Bölüm 22 Part 3

811 42 0
                                    

Merhaba sevgili okuyucularım.

................

.............................

..........................................

Bana da yazıklar olsun...

Bir adam vardı. Bir zamanlar elini masaya vurduğun da herkes susardı. Bir adam vardı bir zamanlar, sevdası uğruna Şırnağı karşısına almış. Bir adam vardı artık. Her bir yönden yarım kalmış. Ruhu yarım. Bedeni yarım. Ömrü yarım.

Kadın kapıdan giren adama dakikalardır hayretle bakıyordu. İçinde kopan fırtınalar bir yana dışından nefes alamıyordu.

Oda boşalıp ta sadece ikisi kalınca, içinden kopan acıyla, özlemle fısıldadı.

"R.. Ronim.." adam beklemedi, koşarak aştı aralarında ki birkaç adımı. Attı kendini kadının kollarına. Öptü onu, kokladı, okşadı. Gözyaşları birbirine karışırken, ses çıkarmadan hasret giderdiler. Canları yanıyordu. Ama kavuşmanın verdiği mutluluk her şeyi gölgeliyordu.

"Kurban olduğum. Gün ışığım." Kadın titreyen dudakları arasından zar zor konuştu. Elini adamın kalbinden çekemiyordu. Onu hissettikçe bunun bir rüya olmadığına emin oluyordu.

"Yoluna öldüğüm kadın. Umudum." Özlem sarmıştı odanın her yerini, uzun süre sonra kavuşmanın verdiği mutluluk vardı kalplerde.

Yıllar sonra baba evine dönen kızın, ilk koşarak annesinde bulduğu o tanıdık his vardı. Uzun süre sonra kardeşleriyle yüz yüze konuşmanın verdiği o rahatlık vardı. Ve ne olursa olsun, kendini yanında güvende hissettiği babası, dimdik duruşu vardı. Bunların hepsini Roni sayesinde hissediyordu. Rahatlığı, güveni, mutluluğu ve aşkı.

"Sensiz ölüyordum be adam." Başını adamın omzuna yasladı. Kollarını beline sarıp, ondan ayrılmasın diye sımsıkı tuttu onu.

"Aptalım ben. Seni bırakıp giderken bende öldüm. Canımın yarısı burada seninle kalmıştı. Lakin bana kalan bana yetmiyordu. Yaşamak ne, nefes almak haramdı." Kadının kınalı saçlarını okşadı. Kokusunu çekti içine. Acıdan açılmayan gözler, özlemin verdiği acı. Kavuşmanın verdiği mutluluk. Sarhoşluk buydu işte.

"Öldüm be adam. Git dedim. Ama öldüm. Öldüm ben.... Sensizlik bana cehennem. Sensiz öldüm... öldüm..." Sesini, ağlayışını, hıçkırıklarını susturamadı. Bu kavuşma Şırnağa bile ağır gelmişti.

"Buradasın artık kollarımda." Sarhoşluk tüketmişti kadını. Sarıldığı bedende kendinden geçti. Onu kendine yaslayan adam, başını kadının saçlarına gömüp, kapattı gözlerini.

"Düştüm, ayağa kalktım. Vuruldum, ayağa kalktım. Dövüldüm, kalktım ayağa. Ama buradan gittim ya. Bu kez düştüm de, vuruldum da, dövüldüm de kalkamadım. Hatta bir ara inat ettim. Sen gelmezsen kalkmam diye. Oysa en çok senin gelmeni istemezdim. Beni o hallerde görme diye... Yarım kaldım Zijan. Beni hala sever misin?" Kolların da uyuyan kadına sımsıkı sarılan adam akan yaşlarının farkında değildi.

"Yarım kaldım. Ama kalbim hala tam. Sadece bedenim..." Eliyle ağzını kapatan adam. Susmak için çabaladı. "Özür dilerim kara gözlüm. Yarım kaldığım için." Acı buydu işte. Bitmişlik. Senin olmayan bir kadından, yarım kaldığın için özür dilemek. Acı çekmek için var olmak. Mutluluğu bulmak için çaba sarfederken, her seferin de karşına çıkanın acı olması.

Oysa insan mutlu olmak, sevilmek, öpülmek için vardı. Ama başka bir insan geliyor. Ondan her şeyi alıyor. Ve geriye sadece üç harf kalıyor. ACI.

Olmayacak insanlara bizi mahkum edip. Mutlu olacağımızı hissettiriyordu. Sonra tam "Her şey tamam" derken, yüzüne üç harfi vurup, ardına bakmadan başka bir hayatı yok etmek, acıyla yıkmak için gidiyordu. Kim gidiyor peki? Aç gözlülüğümüz. Sevgisizliğimiz. Güvensizliğimiz. Görmediğimiz ama hasret olduğumuz her şey.

"Sen yanımda olmasan bile seni severim." Kadının sözleri adamı yerinde dondurdu. "Geldiğinde fark ettim... Yürüyüşün... "Kadının gözlerinden akan yaşlar adamın kolların da kayboldu.

"Özür dilerim Zijan." Konuşmakta zorlanan adam, kadına sarılıp yüzünü gizlemek istedi. Kadın izin vermedi, onu kendinden uzaklaştırdı. "Yapma Zijan." Onu yataktan iten kadın, onun ardından kalktı yataktan.

"Bak bana. Ben ne kadar tamım da, sen benden sadece bir bacak için özür diliyorsun. " Adamın dibine kadar gelen kadın. Onun yanaklarını tutup kendine çevirdi. "Ben senden kaç kere özür dilemek zorundayım?" Kadını omuzlarından tutup kendine çeken adam... Titrek nefesleriyle, tam bir beden olduklarını hissetti.

....

Bugün günlerden neydi? Hangi ay? 4 yıldan sonra üstüne kaç yıl gelmişti? Sahi saat kaçtı? Kaç gündür bu yataktaydı? Belki de sadece birkaç saattir. Uzun süredir üzerinde olan yorgunluk yine ortaya çıkıyordu. Başını çevirip saate bakmak bile çok zor gelmişti. Tavan ise o kadar düz ki sıkılmaya başlamıştı. Gözleri tekrar kapanırken, dışarıdan onu gülümseten birinin sesi gelmişti. Kapanan gözleri açıldı. Tüm yorgunluğu bir anda yok olmuştu. Başını çevirip saate baktı. Sabahın sekizi. Yataktan doğrulurken, kolunun acısı onu durdurdu. Yatakta zorlukla oturdu. Acısı yüzünden dolan gözlerini sildi. Kolunu sıyırıp sarılı koluna baktı. Açılan kapıyla kolunu örttü hemen. Başını çevirince içeriye gireni gördü, tuttuğu nefesi verirken fark etti, kendini kastığını. Yanına gelen adam karşısına bir sandalye çekip oturdu. Elinde ki suyu masaya bırakırken, eğilip kadını alnından öptü. Hissettiği güvenle gözleri kapanan kadın. Adam ona seslenene kadar açmadı gözlerini. Adam bir elinde tuttuğu ilaçları ona uzatırken, kadın başını sallayıp içti.

"Bana her hasta olduğum da böyle bakacak mısın?" Sesinde ki şımarıklık adamı eğlendirmişti. Zijan Xezeme naz mı yapıyordu?

"Bebeğim gibi bakacağım sana." Kadın keyifle bir kahkaha atarken, adam sandalyeden kalkıp onun yanına oturdu. "Öyle bir özlem var ki içimde sana karşı. Ne kelimeler ne de ben yeterim anlatamaya, hissettirmeye." Kadının yanaklarını sevdi. "İzin ver Zijan." Heyecan içinde başını eğen kadın, bakışlarıyla adama izin verdi. Beklemedi Roni. Kadının dudaklarıyla kendi dudakları birleşirken, bu kez tamamen emin olmuştu. Bunların bir rüya olmadığına. O kazada ölmemişti. O adam onu kurtarmıştı. Onu hayata. Hayatına döndürmüştü.

Kadın geri çekilmek istedi. Adam onu belinden tutup engelledi. Kadını daha bir tutkuyla öpmeye devam etti. Hasret kaldığı tek biri vardı ve onu kolay bırakmayacaktı. Kadının zorlandığını fark ediince geri çekildi.

"Özür dilerim Zijan. Sadece içimde ki özlem beni senden uzak tutamıyor." Kadın adamı susturmak için elini onun dudaklarına kaldırdı.

"Özür dileme Roni. Seni anlıyorum. Bense sana olan hasretimden geri çekildim. Yoksa çok yanlış şeyler yapabilirim." Kadının cesur sözleri adamı şaşkına uğratmıştı. Sevildiğini ve özlendiğini bu sözlerle, bu şekilde cesurca işitmek onu deli gibi mutlu etmişti.

"Sen bana ne yapsan şikayet etmem." Kadın onun omzuna bir tane vururken.

"Şımar demedim ağam." Adam onu omuzlarından tutup kendine çekti. Sımsıkı sarıldı. Kokusunu çekti içine doya doya...

................

................................

.........................................

Şımarıklar... Oylar ve yorumlar için teşekkür ederim..

 Oylar ve yorumlar için teşekkür ederim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin