Herkese merhaba bayramda çalıştığım için bölüm geç geldi. Herkesten özür dilerim. İyi okumalar.
.............................
Kurtarıcısını öldürür insan.
Kurtarılmayı bilmediği için.Önündeki sedir de oturan adamlara bakarken , bahçenin ortasında bir o yana bir bu yana gidip geliyordu. Sinirleri geriliyordu ama bu adamlar konuşmuyordu.
"Konuşun artık ."Sesi öksürmesine neden olacak kadar şiddetliydi. Fıraz ona su içirirken. Welatta bir sandalye getirip onun oturmasını sağlamıştı. Bahçenin ortasında oturmaya başlayan Zijan. Her iki tarafında birbirlerine olan nefret dolu bakışlarını görüyordu. Tam ortalarında oturmak hiç akıllıca gelmemişti. Kendisine kalmadan bunlar birbirlerini öldürecekti. Ve çok geçmeden Roninin ayağa fırlamasıyla Bahoz da ayağa kalkmış ona doğru gelmeye başlamıştı. Ayağa kalkan Zijan tam önünde birbirlerinin yakalarına yapışmış , ikiliye bakarken gülmeye başlamıştı. Herkes ona şaşkınlıkla bakarken o tekrar oturup kollarını birbirine doladı.
" Ne yapacaksınız ? Hadi yapın izliyoruz...". Onun kendinden emin tavrı iki adamı da afallatmıştı. Gerçekten ne yapacaklardı. Birbirlerine bir süre daha nefretle bakıp, uzaklaştılar. Yerlerine oturunca Zijan tekrar ayağa kalktı.
"Gösteriniz bittiğine göre başlayalım..". Saksıdan kopardığı karahindabayı parmakları arasında çevirirken babasının ve ağabeyinin önünde gidip gelmeye başladı. " Bahoz Şirzadi.". Başını kaldıran adam ona 'ne var' dercesine bakarken Zijan gülümsedi. "Beni babandan yaşlı bir adama satarken. " Nefesler tutulmuştu. Zijan herşeyi böyle açıkça konuşmak zorunda mıydı? Onlarca kişinin duyduğu bilinirken bunları açıkça böyle konuşması ne kadar doğruydu.? Bahoz ayağa kalkıp ona yaklaşırken Zijan bir kaç adımla ondan uzaklaşıp yüzünü buruşturdu...
"Satarken değil... Sattığında... Sana kim yardım etti. Sana bu şerefsizliği yapman için kim arka çıktı..??" Duyulan hakaret kapı arkalarındakileri fısıltılara sararken Zijan kendisine doğru adamı tutan Fıraza bırakmasını söyledi. Burnunun ucunda duran adam kızgın boğalar gibi soluyordu. Zijana el kaldırmamak için direniyordu..
"Zijan.. Hemen git yoksa sonu kötü olacak.." Öfkeden yerinde zor duruyordu. İnanamıyordu karşısındakinin beyazgülüm diye sevdiği kardeşi olduğuna. Zijan öyle bir değişmişti ki anası bile tanımıyorken. Kendisine ne oluyordu. Kendisi onu bu hale getirmişti. En çokta kendisine öfkeliydi elbette.
"Konuşacaksın Bahoz... Pisliğinin ardını kim örttü söyleceksin. Ben bugün buraya geldim. Öğrenmek için. Sakın beni boş göndermeye çalışma. Beni daha da kızdırma. Benim kaybedecek hiç birşeyim yok.. Ama senin bir ailen ve taptığın paraların var. Beni kızdırma.." Sonunda sesini yükseltip ayağını yere vurmuştu.
"Kimse yoktu Zijan.. Tek yaptım.." Gözlerini deviren Zijan elini havada sallayıp bir kaç derin nefes aldı. Bu adam artık Zijanın aptal bir saf olmadığını anlamamıştı demek ki.
"Tamam inandım. Hadi gidiyoruz.." Arkasında ki dört adam onun dediğine hayretle baş kaldırırken. Zijanın buna inanmış olmasına inanamamışlardı. Ama yüzünü görmedikleri Zijan heran Bahoza saldırıp yüzünü parçalayacak haldeydi..
"Aba?" Elini kaldırıp arkada kendisine seslenen kardeşini susturdu. Onlarda şaşkındı. Başını çevirip onlara bakınca. Hepsi de Zijanın yüzündeki ifadeden dolayı geri adım atmışlardı.. Neler oluyordu bu kadına? Bu da neydi böyle?
"Hayatını cehenneme çeviricem Bahoz.. Anlat yoksa çocuklarında telef olacak.." Gözleri öfkeyle açılan Bahoz. Ortaya atılacak kişilerin çocukları olmasını beklememişti. Ama Zijan artık. Kural , insaf tanımadan devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..
Roman pour Adolescents********** LÜTFEN KİTABINIZIN REKLAMINI YORUMLARDA YAPIN.********** Ben Zijan, kalbi kara , taş olmuş kadın, umudunu bir resme bağlamış kadın, günaha bulanmış kadın, sevdası uğruna ölen kadın, evladını kaybeden kadın, ben o kadınım, eti lime lim...