Bölüm 13 Part 3

2.4K 139 94
                                    

Merhaba arkadaşlar. Bomba bir bölümle geldim. İyiki de geldim. Sizi bir kaç günde özledim valla. Neyse duygusallığa geçiş yapmadan bölüme geçelim. İyi okumalar. Hayırlı Ramazanlar...

...................................

Aslında her geçmiş. Kendi sahibini arıyor...

Üç gün geçmişti ama Jiyan hala gelmemişti. İçindeki öfkeyi dışa vurmak istemese de ,  hareketleri son zamanlar da giderek daha sert oluyordu. Zaman geçtikçe ve bir şeyler öğrenmedikçe , hıncını etrafında ki insan ve eşyalardan çıkarıyordu. Derin bir nefes daha aldı. Elindeki ceketi fırçalarken heran parçalayabilirdi.. Öfkeyle elindeki fırçayı ceketin yakalarına vururken ,  kapı açılmış içeriye  Seydan ağa girmişti. Elinde ki havluyla saçlarını kuruluyordu. İlerleyip Zijanın büyük beyaz aynasının karşısına geçti. Saçlarını kuruladığı havluyu , yanda ki koltuğun üstüne bir top halinde atıp,   yeleğinden çıkardığı küçük tarakla saçlarını sağ tarafa yatırdı. Yaşına rağmen gür olan saçları onu olduğundan daha genç gösteriyordu.

Zijan ona bakarken dudaklarını büzüp önüne döndü. 'Saçı olsa ne olur?'. Demiş. Hemen sonrada bu düşüncesi için kendini azarlamıştı. Elindeki ceketi daha fazla hırpalamadan yatağın üstüne bıraktı. Başını çevirince kolruğuna oturmuş onu bekleyen Seydan ağayı görmüştü. Unuttuğu şeyle gözleri kocaman olmuştu. Eteğinin kenarlarını toplayıp hızlı adımlarla dolaba varıp alttaki çekmeceden bir çift çorap çıkardı. Seydan ağanın önüne çöküp çorapları ona giydirirken , dışarıdan gelen sesle başını pencereye çevirdi. Duyduğu ses bir kaç sesle karışırken önüne dönüp işini hemen bitirdi. Çöktüğü yerden kalkıp yatağın üzerindeki ceketi giymesi için tuttu.

Kocası önde kendisi ardında avluya varmışlardı. Oturan dört adam saygıyla ayağa kalkmıştı. Seydan ağanın selamıyla tekrar yerlerine oturdular.

Bilal gözlerini Zijandan alamazken , komutanının neden böyle bir delilik yaptığını anlıyordu. Bu kadının gözleri , insanı bir tepede bile nefessiz bırakırdı. Koca bir okyanusta bir damla suya muhtaç ederdi.

Seydan ağada ilerleyip onların ortasına baş köşeye oturdu. Ve herkes için acı birer kahve istedi Zijandan. Seri adımlarla mutfağa giden kadın. Bilalin bakışlarını hissetmişti. Ve oldukça  mahcup hissetmişti. Onun herşeyi biliyor olması bir yana ,  ona bakışı onu tedirgin etmişti. Geçen geç Diyarın yanına gelip ettiği isyanı hatırladı.

"Vallahi Zijan... Ahdım olsun. Jiyanı istemediği heleki yeni gördüğün birine verirsen.. Seni yok sayarım." demişti. Zijan ona ne demek istediğini sorunca öfkeyle Bilalin adını söylemişti. Gerçi Zijana ne , Jiyanın kinle evleneceği babası hala sağken kendisini kalmazdı ki. O an herşeyi yerli yerine koyan kadın öfkeyle solumuştu. Jiyan için şuan daha önemli şeyler düşünüyordu. Bu düşünceler zaten onun taşımakta zorluk çektiği kafası için fazlalıktı.

Dolaptan çıkardığı cezveye suyu koyarken derin bir nefes aldı. Bu aralar çok sık yaptığı bir şeydi bu nefesler. Cezveyi ocağa koyarken içeriye giren Deryaya vermişti geri kalanı yapması için. Dolaptan kendine bir bardak buzlu su doldurup masaya oturdu.

"Hanımım?". Mutfaktan giren kıza dönüp ne var dercesine başını salladı.

"Kız kardeşiniz geldi.". Elindeki bardak masaya düşerken su üzerine dökülmüştü. Buz gibi suyla düşüncelere dalmadan kendine gelmişti. Derya ona biraz peçete uzattı. Üzerini silmek için geç kalmıştı. Peçeteyle elini silip gelen kıza döndü.

"Tamam. Ona yaz köşesine geçmesini söyle. Ben geleceğim. ". Kız başını sallayıp giderken oda tezgaha yaklaştı. "Kahveler olunca sen götür Derya. Ağam beni sorarsa. Dersin kardeşi gelmiş.". Genç kız onu onaylayıp tepsiyi hazırladı.

Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin