-15.bölüm-

263 23 2
                                    

"sürekli eksik olan,
bir süre sonra gerekli de olmuyor."

Eda'dan...

Tedaviye annem tarafından bir süreliğine ara verildiği öğrenilince, yalı'da Ankara için dönüş hazırlıklarım başlamıştı.

Güney ise yüzünde silik bir tebessüm ile yalı' da oradan oraya koşturan hizmetlileri izliyordu.

"Gidiyorum doktor, birşey demeyecek misin bana?"

"Hayır, demeyeceğim belki özlemişsindir Ankara'yı?"

"Özledim ama orada ki kişileri değil, şehri özledim sadece."

"Gitmeyi gerçekten istiyor musun Eda?"

Tam karşımda durmuş, elleri omuzlarımda ve gözlerimin içine bakarak sormuştu.

"İstiyorum doktor, orada veda etmem gereken anılarım var."

"Annen ile anlaşamadığını sana kötü şeyler yaşattığını biliyorum Eda."

Ellerini omuzlarımdan uzaklaştırdım ve Doktor'dan bir kaç adım uzaklaşıp bahçeye çıktım.

İçimde öyle bir öfke vardı ki... Değil Ankara, Türkiye'yi kasıp kavuracak kadar diri bir öfke bu.

Bir anne, evladından neden bu kadar nefret eder ki?

Bu sabah doktor, "kusurların bana hayranlık uyandırıyor kapatma onları" demişti.

Gözüm bacağımda ki morlukta takılı kaldığında tıpkı kadehten dökülen bir şarap deseni gibi duruyordu.

O maç günü aklıma geldiğinde gözlerimin yandığını ve burnumun sızladığını hissettim.

Ben yerde yüzüm kanlar içinde ve bacağım morluklar içindeyken annem'in bana nefret dolu olan bakışları zihnimin en orta yerindeydi.

Ben orada canım yandığı için ağlamamıştım evet, canım yandı ama bunlar rakibimin darbeleri'nin acısı değildi annemin o soğuk ve nefret dolu bakışları'nın acısıydı.

Arkadan kâhyâ' nın sesi geldiğinde kendimi toparladım ve yüzüne baktım.

"Hazırlıklar tamamlandı efendim, arabanız sizi havaalanına götürmek için hazır."

"Sağol, işine dönebilirsin."

Kâhyâ hızla yanımdan ayrıldığında ben de yerimden kalktım ve etrafa bir kez daha göz gezdirip evin içine girdim.

Çalışanların hepsi kapı'nın kenarında elleri önünde dolu dolu olmuş gözler ile bana bakıyordu.

Doktor ise hepsinin önünde kollarını göğüsünde kavuşturmuş gurur dolu gözler ile göğüsünü kabartmış bana bakıyordu.

Yavaş adımlar ile yanlarına ilerledim ve sırayla çalışanlara veda ettim ardından Doktor'a kısaca veda edip arabaya ilerledim.

"Eda Hanım uçak beklemeyeceksiniz anneniz bir jet hazırlamışlar."

"Ne gerek var böyle şeylere."

Kulaklığımı takıp arkadan orta sesle Eminem'in mockingbird şarkısını açtım ve camdan akıp giden yolu seyre daldım...

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin