Kırk ALTI

86 10 4
                                    

Keyifli okumalar dilerim 💫

....

İtalya’dan

“ Küçük bir ara verelim. Herkes acıktı bir şeyler yedikten sonra  devam edelim. “

Sözlerimden sonra yaklaşık iki buçuk saattir devam eden toplantıda ki herkes mutlulukla derin bir nefes aldı. Çömezler ve gerçekten daralan bir kaç kişi odadan çıkarken  Ateş Kaya da bana işaret vererek dışarı çıkanlar arasındaydı.

Arkasından da yüzünden de ters ters baktım. Onu işe alırken neredeyse diz çökmediği kalmıştı. Şimdi ise utanmadan bana onu kovmam için yalvarıyordu.

Telefonum bir mesaj sesiyle daha titrerken iç çekerek elime aldım. Gördüğüm mesajla kıkırdamama engel olamadım.

Ateş Kaya nereden bulduğunu anlamadığım bonibon şekerlerle  ‘Beni ne zaman kovacaksın ya! Bitsin bu zulüm! ‘ yazmıştı.

Onun böyle olacağını tahmin etmiştim. Yanımda duran Akif abiye gösterdiğimde kendini Gülmemek için zorladı. Dudaklarını ısırırken “ Ateş Kaya çok komik çocuk. Nereden akıl ettin bilmiyorum ama onu aldığımız iyi oldu. Senin de keyfini yerine getiriyor baksana. Burada bile gülüyorsun. “ dediğinde ise farkında olmadan kendimin ne halde olduğunu anlamış oldum.

İstemsizce yüzüm eski haline dönerken “ Ateş Kaya hakkında ki tek düşüncem bir an önce şu altı ayın bitmesi. Saçmalama istersen. “ dediğimde ise hadi oradan dercesine baksa da herhangi bir şey söylemedi.

Masada hala yalı kazığı gibi oturan Lucas  gözlerini üzerimden ayırmadan hafifçe gülümsedi. Bu gülümseme kalbimi kırsa da yüzümdeki ifadeyi sabit tuttum.

İtalya’ya adım attığımdan beri onu görmekten ağlama isteğimi bastırıp duygusuzu oynamaktan gerçekten çok yorulmuştum.

“ Dilerseniz toplantıya yarın devam edelim. Sizde uzun bir yolculuk geçirdiniz. Daha konuşmamız gereken çok fazla detay var. “

İşleri bizim için zorlaştıran baş unsur bana gülümseyerek bakarken yüzüne karşı hakaret etmemek için kendimi sıktım.

Elimdeki kalemi sıkarken gözlerimi camdan gözüken havaya baktım. Karlar gökyüzünden süzülürken iç çekerek tekrardan ona doğru döndüm.

“ Bugün buradan ayrılmayı planlıyorum. Hava koşulları da malumunuz. Her şeyi konuşup  bitiremezsek de bu komiteyi  İstanbul’ da ağırlamak isterim. “

Yeşil gözlerinde ufak bir dalgalanma olurken bir kaç yudum ancak kalmış kahvesinden uzun  bir yudum aldı.

Ardından da gözlerini benden kaçırmadan bu sefer diğer konuşmaların aksine türkçe konuştu.

“ Masal seni burada ağırlamak isterim. Burası oldukça güvenli. Bana inan lütfen. “

 Cümleleriyle Kalbim sanki daha da çok kırılabilirmiş gibi darmadağın oldu.

Yutkunurken bana sanki bir bardak su teklif etmiş gibi rahatlıkla bakan gözlerine daha fazla bakamadım. Benim yerime Akif abi hızlıca “ Dönüşümüz için her şey ayarlandı. Umarım tekrar ettirmezsiniz. “ dediğinde ise Lucas onu hiç tınlamadan bana bakmaya devam etti.

Bense iç çekerek yavaşça değneklerle ayağa kalktım.

 “ Lavaboya gideceğim. Siz benim yerime de bir şeyle sipariş edin. Hemen dönerim. “

Benim  uzaklaşmamla bizden bir kaç kişi daha ayağa kalktı. Yardım tekliflerini reddettim. Kapıya kadar Uzanıp açtığımda beni karşılayan kişi Asım abiydi.

Küçük Yeşil Bulut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin