Ben geldim nasılsınız 3 bine adım adım yaklaşırken yeni bölümü atayım dedim . Yorumlarınız ve beğenileriniz beni çok mutlu ediyor .. İyi okumalar...
..............................................
Acılar her zaman bize bir şeyler öğretir. Rabb'im kulunu üzer mi? Hayır. Sen öğren diye seni sınar. "Sabredecek mi?" diye dert verir. Sen sabrettikçe , haberin olmadan güzel yollarda çiçekler eker sana .
Alak suresi. 5. ayet: "Allah insana bilmediklerini öğretir."
Elimden tutmuş beni kalabalığın içinde ardından götüren adama hayranlıkla bakıyordum. Evet bu cesaretine hayrandım. Her şeye , herkese rağmen yanımda oluşuna hayrandım. Beni mutlu edişine hayrandım. Şu bir kaç ayda beni her fırsatta mutlu edişine ve başıma açtığı belalara hayrandım. Ben bu adamın yaptığı her şeye hayrandım.
Büyük mağazanın önünde durmuştuk, bana dönüp gülünce, gözlerim şaşkınlıkla kocaman açıldı.
"Hadi gidelim. Sana bir şey göstereceğim." İstemesem de onun peşinden gittim, kapıdan geçip içeri girdik. Kısa bir süre sonra yanımıza genç bir adam gelmişti. Roni'yle el sıkışıp sarıldılar.
"Demek sonunda döndün."
Beraber üst kata çıktılar, yanıma gelen görevli kadın beni kolumdan tutup bir alt kata indirdi. Gördüğüm elbiseler ağzımı açık bırakırken, üstümde kilere baktım, şehirde ne kadar garip dursa da bu üzerimdekiler hanım ağaların her zaman giydiği şeylerdi. Boynumda Seydan ağanın düğünde taktığı altın duruyordu, Kollarımda bilezikler , parmağımda yüzükler zaten hafif bir insan olmadığımı belli ediyordu. Ama üzerimde bu kadar altınla , tek başıma bilmediğim bir yerde olmak beni korkutmuştu. Görevli beni rahat büyük koltuğa oturtup karşıma geçti.
"Hoş geldiniz Hanımım." Ona tek kaşımı kaldırarak baktım. Hanım olduğumu nereden biliyordu. "Ben sizin köyden Havinin kızıyım, oradan biliyorum." dedi ona gülümseyip başımı salladım. Bakışlarını benden çekmiyordu, bu giderek beni huzursuz ederken, oturduğum yerden kalktım. Etrafta dolanırken aynı kız elinde üç parça elbiseyle gelmişti.
"Bunları Roni ağam ayırtmıştı , geçen ay." ona ve elindekilere bakarken ne yapmam gerektiğini anlamamıştım. Yani ne edeyim , bana mı ayırdı sanki, alıp giyineyim.
Ona sırtımı dönüp askılara bakındım tekrar, ama o elindekilerle ardımdan gelip duruyordu.
"Beğenmediniz mi yoksa?" Hızla ona döndüm . Hayır , belliydi çok güzel oldukları ama Roni bir ay önceden gelip bana elbise ayıracak değilde ya. Başka biri içindir. Karşımda bana bakan kıza ne diyeceğimi bilememiştim. Kızın elindeki elbiselere bakarken en arkadakine elim uzanmıştı. Pudra renkli üzeri çiçeklerle dolu elbise, içime baharı getirmişti. Ellerimi elbisenin üzerinde gezdirirken , arkamdaki aynaya dönüp elbiseyi üzerime tuttum.
"Roni ağa hala yukarıda mı?" arkamdakine sorduğum soruya hemen onay almıştım. "Kabinler nerede.?"
Odanın köşesinde olan kabinlerden birine girip elbiseyi hemen üzerime geçirdim. Kabinden çıkıp aynı aynanın önüne geldiğimde aynadaki görüntü beni mutlu etmişti.
"Bu elbiseden başka var mı?" Kız başını olumsuz anlamda sallarken, burukça gülümsedim. Buda olmamıştı. Umursamamak istesem de olmamıştı, sinirle kızın elinde olan iki elbiseyi de denedim. Hepsinde kendimi başka hissederken , hiç birine sahip olamıyordum. Kız elbiseleri alıp yukarı çıkarken askıdaki elbiseler ilgimi çekmiyordu artık. Aklım onlarda kalmıştı.
Askıdan bir etek ve gömlek alıp koltuğa oturdum. Çok geçmeden Roni gelmiş arkadaşıyla merdivenlerden iniyordu. Ayağa kalkıp gelmelerini bekledim, arkadaşı bir baş selamı verip gitmişti. Roni yanıma gelip elimdekilere baktı.
"Bunları mı beğendin?" tek kaşı havada gözlerime bakıyordu. Hayır kim için olduğunu bilmediğim o elbiseleri beğendim diyemezdim ya.
"Evet bunlar iyi." sıkıntılı bir nefes alıp başını salladı. Elimdekileri aldı, yukarı çıkarken o kasaya gidip ödemeyi yaparken, elbiselerde karşımdaki dolabın içinde bana bakıyorlardı, sanırım ilk kez bir şeyleri bu kadar çok istiyordum. Ah, kimi kandırıyorum en çok onların kim için ayrıldığını merak ediyorum. Roni yanıma gelip baktığım yere bakınca gülümsemişti.
"Gidelim mi?" başımı sallayıp onu takip ettim. Arabaya binince geldiğimiz yolu geri gitmiştik, sadece bunun için mi gelmiştik? Sabır sabır.
Konağın kapısına gelince ona bakmadan arabadan inmiştim. Konağın kapısındaki adamlara arabadaki eşyaları almalarını söyleyip , ona döndüm. Arabadan çıkmış , dirseğini arabanın kapısına yaslamış bana bakıyordu. Gözlerimi kısıp ona baktım. Beni taklit ederken dudağındaki gülümseme beni de güldürmüştü. Elini havaya kaldırıp , bağırdı.
"Bi xatire we çawreşamın." ( Görüşmek üzere kara gözlüm.)
Onun gibi bağıramıyacağımı anladığımda yanına yaklaştım.
"Bi xere ve " ( Güle güle.)
Koca bir kahkaha atmıştı. Yüzüm kızarırken yanından kaçmak istedim. Kolumdan tutup başını boynuma yaklaştırdı.
"Yarın akşam seni almaya geleceğim."
"Benden uzaklaşıp arabaya bindi, camı açıp başını uzattı.
" Hazır olasın, işimiz var."
Başımı olumsuz anlamda sallamak isterken dilim ona 'Tamam' demişti. Gülümsemiş gözlüklerini takıp gitmişti.
Kalbim, diyorum. Ne muhteşem bir kör!
...................................................
Bittiğiğğğğğğğğğ diye bağırmıyorum tabi ki bence artık Roni ve Zijan'ı tanıma zamanı geldi bu bölümde Roniyi diğer bölümde Zijanı sizlerle paylaşacağım ve tabiki diyar , welat, jiyan gibi yan karakterleri de görüşmek üzere.
Elbiseleride atmasaydım olmazdı 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..
Novela Juvenil********** LÜTFEN KİTABINIZIN REKLAMINI YORUMLARDA YAPIN.********** Ben Zijan, kalbi kara , taş olmuş kadın, umudunu bir resme bağlamış kadın, günaha bulanmış kadın, sevdası uğruna ölen kadın, evladını kaybeden kadın, ben o kadınım, eti lime lim...