Merhaba canlar.. Bölüm geldi.. Sıcak sıcak okuyunuz. İyi pazarlar.. Ve haftalar.. 😊😊😊
.....................................
Sana iki şekilde bakabilirdim..
Birinci olan güzeldi.
İkinci olan zordu..
İkincisini seçtim...Güzel olan ne varsa ondaydı. Kötü olan ne varsa onda hayat bulmaya devam ediyordu. O öyle güzel ve kötü bir kadın oluyordu ki, karşısında duran büyüsüne kapılmadan duramıyordu. Hayatları boyunca en kötü şeydi onu yarım bırakmak.. Ve bir kadın bir kere değil onlarca kez yarım kalmıştı. Yüreği kötülüğe teslim olurken. Her gün tekrar etti yeminlerine.
Kaderine kim ki karışmışsa onların hayatını mahvedecekti. Kim ki kendisini yarım bıraktı. Onları paramparça bırakacaktı...
Pencereden bakınca Roni ağa ve arkadaşı gelmişti. Onlar için çardakta sofra hazırlanmaya başlamıştı. Selam vermek için aşağıya inmeye karar vermişti. Yazmasını takıp merdivenleri indi... Merdivenlerin başında telefonuyla ilgilenen Roni ağa onun geldiğini çok sonradan fark etmişti. Elindeki telefonu kapatıp cebine koydu.. Ellerini arkasında birleştirip bir kaç basamağı kalmış kadına baktı. Ona sarılmak istiyordu. Saçlarını koklamak istiyordu. Kendine hakim olmak için, arkada tuttuğu bileğini sıktı. Kendi canını yakarken. Bir yandan da farkındaydı. Kendi uzaklığı bu kadını da üzüyordu. Emin değildi. Ama öyle olmasını istiyordu. Bencilce bir düşünceyle yanıp tutuşuyordu...
"Şevbaş Zijan Hanım..". Başını kaldıran kadın onu görünce durmuş, çok geçmeden devam etmişti yoluna. Önünden geçtiği adama cevap vermeden mutfağa gitmişti. Arkasından bakan adamın omuzları çökerken. Onun neden böyle uzak davrandığını anlamıyordu. Kaşları çatılırken , yanına gelip omzunu sıkan Levent ağaya baktı...
" Böyle davranıyorsa senin dediklerini biliyor demektir..". Gözleri şaşkınlıkla açılırken bunun olmaması için yalvaracak durumdaydı. Üstelik o gece tam olarak neler dediğini bile hatırlamıyordu. Onlarca isyan etmiş ve kendine geldiğinde hastanede kimseyi bulamamıştı. Konağa gelince ayakları onu ondan izinsiz Zijanın odasına kadar sürüklemişti. Saatlerce onu izlemiş. Saçlarını koklamıştı. O gün taktığı yazmasını kendine saklamıştı. Gece yastığına serdiği yazmaya başını koyup uyumuştu. Üstelik bunu sürekli yapacağına karar vermişti.
"Bilmemesi lazım..". Onun sözlerine gözlerini devirdi Levent ağa..
" Neden? Sen herşeyi bilirken saklan.. Ama o kadın öğrenince saklanma dan yüzüne vurunca kork..". Adam kendisine öfkeli gözlerle bakan Roniden hiç etkilenmemişti.
"Bak koçum.. Sen aptalsın.. Sevdayı buldun lan... Saçma salak bir nedenden dolayı kaçıyorsun.. Neden , niye diye sormadan bir korkak gibi kaçıyorsun.. Ama bir düşün o kadın hiç bir gerçeği bilmeden , sana geldi.. Yani ona kızacağına gitte kendini damdan at...". Yanından geçip giden Levent ağa , arkasında nasıl birini bıraktığını biliyordu. Şuan kesinlikle kendisine öfkeyle bakıp, mantıklı konuştuğu için küfür ediyordu. Çardağa yönelip arkasından gelen Roni ile birlikte yere çöktü. Yere kurulan sofradan ilk Zijanın perde pilavını yemeğe başladılar...
***
Mutfağa giden Zijan , yerde minderde oturan Deryadan bir kahve istemiş ve oturmuştu. Öfkeyle oturduğu yerde parmaklarıyla oynarken. Dışarıdaki adamın cesaretini sorgulamak istiyordu. Herşeye rağmen devam etmesi ve yeminini yok sayması onu deli ediyordu.. Neyini görmüştü de ondan uzaklaşmak için yemin etmişti... Önüne konan tepsiden kahvesini alıp , büyük bir yudum içti. Deryaya dönerken onun hala yazma takması gülümsetmişti..
" Bu ne Derya?". Genç kız boynuna doladığı yazmaya dokunurken. Açılmaması için doladığı yazmanın ucunu tuttu..
"Hiç hanımım.". Tedirginlikle dolu sesini Zijan sesini fark etmişti. Elindeki bardağı tepsiye bırakıp Deryaya tam döndü..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zijan Hanım (Güçlü Kadınlar S. 1) ..TAMAMLANDI..
أدب المراهقين********** LÜTFEN KİTABINIZIN REKLAMINI YORUMLARDA YAPIN.********** Ben Zijan, kalbi kara , taş olmuş kadın, umudunu bir resme bağlamış kadın, günaha bulanmış kadın, sevdası uğruna ölen kadın, evladını kaybeden kadın, ben o kadınım, eti lime lim...