Merhaba arkadaşlar. Bölüm çok geç geldi kusura bakmayın. Ama cuma aksanından beridir hastanede refakatçi olarak kaldığım için tamamlayamadım elimdeki bölümü. Bittiği gibi de atıyorum. Bu gecikmeyi sonra telafi edeceğim.
Bu arada iki gündür kanser ve tümörle mücadele eden minik prens ve prenseslerle birlikteydim. Onlar için bir dua etmenizi istiyorum. Allah şifalarını tez zamanda versin. Amin.
.....................................................
İnsan bazen kendi yalnızlığına yoldaş olmak için, uyuyamaz.
Gözleri karanlık avluyu geçerken. İleride ağaç dibinde sigarasını içen adamı fark etti. Sabahtan beridir. Kahvaltı da olan konuşmadan beridir onu görememişti. Sigara kokusu kendisine kadar gelirken. Oturduğu sedirden kalktı. Elinde ki çay bardağını , önünde ki sehpaya koyup terliklerini giydi.
Kendisine doğru gelen kadını fark etmişti Roni. Elinde ki sigaradan bir nefes daha alıp yere attı. Ayakkabısının ucuyla ezerken, Zijan gelmiş. Bir kaç adım gerisinde durmuştu.
"Ağam?" İçinde ki sıkıntının nedeni Roniydi. Neden ondan kaçıyordu. Anlamış mıydı? Diyara olan tavrından. Ona önceden sevdalı olduğunu. İçinde ki sıkıntı büyürken. Bir adım daha yaklaştı önünde ki adama. Yüzünü hala ona dönmeyen adam. Kadını korkutuyordu.
"Efendim." Tek kelimeyle tüm kapıları açık bırakan adam. Farkında değildi. Zijanın içinde kopan fırtınaların , yüzünü ona dönmedikçe farkında değildi. Kırılan bir gururun. Cevap vermeden geri adım atan Zijan , ona sırtını dönmüş adama , sırtını döndü. Nedensiz yada belki de en büyük nedenler yüzünden. İkisi de ne yaptığını bilmeden birbirine sırt dönerken. Onları uzaktan izleyen iki çift gözden habersizlerdi.
Büyük adımlarla odasına gelen Zijan , ardına bir kere bile bakmamıştı. Odasının kapısını açıp içeri girdi. Kapıyı kapatırken gözleri duvar da asılı olan fotoğrafta kalmıştı. Herşey onun yüzünden olmuştu. Hep bu resim yüzünden onu sevmişti. İçindeki öfke ağırlığını sol tarafına verirken. Büyük bir kaç adımla duvar dibine gelmişti. Çerçeveyi duvardan indirdi. Üstünde ki bir kat tozu eliyle silip yatağa oturdu.
Bu iki adamdan biri kocasıydı. Hem Allah katında. Hem de resmi olarak evlendiği adamdı. Babası yaşında ki Seydan ağaydı. İçi yanarken ağladı. Hiç sevmediği bir adama kocam diyordu. Onun başını yere eğmemek için , bunca yıldır başını yerden kaldırmamıştı. Kalbi acıyordu. Herşey imkansız olurken , zamansız da oluyordu. Oysa sabah uyandığın da mutluydu. Gözleri neden şimdi bu kadar yaşlıydı. İmkansızı , günahı , haramı ona sırtını döndü diye ağlar mı insan? Yoksa tüm bu gözyaşları tekrar ortada kalmak yüzünden mi? Tekrar mı bıraktılar ? Söz veripte sırtını döndüğü için mi?
Eli oğlunun. Onu mutlu edenin. Yaşadığını hatırlatan insanın fotoğrafına gitti. Kalbindeki yaralar yıllar sonra iyileşmeye başlarken. Bu adam neden şimdi gelipte kabuklarını soydu. Daha altlarında ki yaralar kapanmamıştı ki. Sırtını dönmüştü ona. Gururunu yok sayıp , kendisi onun yanına gidip ona seslendiğini halde , o ona sırtını dönmüştü. Bir kere bakmamıştı. Yok saymıştı.
Elindeki çerçeveyi göğsüne bastırırken. Bir gözyaşı daha çenesinden düşmüştü. Çerçeveyi havaya kaldırıp , içinde biriken acı ve öfkeyle yere fırlattı. Camı paramparça olan. Çerçeve içindeki fotoğrafı bir hazine gibi korumuştu.
"Çık .. Git... Hayatımdan.". Öfkesi sesinin tonundan odanın duvarlarını parçalarken. Resmi camları umursamadan almıştı. Kanayan yerlerinden fotoğraf boyanırken. Güldü. Bu adamlar bu kadının gözyaşını da , kanını da akıtmaya yeminliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..
Genç Kurgu********** LÜTFEN KİTABINIZIN REKLAMINI YORUMLARDA YAPIN.********** Ben Zijan, kalbi kara , taş olmuş kadın, umudunu bir resme bağlamış kadın, günaha bulanmış kadın, sevdası uğruna ölen kadın, evladını kaybeden kadın, ben o kadınım, eti lime lim...