-27.bölüm-

195 20 1
                                    

Bir tık ateşli bir bölüm olduuu!

Eda'dan...

Sabah uyandığımda, ahtapot gibi Doktor'a yapışmıştım, bacağım üzerinde, bir elim ise bedenine sarılı, başım ise göğüsündeydi...

Hızla bacağımı ve kolumu kendime çekip, yataktan kalktım, bacağım biraz sızladığında yüzümü buruşturdum ve ağır adımlar ile ses çıkartmamaya çalışarak banyoya ilerledim.

Kapıyı açıp banyoya girdim ve sesli bir şekilde kapıyı örttüm.

Lavabo'nun mermerine ellerimi koyup derin bir nefes aldım ve aynadan kendime baktım, yanaklarım kızarmıştı, gözlerim ışıl ışıl parlıyordu.

"Kendine gel kızım! Yüzünü yıka Eda! evet evet yıka yüzünü."

Suyu açtım ve yüzüme çarparak 3 defa yıkadım ve aynadan çatık kaşlar ile kendimi izledim.

Lavabo'nun kapısı tıklatıldığında korku ile sıçradım ve havlu ile yüzümü kurulayıp, kapıyı açtım.

"Günaydın doktor."

"Günaydın Edacım."

Çatık kaşlar ile yüzüne baktığımda göz kırpıp lavaboya girip kapıyı da kapatmıştı.

"Ya sabır. Millet deliye, ben akıllıya hasretim."

Giyinme odasına ilerledim ve kahverengi, oversize tişört, şort takımı giyinip aşağı indim.

Hizmetli ablalara günaydın dedim ve kahvaltı masasına oturup tabağımı doldurdum ardından çayımdan bir yudum alıp tabağımdakileri yemeye başladım...

"Gelişme var, güzel."

Gözlerim kocaman olmuş Doktor'u süzdüğümde tek kaşını kaldırıp karşılık verdi ardından ağzımdakileri yutup konuştum.

"Ne bu hâl doktor bir yere mi gidiyoruz?"

Üzerinde çok güzel siyah bir takım elbise vardı içine ise siyah gömlek giyerek daha da çekici olmuştu.

"Gitmiyoruz, ben gidiyorum."

"Ne?"

"Bir kaç iş çıktı dışarıda akşam gelirim, İdris Sancaktar canımı okur vallahi."

Elimde ki çatalı tabağın kenarına fırlatıp arkama yaslandım ve öfke ile yüzüne baktım.

"Burası bir otel değil! Ayrıca ben senin hastanım, Mafyacılık yapıp sonra da gelip ilgilenebileceğin bir süs bebeği değil!"

"Farkındayım ama diyorum ya önemli."

"Kapıdan çıkarsan bu eve dönüşün olmasın şimdi gidebilirsin."

Üzerinde ki ceketini çıkartıp sandalyeye bıraktı ve ağır adımlar ile üzerime doğru gelmeye başladı.

Her bir adımda kolunda ki düğmeleri açıp, dirseğine kadar kıvırıyordu, adımları tam önümde durduğunda sandalyeyi iki yanımda bulunan kolçaklarından tutup kendisine çevirdi ve üzerime eğilerek gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Eda, beni zor durumda bırakma yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim."

"Tehdit miydi bu? Ah çok korktum ya bak titri-..."

Dudaklarımın üzerinde hissettiğim dolgun dudaklar ile sözüm kesilmişti gözlerim kocaman olmuş öylece kala kalmıştım.

Bir kaç saniye sonra ellerimi yüzüne uzattım ve ellerimi kirli sakalları arasında gezdirdim.

Doktor sağ dizini, iki bacağımın arasına koyduğunda belim yay gibi gerilmiş ve dizine baskı uygulamıştım.

Nefes almak için dudaklarını ayırdı ve alınlarımızı birleştirip nefes nefese konuşmaya başladı.

"Eda, dayanamıyorum."

Yüzümde bir alaylı silik bir tebessüm oluştuğunda doktorun da yüzünde hafif bir tebessüm oluşmuştu.

"Benden bu kadar etkilendiğini bilmiyordum doktor."

Yerimde yayıldığımda dizi tam kadınlığıma baskı uyguluyordu, doktor'un dişlerini sıktığını gördüğümde gülümsedim ve ellerimi yüzünden ensesine ilerletip tırnak uçlarımla hafifçe dokundum.

"Yapma eda."

Kulağına doğru uzandım ve fısıldadım.

"Avcı olacakken, av olan doktor'un hazin sonu..."

Ellerimi göğüsüne koydum ve doktoru kendimden uzaklaştırıp ayağa kalktım ve  masadan bir salatalık aldım ağzıma atıp normal ses tonum ile konuşmaya başladım.

"Eee doktor? Tedaviye başlamıyor muyuz ya?"

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin