Bu aralar eksik eleman yüzünden çok çalışıyorum ama sizi daha fazla merakta bırakmamak ve dediğimi yapmak için gecenin bir yarısı bölümü bilgisayara aktarıyorum, umarım beğenir ve emeklerimin karşılığını verirsiniz ...... İyi okumalar .... Mutlu hafta sonları.
.........................................
Yalnızlık , kendini her gün yıkıp, her gün kuran çok eski bir handır..
Yalnızlıktan şikayetçi değildim , zira olamazdım da şu son yıllar da her daim yalnızken , şimdi şikayet etsem bir sonuç vermezdi ellerime. Günlerdir bu odada beritanla zamanı yiyip bitiriyorduk, Roni konağa geleli 3 gün olmuştu, ilk konaktan çıkmamıştı, ama sonra ki iki gün sabah erkenden çıkıyor , gece de geç geliyordu, Zerva arkadaşlarıyla buluştuğunu söylerdi, ama neden her sabah gizli gizli çıkar , akşam da geldiğinde bitmiş ,tükenmiş bir hali olurdu, kapımın aralığından hep bakardım ona , yasaktı belki günahtı, yanlıştı, ama engel olamamak buydu işte , ne vakit adı geçse, etrafta olduğunu bilsem içim garip olurdu, sanki babamdan gizli okula gitmişim de , haberi olmuş , akşam eve gelmesini bekliyordum, adı geçince boynum bükülürdü, bilirdim biz onunla birbirimize çok benzerdik , oda çok acı çekmişti, en büyük acısı annesini hiç görmemiş olması belki de. Teyzesinin anası olması var birde, töre ne illet bir şeydi böyle , yaptığı bir şey yıllar sonra bile acı veriyordu.
Gecenin bir yarısı camın önünde gelişini bekliyordum, bugün on dakika gecikmişti, iki gündür tam on birde konağa gelmiş olurdu. Kapı çalmış içeri zerva girmişti, Şirvan yarın gelecekti, bir gece kalır ertesi gün de giderlerdi, beritanı kucağından alıp yatağa oturdum, başı omzuma düşerken ağzından garip sesler çıkarmaya başlamıştı.
"Seni özleyecek." zerva elini elimin üstüne koyunca destek vermek istediğini anlamıştım, yine gidecekti, ve ben yine yalnız kalacaktım.
"Bende bu cadıyı özleyeceğim ." omzuma yatmış beritana biraz daha sarıldım, gerçekten çok özleyecektim, bana oğlumu hatırlattığı için belki de , kucağıma alamamış olsam bile onu 7 ay taşımıştım, hissettim onca zaman , benim de bir oğlum olacaktı, keşke o doğsaydı da ben ölseydim derim her vakit, ama geçmişti o vakit, o gitmişti, dönmüyordu da ... Her şeyi hazırdı, beşiği, patikleri her şeyi hazırdı tek eksik oydu, oda gelmedi gitti, canım dediğim bir insan daha yaraladı beni,
"Zijan bir daha denesene." başımı sağa sola sallayıp olmaz demek istedim, ama sözler en iyisi olacaktı,
"Olmaz Zerva bu kez ker şeyimi kaybederim." başını sallayıp sustu, oda biliyordu benim anne olmak istediğimi ama olmuyorsa zorlamaya ne gerek vardı.. Kapı yine çalmıştı, zerva kapıyı açınca yine huzursuz olmuştum.
"İçeri gelebilir miyim sor hele?" onun sesini duyunca huzursuzluğum artmıştı, birde içeri gelmek istiyordu, ne diyecektim, Seydan ağa çiftlikteydi, söylemezsek bilmezdi, zerva bana dönünce başımı salladım, içeri girip etrafa bakındı, bana bakmıyordu, zerva'ya dönüp beritanı sordu, benim kucağım da olduğunu öğrenince durdu yerin de , bakmayacak mıydı? öyle sırtınımı dönecekti? Ayağa kalkıp önüne geçtim.
"Yeni uyudu fazla sarsmazsan iyidir, zor uyuyor sonra." hala yüzüme bakmıyordu, beritanı ona doğru uzatınca gözlerini kapattığını gördüm , madem beni görmek istemiyordun, ne diye geldin buraya be adam..
Ondan böyle yüzüme bakmamasını bekliyordum elbette , ama onun yaptığı saçmaydı, yanıma gelipte bakmamak ne istediğini , ne hissettiğini bilmediğini belli ediyordu, Zerva beritanı alıp odadan çıkınca oda çıkar sanmıştım, tam tersi bu kez yüzüme bakıp gözlerini , yüzümün her köşesinde gezdirdi. Huzursuzluk beni tekrar sararken , ona sırtımı döndüm, şimdi de o beni bakışlarıyla delirtiyordu, ben de onun gibimi yapmıştım.
"Bir şey mi istiyorsun ağam?" sesim normal çıkmıştı , ama gözlerim karşım da ki aynayı eritecek haldeydi, hemen arkam da sırtıma bakıyordu, başını kaldırıp oda aynada bana baktı,
"Neden ?" dedi , anlamadığımı belli etmek ister gibi gözleriyle birleştirdim, aynadaki gözlerimi, anlamadığımı farketmişti, "Bana dön Zİjan Hanım" . Evet ağamdı ama bana emir veremezdi, aynada ki bakışlarına tek kaşımı kaldırarak cevap verdim. Bu hareketime gülüp başını eğdi, "Ne çabuk alıştınız Hanımağa olmaya ." dedi bakışları aynada tekrar beni bulurken. Onun bu dediğine bu kez ben gülmüştüm.
"Alışamama gerek yok ağam" bana kaşlarını kaldırarak bakınca ona döndüm, istediğini elde ettiğini sanıyordu, gülümsüyordu, ondan bir kaç adım uzaklaşıp aynamın yanın da ki tek kişilik beyaz koltuğa oturdu, "Ben zaten Hanımağayım" diyip kollarımı iki yana açtım.
Bakışları aynada kendini bulunca aramızdaki uzaklığı yeni farketmiş gibi dibime kadar geldi.
"Neden dedim.?" bahsettiği kelimeden ne çıkarmamı bekliyordu, , ona bu kelimeden nasıl bir cevap verebilirdim?.
"Bahsettiğin şey nedir.,?" benden uzaklaşıp yan tarafta ki mindere çöktü. Konuşmak istediği şey her neyse uzun olacak anlaşılan.
"Neden babamla evlendin?" ve beklenen soru çok erken gelmişti..
........................
Eheheheheh evet burada kestim çok kötüyüm be bilerek devamını yazmıyorum .
Neden?
yoksa bir haftadan uzun süre bölüm atamam bir daha ki bölüm inşallah salı günü sizlerle....
Hoşça ve kitaplarla kalın.....
Zijan Hanımın aynası ve koltuğu bunlar aklınızda kalsın 😉
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..
Fiksi Remaja********** LÜTFEN KİTABINIZIN REKLAMINI YORUMLARDA YAPIN.********** Ben Zijan, kalbi kara , taş olmuş kadın, umudunu bir resme bağlamış kadın, günaha bulanmış kadın, sevdası uğruna ölen kadın, evladını kaybeden kadın, ben o kadınım, eti lime lim...