Bölüm 13 Part 2

2.5K 111 67
                                    

Mutlu güzel bir bölümle geldim. Ramazan bende denge falan bırakmadığı için karışık geliyor bölümler. İyi okumalar. Desteğe devam.

......................................

İnsan kendini en fazla
Nasıl cezalandırabilir?
Kendi olmayarak
Kendisini yaşamayarak.

Pencerenin önünde uzaklara dalmıştı. Bunca zamandır sığınağım dediği insanlardan. Darbe üstüne darbe yiyordu. Onlarca düşüncesi yok oluyordu. Ne hayalleri vardı. Evlendiği zaman ,  bir şey olursa kaçıp gelebileceği bir baba evi vardı oysaki. Ama artık orası bile cehennemden farksızdı onun için. Umutsuzluk onu benliğine hapsederken. Kötülük kapı ardında bekliyordu. Umutsuzluktan sonra hapsedeceği bedene aç bir aslanın iştahıyla bakıyordu.

Elini ensesine götürüp sıktı. Gece uyanmış bir daha da uyumamıştı. Daha gün aymadan dışarıdan gelen seslerle kalkmıştı yatağından. Annesi ve babası bir arabaya binip gitmişti. Pencereyi açıp temiz havayı ciğerlerine çekerken. Ağabeyi karısı ve Jiyanla inmişti merdivenlerden. Gözleriyle onları takip ederken. Daha dik durdu. Onlarda arabaya binip gitmişti. Nereye kadar kaçabilirlerdi. O sakladıkları her şeyi öğrenecek,  ve bu konağı onların başına yıkacaktı.

Odasının kapısı açılmış,  içeriye Fıraz girmişti. Ablasının yanına yaklaşıp dışarıya baktı. Evdekiler giderken Zijana bakmıştı. Ve ondan sonra ara ara gelmiş ama Zijanı hep aynı yerde dışarıya bakarken bulmuştu.

"Aba?". Başını kardeşine çevirirken uzun süre açık kaldığı için dolan gözlerini sildi.

" Beje Fıraz." Köşedeki sandalyeye oturup gözlerini kapattı. Bu konaktan uzaklaşmak istiyordu. Bu kötülüğün beden bulmuş hali olan evden kaçmak istiyordu.

"Ne yapacaksın... Kaçtılar.. Susamazsın.". Gözlerini açıp kendisini yüreklendiren kardeşine gülümsedi. En büyük destekçisi , yardımcısı olacaktı Fıraz.

" Susmak yok Fıraz. Herkes cezasını çekecek. Ne yaptılarsa bana misliyle ödeteceğim.". Ablasının kararlı duruşuyla gururlandı genç adam. Herşeye rağmen alınması gereken bir bedel vardı.

"Ne istersen yaparım aba.".

" Yapılacak bir şey yok. Gelecek Fıraz. Herşeyi anlatmak için kendisi gelecek. Bundan sonra kaçamaz... Oda biliyor. Herşeyi anlatıp bedelini ödeyecek....". Kendinden oldukça emin konuşan Zijan. Emindi elbette. Başlarına bir bela gibi çökecekti artık. Kaçmak yoktu artık,  sadece bugün düşünecek , onlara da kurtulduklarını , sandıkları bir gün verecekti.

"Roni ağayı ara. Ne zaman gelecekmiş.?". Telefonunu çıkarıp üst sıralarda olan numarayı aradı. Kulağına koyduğu telefon çok geçmeden açılmıştı.

" Söyle Fıraz?".

"Abam soruyor. Ne vakit geleceksin?". Konağın önüne park ettiği araçtan inerken güldü.

" Geldim. Aşağıdayım.". Karşı taraftan onay alıp kapatmıştı telefonu. Konağın kapısından geçip etrafa bakındı. Oldukça sessiz olan konak içini ürpertmişti. Bu konağı ilk kez böyle sessiz , sakin görüyordu. Merdivenler inen kadını görünce güldü. Lakin kadın ona yaklaştıkça gördüğü görüntüyle gülüşü solmuştu. Kıpkırmızı gözleriyle , çökmüş yüzüyle karşısında duran hayretle baktı. Bir insan bir gecede nasıl bu hale gelirdi. Dinlenmesi için geldiği konakta daha beter , daha beter hale gelmişti.

Hemen yanına varıp kollarından tuttu. Gözleri yüzünün her yerinde dolanırken acıyla bir "Ah!" çekti. Kendi canı daha çok yanıyordu. Bu kasın ne vakit mutlu olacaktı. Merdivenlerde gördüğü Fıraza soru dolu gözleriyle bakmıştı. Cevap vermeyen Fıraza öfkeyle bakıp başını karşısında ki kadına çevirdi.

Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin