan çıktım.

Üzerimde ki pijamaları çıkarttım kafamı kaldırdığımda karşımda ki aynadan kendimi inceledim sol baldırım da o tedavilerden ve maçtan kalan bir morluk vardı hiç bir zaman iyileşmiyordu.

Ne kadar krem, merhem, losyon denesem de fayda etmiyordu aynadan baldırımda sabit olan gözlerimi kaçırdım ve duş kabinine girip ılık suyu açtım...

Ilık bir duş sonrası lacivert eşofman takımımı giydim ve saçlarımı kurutmadan ve taramadan ağır adımlar ile aşağı indim, annem ne kadar bu konuda beni azarlasa da ıslak saç ile gezmek hoşuma gidiyordu.

Masada ki yerime oturduğumda annem ilaç şişesini tam önüme koydu ve sanki öfkeliymiş de bu öfkesini zor zapt ediyormuş gibi bir ses tonu ile konuşmaya başladığında anlamıştım bir haltlar döndüğünü.

"Eda, sen beni aptal yerine mi koyuyorsun?"

"Hayır, ne münasebet."

"Doktoruna danıştım ve sana hastahane'den çıkınca ilaç vermediğini söyledi bu ilacın ise senin tedavinde kullanılan ağır dozda bir ağrı kesici olduğunu reçetesiz alınamayacağını söyledi, ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Bacağım ağrıyordu hem de çok fazla ben de ilacı başka bir doktordan para karşılığında almaya başladım."

Bakışlarımı yere sabitlediğimde annem hışımla yerinden kalkıp ellerini masaya vurarak bağırmaya başlamıştı.

"SPORCU HAYATIN BİTTİ AMA BAĞIMLI OLAMAZSIN EDA! SEN KİCK BOKS İÇİN NE KADAR UĞRAŞTIN FARKINDA MISIN?! TÜM ÇABALARINI BU İLAÇ SAYESİNDE ÇÖP ETTİN BRAVO!"

Gözlerim dolduğunda, gözlerimi sıkıca kapattım ve derin nefesler almaya başladım ellerim sımsıkı yumruk olmuş tırnaklarım avuç içimi kanatıyordu.

"BUNU SEN İSTEDİN! İSTANBULDA Kİ YALI DA TEDAVİ GÖRECEKSİN!"

İnkâr etmek için yerimden kalktığımda suratıma inen tokat ile dengemi sağlayamadım ve yere düştüm.

Yüzümde oluşan gülümseme, içimdeki anne sevgisi'nin olmayışından kaynaklanan acı'nın, dışa yansımasıydı.

Gözlerim sinirden dolsa da acıdan asla ağlamazdım tedavi de çoğu kez ben acıyı tatmıştım.

Yavaş yavaş yerden kalktım ve ağır adımlar ile anneme yaklaştım ardından yüzüne yaklaşıp gözlerinin içine baktım ancak aradığım anne şefkatini bulamadım her zaman ki soğuk duvarları örülmüştü gözlerinde.

"Biliyor musun? Ben senden sadece gerçek anne sevgisini istedim, sen ise beni at yarışı yarıştırır gibi oradan oraya eğitimlere sürükledin, dadılar ile büyüttün, katı kurallar koydun bana! ödevimi yapmadığımda yada bir misafir yanında hafif gülümsediğimde bile  karanlık odada günlerce aç ve susuz bıraktın!"

"Odana git."

"Tabii ki işine gelmiyor çünkü hemen odama gitmeliyim Karanlık odaya kapatırsın yeniden değil mi?!"

"SANA ODANA GİT DEDİM!"

Bir iki adım geri gittiğimde annemin gözlerine hayal kırıklığı dolu bakışlarımı attım ardından sol bacağıma içimden küfürler savurarak ağır ve aksak adımlar ile odama çıktım.

Kapıyı kilitledim ve yatağıma ilerleyip yattım.

"Allahım benim sınavım bu mu? İyi ki başka bir insana verilmemiş çünkü çok ağır."

Gözyaşlarım yastığı ıslatırken başıma keskin bir ağrı saplanmıştı.

Kıyafet dolabımda ki kasaya doğru gidecekken annemin şişeyi aldığı aklıma geldi ve geri yatıp derin düşüncelere daldım...

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin